AKP’NİN HAYIRLI İŞLERİ
AKP´nin işçi sınıfına verdiği zararlar saymakla bitmez. Kıdem tazminatı fonu konusundaki gelişmeler bunun son örneği. Ancak AKP´nin, başka sorunlara çözüm bulmaya çalışırken, farkında olmadan işçilere yararlı işler yaptığı da oldu.
AKP’nin işçi sınıfına verdiği zararlar saymakla bitmez. Kıdem tazminatı fonu konusundaki gelişmeler bunun son örneği. Ancak AKP’nin, başka sorunlara çözüm bulmaya çalışırken, farkında olmadan işçilere yararlı işler yaptığı da oldu.
Örneğin, 2004 yılında Avrupa Birliği’nin istekleri doğrultusunda Anayasa’nın 90. maddesine ekledikleri hüküm, uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanırlığını sağladı. İşçi sınıfımız, AB için yapılan bu düzenleme sayesinde, sendikacılarımızın önemli bir bölümünün hâlâ kullanmadıkları ve hatta farkında bile olmadıkları geniş sendikal haklara kavuştu.
AKP’nin başka amaçlarla yaptığı başka bir iş de, kaçak işçiliğin azaltılmasıdır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında zorunlu sigortalı işçi sayısı 5.2 milyondu. 2012 yılı Nisan ayında zorunlu sigortalı işçilerin sayısı 11,5 milyona yükselmişti.
Tekrar vurgulayayım. AKP’nin 10 yıllık iktidan döneminde zorunlu sigortalı işçi sayısı 5.2 milyondan 11.5 milyona yükseldi; iki katın üzerine çıktı. Bu gelişme son derece önemlidir.
Kaçak çalışan işçi, çalışma mevzuatındaki haklanndan yararlanamaz, örneğin kıdem tazminatı alamaz. Kaçak çalışan işçi, sendikalaşamaz. Kaçak işçilerin kayıtlı duruma getirilmesi, onların bu haklardan yararlanabilmesinin önkoşuludur.
Peki, AKP bunu niçin yaptı? Birkaç neden var. Türkiye’nin bu yıllarda en önemli sorunlarından biri, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesiyle birlikte sağlık harcamalarının artmasıdır. Kaçak çalışan işçinin yükselen sağlık giderleri, çeşitli biçimlerde devletin sırtına yüklenmektedir. İşçi sigortalanırsa, yükselen sağlık hizmetlerinin maliyeti işçiye ve işverene yüklenmektedir.
Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin en önemli sorunu, yaşlılık aylığı alanlann sayısının artması, sosyal güvenlik sisteminin mali olanaklarının, yaşlılık aylıklarının ödenmesine yetmemesidir. Mevzuatımıza göre, sosyal güvenlik sisteminin açıklan devlet tarafından karşılanmaktadır.
Bu durum, yeni kaynak arayışlannı gündeme getirmektedir. İhtiyarlık sigortası sosyal güvenlik sistemlerinde son derece önemlidir. İnsanlar 30 yıl, 40 yıl prim öder; daha sonra aylık almaya başlar. Türkiye’de İşçi Sigortaları Kurumu 1945 yılında kuruldu. 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanunu 2 Haziran 1949 tarihinde kabul edildi ve 1 Nisan 1950 tarihinde yürürlüğe girdi.
Yaşlılık aylıkları ödenmeye başlayıncaya kadar ihtiyarlık sigortasında biriken para, hükümetlerin elini rahatlattı. Eski adı İşçi Sigortaları Kurumu olan Sosyal Sigortalar Kurumu, sistemi zayıflatmaya yönelik birçok davranışa rağmen, 1993 yılına kadar kendi yağıyda kavrulabildi; devlete yük değil, hükümetlere destek oldu.
AKP, derinleşen kriz koşullarında yeni kaynağa ihtiyaç duyuyor. Sosyal güvenlik sisteminin giderek büyüyen açıklarının finansmanı giderek daha da zorlaşıyor. AKP bu koşullarda çok akıllı bir iş yaptı; kaçak çalışmanın üzerine gitti; çeşitli teşviklerle kaçak çalışmayı azalttı.
Sosyal güvenlik sistemine ödenen primleri artırabilmek için zorunlu sigortalı işçi sayısını 10 yılda iki katın üstüne çıkardı. Böylece işçilerden alınan gelir vergisini de artırmış oldu. Bu arada yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları iyice ağırlaştırdığından, yeni sigortalananlar yıllar boyu prim ödeyecek, bu primlerin karşılığını çok uzun yıllar sonra alabilecek.
Ancak hükümet bu primler sayesinde sosyal güvenlik sisteminin açıklarını azaltacak ve belki yaratılan kaynaktan yararlanacak. Ancak bu adım, işçi sınıfına da yaradı ve yarayacak.