BAY USLU! HAK-İŞ HANGİ KATKIYI SAĞLAMIŞ? BİR BİR ANLAT DA DÜNYA ALEM DUYSUN!
TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Hak-iş Yönetim Kurulu tarafından “TEKEL eylemine katkı vermekten vazgeçtiklerine” dair açıklamayı değerlendirerek, basına ve kamuoyuna aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Hak-iş Yönetim Kurulu tarafından “TEKEL eylemine katkı vermekten vazgeçtiklerine” dair açıklamayı değerlendirerek, basına ve kamuoyuna aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
BAY USLU! HAK-İŞ HANGİ KATKIYI SAĞLAMIŞ?
BİR BİR ANLAT DA DÜNYA ALEM DUYSUN!
Hak-iş Yönetim Kurulu, bir açıklama yaparak, TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Başkanı ve TÜRK-İŞ Genel SEKRETERİ Sn. TÜRKEL’e seviyesiz ithamlarda bulunarak, TEKEL işçilerinin eylemine katkı vermekten vazgeçtiğini beyan etmiştir. BAY USLU! Bir kez daha söylüyoruz. Uslu uslu oturun, katkınız yok ama hiç olmazsa sicilinizi daha fazla kirletmeyin.
Kamuoyunu yanıltmak için uğraşabilirsiniz ama bizim vazifemiz gerçekleri ortaya koymak, işçi sınıfı mücadelesinde ve TEKEL direnişinde “nerde durduğunuzu” ifşa etmek: İŞTE GERÇEKLER!
1- TEKEL işçisini, tam bir yıldır toplu iş sözleşmesiz bırakan sizsiniz. ÇAYKUR işçisine de aynısını yaptınız. Hükümet kitlesel tepkinin en yoğun olacağını tahmin ettiği dönemde hem ÇAYKUR işçisini, hem de TEKEL işçisini örgütsüz, dağınık bırakmanın hesabını yaptı. Taşeronluğu da size bıraktı. Evet siz taşeronsunuz. Hükümetin, bağımsız ve hür sendikacılığı yok etmeye çalışan ideolojisinin, politikasının aleti sizsiniz. Hükümet adına tetikçilik yapıyorsunuz. Hukuku çiğnemekten, yalan söylemekten, insanlara baskı yapmaktan, iktidar gücüyle tehdit etmekten çekinmiyorsunuz. TEKEL’de, 50 yıldır değişmeyen yasa hükmüne rağmen, olmayan bir işkolu tespit sorunu yarattınız. Çalışma Bakanlığı ile tezgahı kurdunuz. Konuyu yargıya sürükleyip, TEKEL işçisinin toplu sözleşme haklarını gasbettiniz. Şimdi hangi yüzle, hangi cüretle TEKEL işçisine, mücadelesine “saygı” dan bahsediyorsunuz. “Saygı” kavramı ağzınızda ne kadar zavallı bir hal alıyor. Yazık! TEKEL işçisini bu sözlerle kandırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? KANMAZLAR, HİÇ ENDİŞENİZ OLMASIN!
2- Ama ne sizin ne de Hükümetin hesabı tuttu. Çünkü TEKGIDA-İŞ, beynini, yüreğini ve inançlarını kimseye ipotek etmedi. Kimsenin inayetiyle büyük olmadı. TEKGIDA-İŞ siyasal iktidarın boyunduruğunu reddetti. O yüzden de haksızlığa uğradı. Bir tek işçisine inandı. Kendine inandı. Hak ve özgürlük idealine dayandı. Bakanlığın verdiği resmi yetki belgesi ne ki? “Sadece bir kağıt parçası” Biz gerçek yetkiyi Bakanlıktan almadık! ÇAYKUR işçisinin, TEKEL işçisinin, yüreğinden yetki aldık. Bu yetki bize onlarla birlikte ve onlarla sonuna kadar direnme yetkisi de onuru da veriyor. Ama sizi anlıyoruz. Siz bu yüceliği, bu kenetlenmeyi, bu inanç dayanışmasını anlayamazsınız. Çünkü sizin tarihiniz, mücadeleler değil, iktidar eliyle palazlanma tarihi. Hiç merak etmeyin demokrasilerde, er geç taşlar yerine oturur. Siz de payınıza düşeni alırsınız. Utancınızda boğulursunuz.
