NECATİ DOĞRU’NUN YAZISINA BAKAN CEMİL ÇİÇEK’TEN JET YANIT GELDİ
Hükümetin sözcüsü Cemil Çiçek ´Bakan Çiçek’in oğluna var, TEKEL işçisine yok´ başlıklı yazımın takipçisi olarak aradı…
Açıklık açıklığı, saydamlık saydamlığı, aydınlık aydınlığı kovalar. Haber, haberi çağırır. Fikrini takip etmeyen fikirsiz olur. Haberinin devamını merak etmeyen habersiz kalır. Haber, kendi devamını getirir.
Getirdi.
Eski devlet bakanlarından ve iktidardaki hükümetin sözcüsü Cemil Çiçek, beni dün bu köşede yazdığım; “Bakan Çiçek’in oğluna var, TEKEL işçisine yok” başlıklı yazımın takipçisi olarak aradı.
Bilgi verdi, dedi ki:
Oğlum ismini sildirdi.
Ben de dedim ki:
Sayın Bakan, nasıl olur; ben önceki gün (salı) devlet şirketi Sigara Sanayii İşletmeleri ve Ticareti A. Ş’nin internet sitesine girdim baktım. Sizin oğlunuz Ahmet Çağrı Çiçek, Yönetim Kurulu üyeleri listesinde 5. sırada yer alıyor. Çıktı (print) da aldım, işte liste önümde duruyor. Dilerseniz size fakslayayım.
Bakan, izin istedi.
Oğlumla konuşayım dedi.
Telefonu kapattı.
10 dakika sonra yeniden aradı. Dedi ki; “Yönetim Kurulu üyeliğinden ayrılmıştı, ismini listeden silmemişler; konuştu, silecekler.”
***
Hatırlatayım; dünkü yazım, vahşi bir kapitalistin ve “neoliberal” diyorlar, ipek yumuşaklığı kılığına girmiş yeni liberal işverenlerin bile yapmaktan utanacağı şekilde vicdanı bir yana bırakıp, özelleştirmenin ana hukuki özüne vücut çalımı atarak, TEKEL işçilerinin kapı dışına konulması, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in oğlunun ise fabrikaları İngiliz-Amerikan şirketine satıldığı için yapacak hiçbir işi kalmamış “iktidar arpalığı tabela şirketi haline dönüşmüş” Sigara Sanayii A. Ş’ye Yönetim Kurulu üyesi olarak atanması üzerineydi.
Dün Bakan bana anlatıyor:
Oğlumun eğitimi yeterlidir.
İşsiz mi kalsın!
Özel şirketten istiyorlar.
4 misli maaş veriyorlar.
Laf olur diye gitmiyor.
Devlette çalışıyor.
Atama kanunlara uygundur.
***
Yasalara uygun olabilir ama “vicdana” uygun değil. 12 bin yaprak tütün işçisi, devletin diğer kurumlarında herhangi bir yerde işe yerleştirilip, aynı maaş ve aynı haklarla çalıştırılmayıp kapı dışına konulurken, iktidar partisinde bakanlık yapmış bir partilinin oğlunun Yönetim Kurulu’na alınması, maaşının yanısıra her ay hakkıhuzur ödenmesi, şoförlü makam arabası tahsis edilmesi etik değil.
Halkı kandırıyorsunuz.
Yani vahşi özelleştirmenin miladı haline gelmiş Tayyip Erdoğan Hükümeti’nin kadrolarını doldurduğu Özelleştirme İdaresi, 72.5 milyonluk milleti aldatıyor. Özelleştirme Kanunu, “özelleşecek devlet fabrikalarında çalışanlar aynı özlük hakları ile devletin başka kurumlarında işe yerleştirilir” diye çıkmıştı. Kanuna, bu iktidar zamanında (2004 yılında) geçici 18. madde eklenmesiyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda 4C olarak anılan “geçici personel statüsü” peydahlandı. TEKEL işçileri işte bu yeni peydahlanan “4C maddesine” sokularak ve “size devletin kasasını soydurtmam” diye aşağılanıp hakaret edilerek, cami avlusuna bırakılmış babası belirsiz piç çocuklar gibi dışarıya atılıyor. Bakan’ın oğlunu ise Yönetim Kurulu üyesi yapıyorlar.
***
Vicdanı olan sorar:
Özelleştirme sonrası 12 bin TEKEL işçisi işsiz kalmasın diye Dünya Bankası’nın da uygulamayı kabullenip parasal destek vermesiyle “işçiyi eğitimden geçirerek devletin diğer birimlerinde işe yerleştirme programı” niçin yapılmadı?
Bu programı kim engelledi?
Bu vicdansız engeli kim icat etti? Özelleştirme İdaresi’nde 2004 yılında yasaya geçici 18. maddeyi eklemeyi akıl eden uzman kim? Adı ne? O da mı yönetim kurulu üyesi?
Açıklık, açıklığı çağırır.
Aydınlık, aydınlığı getirir.
Haber, haberi kovalar.
Soruma cevap isterim!
Dipnot: Merak edenler TEKEL’e bağlı Sigara Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çağrı Çiçek’in internet sitesindeki durumuna bu linkten bakabilir. http://www.tta.gov.tr/sig_san_ust_yon_kurulu.asp