AKP KAZANDI YA İŞÇİLER…
1 Kasım seçimlerini inanılmaz bir biçimde AKP kazandı ve tek başına iktidar oldu. Demokrasiyi tüm kurum ve kuralları ile yok edip tek adam yönetimi, giderek bir sivil diktatorya düzeni kurmak isteyen anlayışa dur denemedi.
1 Kasım seçimlerini inanılmaz bir biçimde AKP kazandı ve tek başına iktidar oldu. Demokrasiyi tüm kurum ve kuralları ile yok edip tek adam yönetimi, giderek bir sivil diktatorya düzeni kurmak isteyen anlayışa dur denemedi. AKP’nin tek başına iktidarı engellenemedi, ülkemizin ucunda ışık olmayan karanlık bir tünele sokulacağı kuşkusu yaygınlaşmaya başladı. Dış siyasetinde giderek yalnızlaşan, ekonomisi ağırlıklı olarak Arap sermayesinin öncülüğünde yabancı sermayeye teslim edilen, ülkenin seksen yıllık birikimleri hayasızca eşe, dosta peşkeş çekilen bir Türkiye geleceği güvensiz, bireyleri kuşku içinde yaşayacak bir topluma mı dönüşüşecek? 1 Kasım’ın galibi AKP, bu koşullan ve soygun düzeni değiştireceği konusunda topluma güven verebilecek mi?
AKP’NİN ÇARPIK SOSYAL POLİTİKALARI
AKP iktidarının 2016-2018 arası uygulayacağını belirttiği Ulusal İstihdam Strateji belgesinde uygulayacağını belirttiği politikalar işçiler için tam anlamı ile bir karabasan olacaktır. Önce kıdem tazminatını kaldıracağını söylüyor. Böylece işçiler en önemli iş güvencesini kaybetmiş olacaktır. Alt işverenlik konusunda hiçbir iyileştirme düşünülmemektedir. Sömürü, kölelik koşulları aynen devam edecetir. Özel İstihdam Büroları sendikaların katili olacaktır çünkü bu bürolann istihdam edeceği işçiler kendi işçisi olacak ve büro, bu işçileri başka işverenlere belli bir ücret karşılığı kiralayacaktır. Ücreti, büro alacak ve kiraladığı işçisine bunun ne kadarını vereceği insafına kalmış olacaktır. Bu işçiler o işyerinin işçisi sayılmayacağından o işyerinde örgütlenecek sendikaya üye olamayacak ve imzalayacağı sözleşmeden yararlanamayacaktır. AKP yetersiz bir yasa olan 6331 sayılı İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasını değiştirmekten, yasayı işçi yararına iyileştirmekten hiç söz etmiyor sadece çalışma hayatında güvenlik kültürünün geliştirilmesinden söz ediyor. Yasa olmadan o kültür nasıl gelişecek, işverenler yeni harcamalan nasıl yapacak hiç bilinmiyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi AKP iktidar döneminde yurtdışından nitelikli işçi getireceğinden söz ediyor. Başımızda 3 milyon Suriyeli sorunu varken bir de nitelikli işçi ithali ülkenin istihdam sorununu, sendikacılık düzenini alt üst edecektir.
SENDİKACILAR KONUŞMALIDIR
Ülkemiz sendikacılar, korkudan mı, yetersizliklerinden mi bilinmez AKP hükümeti karşısında kuzuların sessizliği içindedir. Bu program açıklandığından beri bu konuda hiçbir sendikacı görüş bildirememiştir. Belli ki hükümet karşısında susmaktan, onun sosyal politikalarını eleştirmemekten bir çıkarlan var. Belli ki sözleşme yetkisi konusunda Çalışma Bakanlığına "yaramaz çocuk" görüntüsü vemekten kaçınmak çabasındalar ama bilmeliler ki susmanın ölümlerine bir çare olması mümkün değildir. Bilmeleri gerekir ki Suriye’li üç milyon insan, ithal edilecek ntelikli işçiler sendikacılığı daha da çökertmek, işverenlere ucuz işçi sağlamak ve mevcut çalışanların, sendikalı işçilerin yüksek ücretli işçi dönemini sonlandırmak istenmektedirler. AKP’ye yalakalık etmek ne Türk-İş’e, ne Hak-İş’e, yöneticilerin kişisel çıkarı dışında, hiçbir şey kazandırmamış aksine işçi hareketi ve işçilerimiz çok şey kaybettirmiştir.
YENİ HÜKÜMET VE SENDİKACILAR
1 Kasım’dan sonra yeni hükümeti kuracak AKP karşısında sendika yöneticilerine çok önemli bir görev düşmektedir. 4857, 6356 ve 6331 sayılı yasalarda yapılması gereken çok önemli değişiklikler vardır. Sendikacılar bu üç yasa konusunda alternatif yasa taslaktan hazırlamalıdır. Bugüne kadar susanlar artık uyanmalıdır. Belki Aralıkla yapılacak Türk-İş kongresi bu konuda bir işaret fişeği olabilir. Bu konuya ileride döneceğiz.