AKP’NİN 10.KALKINMA PLANI VE TÜRK-İŞ
Hükümet´in 10. Kalkınma Planı (2014-2018), 1 Temmuz 2013´de TBMM´de onaylandı, 6 Temmuz 2013 günü, Resmi Gazetenin 28699 nolu Mükerrer sayısında yayınlandı, kesinleşti.
Hükümet’in 10. Kalkınma Planı (2014-2018), 1 Temmuz 2013’de TBMM’de onaylandı, 6 Temmuz 2013 günü, Resmi Gazetenin 28699 nolu Mükerrer sayısında yayınlandı, kesinleşti.
AKP’nin Planı önümüzdeki 5 yılda da, özelleştirmenin devamı, kamunun tasfiyesi ve çalışanlann köleleştirilmesi üzerine kurulu. Plan, kamunun sadece madencilik, enerji, ulaştırma, tanm ve imalat alanında kaldığını belirtikten sonra, "Özelleştirmelerin süreceğini" Kurumlan, "yabancı îirmahnn saün alması için teşvik edileceklerini" "Elektrik üretim tesislerinin önemli bir bölümünün ve dağıtım varlıklannın tümünün satılacağını" TCDD’nin parçalanmasıyla oluşan "TULOMSAŞ, TÜDEMSAŞ, TÜVASAŞ’m, piyasanın beklentilerine göre yapılandıracağını" "KİT’lerde hizmet alımının (taşeron sistemi ve ihalecilik) etkinleştirileceğini" ilan ediyorlar.
Aynı AKP, aynı plan… Peki, plana Türk-İş’ten itiraz oldu mu? Ya Kumlunun sendikasının örgütlü olduğu enerji sektöründe, kalanların da satılacağının ilan edilmesine Kumlu karşı çıktı mı? Ya Ergün Atalay? Demiryollan yasası sırasında TCDD’nin parçalanarak, yabancılara açık olarak satılmasına, çalışanların tasfiye edilmesine ses çıkarmayan Sayın Atalay’ın, 2014-2018 Planındaki TCDD bölümüne itirazı oldu mu? Türk-İş uyumaya devam ediyor. Sessiz kalarak, kurumların satılmasına ve AKP’ye destek olmaya devam ediyor. Bakalım Plan, çalışanların kafasına bu kez nasıl bir çuval hazırlamış? "Daha uzun süre çalışılması için teşvik" uygulanacakmış.
Anlaşılan, mezarda emeklilik yasası yetmemiş. (Demiryollarında ise, biran önce emekli olsun diye zorlayıcı yasa çıkardılar) Türk-İş yönetimi, 26 Haziran 2013 tarihinde Avukat Ferhan Tuncel imzasıyla Aydınlık’a ‘düzeltme’ yazısı gönderdi. Türk-lş’in, Ulusal İstihdam Stratejisi’ne karşı çıktığını yazmışlardı. Nasıl karşı çıkmışlar bakalım; Planda deniyor ki, esnek çalışma biçimlerinden biri olan "kısmi süreli çalışmada oran, 2006 yılında yüzde 7,6 iken, 2011’de % 11,7’ye yükseldi." Türk-lş’in, dostlar alışverişte görsün misali karşı çıkışın sonuçlan böyle. Türk-lş’in itirazı AKP’nin umurunda bile değil. Ulusal İstihdam Stratejisi bütün hızıyla devam ediyor. 2014-2018 planına da, "esnek çalışma ve kıdem tazminatını" ele alacağız, "uygun kurumlardan başlanarak, esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştıracağız" diyorlar.
Bu uygulama Devlet memurlarını da kapsayacak. Türk-lş’in kulaktan çınlasın, kiralık işçi büroları da var planda. "Geçici istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi uygulamaları yaygınlaştırılacaktır" diyorlar. Plan, memurlan da çuvaldan mahrum etmemiş. Kısmi zamanlı çalışma, performans sistemini ve esnek çalışmayı yaymayı amaçlıyorlar. Planın sonuçlan şunlar: AKP, işçi sınıfının ve sendikal hareketin başına çuval geçirmeye devam ediyor. İkincisi, işçi sınıfının haklarına sahip çıkacak, "yeter artık" diyecek sendikacı ihtiyacı. Hükümet Türk-Iş’i tınlamıyor bile. Türk-İş, yerlerde sürünüyor. Üçüncüsü, Konfederasyon yöneticileri, bırakalım sınıfa sahip çıkmayı, kendi örgütlü olduklan kurumlara ve üyelerine bile sahip çıkmıyorlar. Dördüncüsü, yandaş sendikacılık iflas etmiştir.
Başbakanın arkadaşı olmak, Cumhurbaşkanının hemşerisi olmak, ne Hükümet’in işçi sınıfını köleleştirme niyetini değiştirebildi, ne de yüzlerce Cumhuriyet kurumunun yok edilmesini. Beşincisi, tam tersine yandaş sendikacılık, işçi sınıfını ve sendikal hareketi uyuşturmakta, saldırı karşısında korumasız ve dirençsiz bırakmakta ve sendikal hareketi teslim etmektedir. Aydınlık’ta işçiler tartışıyor "Türk-Iş nerede" diye. İşçi sınıfı, bizzat sahaya inecek, sendikasına ve geleceğine sahip çıkacak. Yoksa işçi de yandı, memleket de.