3- TEKEL işçisinin eylemi 60. gününe giriyor. Peki bu eyleme “vazgeçtiğinizi söylediğiniz; katkı” olarak ne yaptınız? Soruyoruz, ne yaptınız? Biz söyleyelim. Daha eylemin ayı dolmadan gazetelere manşet oldunuz. En taraflı, en işçi aleyhtarı kesimlerin bile dile getirmeye cesaret edemediğini BAY USLU söyledi. Hiç sıkılmadan, hiç utanmadan; en helalinden, en haklı, en meşru ekmek mücadelesini, TEKEL işçisinin mücadelesini, “demokrasi dışı güçlere hizmet etmekle” suçlayabildi. Emek tarihimizin en aziz sayfalarına şimdiden altın harflerle yazılmış, meseleye sadece vicdani yönden bakanların bile takdirini kazanmış, emeklisi, ilkokul çocuğu, kadını, işsizi, yoksuluyla tüm toplumun desteğini kazanmış bir eyleme, böyle bir karalamayı yapmak onursuzluğunu da siz yaptınız. Üzüldüğümüz bunun sizden gelmesi değil. Üzüldüğümüz, hala tabelanızda “işçi sendikası” yazıyor olması. Ama tarih her zaman kahramanları yazmaz tabii ki. Korkak ve alçakları da yazar ki, kahramanların değeri daha iyi anlaşılsın. Sizin katkıdan anladığınız bu mudur? Buysa alın katkınızı gidin BAY USLU! Böyle katkı sağlayacaksınız, köşenizde uslu uslu, sesinizi çıkarmadan oturun, en azından zarar vermezsiniz.
4- Aslında derdinizin ne olduğunu biliyoruz. Aslında gönlünüz bu mücadelenin başarısız olmasında yatıyor. İçinizden dua ediyorsunuz. Başlangıçta köstek olmaya çalıştınız. Ama baktınız ki, aldığınız tepki büyüyor. Baktınız ki, Türkiye emekçileri, tarihinde hiç olmadığı şekilde TEKEL işçisinin etrafında bütünleşiyor. TEKEL işçisi, dayanışmayı, bütünlüğü, işçi hak ve özgürlükleri için mücadele bayrağını yüceltiyor, dışında kalmaya korktunuz. Kalbi TEKEL işçileriyle yatan binlerce emekçi tabanınıza hesap verememekten korktunuz. Taşeron kimliğinizin, eylem kırıcı kimliğinizin, tetikçi kimliğinizin ifşa olmasından korktunuz. Ama sizin için “yukarısı bıyık, aşağısı sakal” tabii. Ne de olsa, yukarıda emrinde olduğunuz siyasi iktidar var. Ona da hesap vermek zorundasınız. Köşeye sıkışmışlığınız işçi sınıfı adına sizi rahatsız etmiyor galiba ama, tüm emekçileri utandırıyor. Bunu da böyle bilin!
5- Tren kaçtı BAY USLU! Eylem treni de kaçtı. Demokrasi treni de, sınıf dayanışması treni de! Bir hamle son vagona atlamayı denediniz. Ama tutunamadınız. Şimdi raylarda sürükleniyorsunuz. “Mış gibi” yaptınız. Sözümona 4 Şubat direnişine katkı verdiniz. Mitinglerde iki kişiyle tuttuğunuz pankart dışında hangi işyerinde eylem yaptınız. Biz sizi de izliyoruz. Gözlüyoruz. Üretimden gelen gücü hangi işyerinde kullandınız açıklayın da bilelim istiyoruz. Tek tek söyleyin de dünya alem bilsin diyoruz. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” demiş Ziya Paşa. Biz de yaptığınız işin aynasına bakıyoruz. Aynada görünense sadece iki yüzlülük, sınıfsal ihanet ve işbirlikçilik.
TEKEL işçisine ve bize gelince. Hak bildiğimiz yolda yürüyoruz. Hem de büyüyerek yürüyoruz. Biz meşruiyetimizi ezilenlerin, işsizlerin, yoksulların ve toplumsal vicdanı olanların yüreklerinden alıyoruz. Sahte katkılara, sahte gözyaşlarına ihtiyacımız yok.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.