TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Özelleştirme İdaresi Başkanvekili Sn. Ahmet Aksu’nun 6 Şubat 2010 tarihli Star Gazetesi’nde yeralan açıklamalarına tepki göstererek, basına ve kamuoyuna aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
TEKEL işçilerinin direnişi, etkisini ve gücünü arttırdıkça, yalana sarılan Bakanların hastalığı, bürokratlarına da sirayet etmiş görünüyor. 6 Şubat 2010 tarihli Star Gazetesi’nde yayımlanan röportajında, Özelleştirme İdaresi Başkanvekili Sn. Ahmet AKSU, TEKEL sigara fabrikalarının özelleştirme sürecinde yaşananları, yalanlarla saptırmaktadır.
YALAN 1- PROJE GELİŞTİRDİK BAŞVURU OLMADI! ÖİB’nin geliştirdiği ve TEKEL işçisine sunduğu bir tek proje bile yoktur. “Gelin işyerinizi kuralım, hatta badananızı bile yapalım” iddiası külliyen yalandır. (Zaten ÖİB’den badanacılık isteyen yok. Vazifesini yapması yeterli olurdu.) Tam tersi, TEKGIDA-İŞ özelleştirme sürecinde yaşanan işçi sorunları ve çözümlerini AB işbirliği ile bir proje kapsamında değerlendirmiş olmasına ve akademisyenlerin hazırladığı raporlar ilgili resmi makamlara verilmesine rağmen, parmaklarını bile oynatmamışlardır.
YALAN 2- ARSALAR DEVLETTE KALDI! Devlette kaldığı iddia edilen arsalar zaten TEKEL’in mülkiyetinde olmayan, Milli Emlak’a ait olan arsalardır. TEKEL’in mülkiyetinde olanlar fabrikalarla birlikte devredilmiştir. Milli Emlak’a ait olan ve rant değeri yüksek olanlar peyderpey talan edilmeye devam edilmektedir.
YALAN 3- BAT ÜÇ YIL İŞ GARANTİSİ VE YÜZDE 25 ZAM ÖNERDİ! ÖİB, özelleştirme şartnamelerine istihdam güvencesine ilişkin düzenlemeleri bilerek ve isteyerek koymamıştır. TEKEL özelleştirmelerinde de alıcılardan istihdam şartı aranmamıştır. “Babalarının mallarını babalar gibi satmak” peşinde koşarken gözlerini kapattıkları sosyal sorunlar şimdi ayaklarına dolanınca, hesap sorulmaya başlanınca da savunmayı ve çareyi yalana başvurmakta bulmaktadırlar.
TEKEL’in sigara fabrikalarını devralan BAT üç yıl iş garantisi vermemiştir. Aslında, imza attığı sözleşmede böyle bir şart olmadığına göre vermesi için de bir neden yoktur. Nitekim, çalıştıracağını açıklamasına rağmen, fabrikaların devrinin üzerinden daha bir yıl bile geçmeden TOKAT Sigara Fabrikası’nı kapatmış ve işçilerin büyük bir bölümünü işten çıkarmıştır.
BAT ile çalışmak isteyen işçilere önerdiği zam da yüzde 25 değil, yüzde 10’dur. ÖİB Başkanvekili Sn. AKSU yine bir bilgi karartması yaparak, sanki 4000 TEKEL Sigara işçisinin tamamını BAT alacakmış da sadece 350’si gitmiş gibi bilgi vermektedir. BAT sadece mülakat için 800 kişi çağırmış ve içlerinden eleme yaparak uygun bulduklarını istihdam etmiştir. Doğrudur BAT 350 işçiyi toplamakta zorluk çekmiştir. Çünkü TEKEL işçisi bir alkollü içkiler özelleştirmesi deneyimi yaşamış ve devralan şirket daha ikinci yılını doldurmadan devraldığı işçilerin büyük bir bölümünü işten çıkarmıştır. Alkollü içkilerin devrinde de istihdam şartı öngörülmemiş, kurban işçiler olmuştur. Bu şartlar altında, Sigara fabrikası işçilerinin BAT firmasına geçmekte isteksiz davranmalarını hiç kimse, hele hele ÖİB’nin eleştirme hakkı yoktur.
