DİRENEN TEKEL İŞÇİLERİ İLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!
TEKEL işçileri; 1 Nisan 2010 tarihinden itibaren Türkiye’nin her yerinde yeniden Ankara’ya geliyorlar. 78 gün, el ele, omuz omuza vererek, emeğin kardeşliğini pratiklerinde büyüten TEKEL işlerinin özlük hakları için verdikleri bu mücadele; işçi ve emekçilerin hak alma mücadelesinde önemli bir bilinç sıçraması yaratmıştır.
ATİK GENEL KONSEYİ
Türkiye’de işçi ve emekçilerin hak ve özgürlüklerini elde etme mücadelesinde, sürdürdükleri eylemlerle önemli başarılar elde eden TEKEL işçileri; 1 Nisan 2010 tarihinden itibaren Türkiye’nin her yerinde yeniden Ankara’ya geliyorlar. 78 gün, el ele, omuz omuza vererek, emeğin kardeşliğini pratiklerinde büyüten TEKEL işlerinin özlük hakları için verdikleri bu mücadele; işçi ve emekçilerin hak alma mücadelesinde önemli bir bilinç sıçraması yaratmıştır.
TEKEL işçilerinin 17 Aralık 2009 tarihinde, kölelik yasası olan 4c yasasına karşı başlattıkları eylemleri, danıştayın aldığı bir aylık süreyi uzatma kararı doğrultusunda, Mart 2010 tarihinde geçici olarak ara verilmişti. İşçiler istemeyerekte olsa, kurdukları çadırları sökerken, yeniden geri geleceklerini ve haklarını mutlaka alacaklarını kararlı bir şekilde haykırmışlardı. Bu kararlı duruşları doğrultusunda, 1 Nisan tarihinde Ankara’da olmak için tüm Türkiye’de işçiler yeniden yollara koyuldular ve haklarını almak için kararlı bir duruşla Ankara’da olacaklardır.
Dünyada işçi ve emekçilere yönelik saldırıların yoğunlaştığı, can, kan pahasına elde edilen hakların birer birer işçilerin ellerinden alındığı, yeniden orta çağ kölelik yasalarının dayatıldığı bir süreçten geçilmektedir. Açlık sınırı altında yaşayanların sayısının giderek arttığı, çalışılmasına rağmen ücretlerini düşük olasından kaynaklı geçimini sağlayamayan emekçilerin sayısının giderek arttığı bu süreçte; fakir ve zengin arasındaki makas giderek genişlemektedir. Tabi ki buna karşı mücadelede gelişmektedir. Gelişen bu mücadelenin önemli örneklerinden birisi de TEKEL işçilerinin mücadelesidir. Bu mücadelenin başarıya ulaşmasının bir tarafı TEKEL işçilerinin kararlı duruşu iken, diğer önemli bir tarafta uluslar arası alanda verilecek destektir. Bundan dolayı, Avrupa’daki yerli ve göçmen emekçiler olarak TEKEL işçilerinin verdikleri bu mücadelenin başarıya ulaşması için dayanışma ağlarımızı güçlendirmeliyiz, işçi kardeşlerimizin sürdürdükleri direnişi Avrupa’ya yaymalıyız. Çünkü haklarımızı ancak birlikte omuz omuza verilecek mücadeleyle elde edebiliriz. ATİK olarak tüm yerli ve göçmen emekçileri; direnen TEKEL işçilerinin yanında saf tutmaya ve bu direnişin Avrupa’daki sesi olmaya çağırıyoruz.
Yaşasın TEKEL işçilerinin şanlı direnişi!
TEKEL işçisinin direnişini tüm Avrupa’ya yayalım!
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
ATİK Genel Konseyi