Sn. AKSU, bu gerçekleri kamuoyunun bilgisinden saklamakta ve yanlışlarını, kötü özelleştirmelerini perdelemek için yalan söylemektedir. Yine işçilere 20 bin lira transfer ücreti teklif edildiği bilgisi de özellikle çarpıtılmaktadır. 20 bin lira teklifi Tokat ve Samsun dışından nakli hane yapacak işçiler için, yol masrafları ve altı aylık kira bedelleri karşılığı olarak önerilmiştir. Yoksa BAT ile çalışacak her işçiye ikramiye gibi 20 bin TL verilmesi söz konusu değildir.
YALAN 4- 4/C PLAKETLERLE, ŞÜKRANLA KARŞILANDI! İktidara geldiği günden bu yana Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmelerini yapan, sevdikleri deyimle “tüyü bitmemiş yetimlerin” vergileriyle inşa edilen tüm kamu kuruluşlarını özelleştirme talanına kurban eden Hükümet, ağa babalarına, IMF’ye verdikleri sözü yerine getirme telaşıyla hareket ederken, çaresizlik içinde kapı önüne bırakılmayı bekleyen çalışanların payına da 4/C ucubesini layık görmüştür. 4/C yürürlüğe konulduğu esnada da tepkiyle karşılanmıştır, halen de tepki görmektedir. Yoksulluğun ve açlığın pençesindeki insanların “adeta yılana sarılır” gibi 4/C’yi kabullenmelerini, ancak, AKP Hükümetinin kibri ve sosyal devleti sadece “sadaka ve merhamet” düzeyinde algılayan ideolojisi, teşekkür gibi algılayabilir. Nitekim de öyle olmaktadır. Ama aslında yaşatılan tam bir sosyal cinayettir.
YALAN 5- SENDİKALAR ERTELEDİ! Kuyruklu yalanın bir tanesi de bu. Başbakanlık, ÖİB, MALİye Bakanlığı arşivleri, Sendika’nın yazılı talepleriyle doludur. Başından beri TEKEL işçisi için 4/C’nin kabul edilebilir bir çözüm olmadığı, işçilerin özlük haklarıyla başka kuruluşlara nakli için gerekenin yapılmasının istendiği söylenmiştir. Her ortamda her vesile ile gerek ÖİB ve gerekse iktidar milletvekillerine anlatılmıştır.
ÖİB’den Genel Kurul gerekçesiyle erteleme istendiğiyse bir başka kuyruklu yalandır. Çünkü TEKGIDA-İŞ Olağan Genel Kurulu’unu 2007 yılının Eylül’ünde yapmıştır, sigara fabrikalarının ihale ve devri 2008 yılında gerçekleşmiştir. TEKGIDA-İŞ hangi genel kurul için niye erteleme isteyecektir? Yine Şube açma ve kapamanın işçilerin 4/C’ye gönderilmesi ile ne ilgisi olabilir? Savunacak, haklı, hiçbir gerekçesi bulunmayan ÖİB, artık mantık ölçülerine, akıl ve izana asla sığmayacak çarpıtmalara başvurmaktadır.
YALAN 6- SENDİKADAN İŞÇİYE BASKI VAR! Sn. ÖİB Başkanı! Boşuna çabalamayın. Bu yalan hiç tutmaz ! Çünkü, TEKEL direnişi başından beri kamuoyunun gözünün önünde cereyan ediyor. Göz önünde zira işçi sokakta yatıyor kalkıyor. Onlarca kamera, onlarca muhabir dakika dakika eylemi yansıtıyor. Hangi işçi baskıdan söz ediyor? Baskı yapan sendika tüm Türkiye’nin göz önünde referandum yapar mı? Yalan söylerken bile bir mantığı olmalı. Referandumda yüzde 99’u eyleme devam diyen bir işçi kitlesine kim baskı yapabilir? Ama doğrudur. Sizler biat kültüründen gelmiş seçilmişlerin bürokratlarısınız. Demokratik seçim, özgür irade, haklara saygı size yabancı değerler. Ama görün, bakın ve izleyin. Tabiatınızda olmayanı hiç olmazsa izleyerek öğrenin. Ortada bir baskı varsa, Hükümetin, Bakanların, valilerin baskısı var. Üstelik sadece TEKEL işçisine değil. Hak arayanları kucaklayan, sahiplenen, kendi sesi olduğuna inanan halka baskı var. Bilin ki baskılarınız da yalanlarınız da TEKEL işçisini durduramayacak.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.