IMF’nin 20 Aralık 2013 Raporu’nda, yabancı sermaye için olanakların artırılması ve “istihdamdaki katılıkların” giderilmesi çağrısı vardı.
“İstihdamdaki katılığı gidermek” demek, işçileri daha çok sömürmek ve işten atmayı kolaylaştırmaktır. Davutoğlu’nun hükümet programı, emperyalist merkezlerin bu arzusuna göre hazırlandı.
Program, enerji üretimini, demiryollarını ve PTT’yi satmayı ve Ulusal İstihdam Stratejisi’ni hızlandırmayı amaçlıyor. Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS) ise, kamuda ve mahalli idarelerde işçi kadrolarının tasfiyesini sürdürülmek, esnek çalışmayı ve performans uygulamasını yaymak, alt işverenlik ilişkisini, yani taşeron sistemini yaymak, özel istihdam bürolarına işçi kiralama olanağı sağlamak ve kıdem tazminatı primlerinin özel emeklilik şirketlerine aktarmak idi.
***
ÇSGB Faruk Çelik, UİS’in alt başlıklarının hükümet programında açıkça yazılmamış olmasından alınan OECD’yi teskin etmek için, “Programa ayrıca yazmamak, kıdem tazminatı primlerinin özel emeklilik fonlarına aktarılmasından vazgeçtiğimiz anlamına gelmez” dedi. OECD’nin son raporundan haberi olmayanlar, Faruk Çelik’in durup dururken neden böyle bir açıklama yaptığını anlamadı. OECD, “Kıdem tazminatının tasfiyesi gecikmesin” diye hükümeti azarlıyordu.
Uluslararası kredilendirme örgütü Fitch’in Eylül 2014 Türkiye raporu, ekonomide başlayan depreme işaret ediyor, “Ekonomi kırılganlaştı, dış borcun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, 2008’de yüzde 15 iken yüzde 30’a yükseldi” diyordu.
AKP’nin, kamu kurumlarını satarak ve üretimi bastırarak sebep olduğu kriz için çaresi, daha çok satmak ve daha çok kirli para getirmekti.
MALİye Bakanı, enerji santralları, madenler, şeker fabrikaları, otoyollar, köprüler, TEİAŞ, BOTAŞ’ın iletim hatları, TPAO ve şans oyunlarını satacaklarını açıkladı.
Derken IMF’nin sonbahar raporu ortaya çıktı. “Türkiye’nin batmakta olduğunu” IMF’nin de itiraf ettiği raporda, yabancı sermaye için olanakların, özelleştirmelerin, UİS’in hızlandırması isteniyordu.
***
AKP’nin 8 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2015-2017 dönemine ait Orta Vadeli Planı, emperyalist merkezlerin bu beklentilerine uygun olarak hazırlandı.
Planda, gelir sağlamak için kentsel dönüşüm rantlarına göz dikilmiş.
Planda, sağlık alanını uluslararası tekellere daha çok açmak, kamuda ilaç, tıbbi cihaz ve tedavi harcamalarını kısmayı amaçlanıyor.
Planda MALİye Bakanı’nın eksik bıraktığı özelleştirmeler de ilan edilmiş; Demiryolları… “TCDD’nin yeniden yapılandırılması tamamlanacak, demiryolu yük ve yolcu taşımacılığı özel demiryolu işletmelerine açılacaktır. TCDD’nin kamu üzerindeki mali yükü sürdürülebilir bir seviyeye çekilecektir. TÜDEMSAŞ, TÜLOMSAŞ ve TÜVASAŞ demiryolu sektöründe yapılan yasal düzenlemeler sonucu oluşan piyasa beklentilerini de karşılayacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır” deniyor.
Plan, “KİT’leri sosyal amaçlı ve kamu yararına yönelik faaliyetlerden tamamen çekmeyi” amaçlıyor.
Planda, bölücü açılımın ekonomik ayağına da hız verilmiş. “Yerel yönetimlerin öz gelirleri artırılacak, emlak vergisi sistemi ve yerel vergiler buna göre uyarlanacak” deniyor.
Plan çalışanların köleleştirilmesini hızlandırmayı amaçlıyor.
“Rekabetçi bir işgücü piyasasının oluşturulması temel amaçtır” deniyor.
“Özel istihdam büroları yaygınlaştırılacak ve faaliyet alanları geçici iş ilişkisini de kapsayacak şekilde genişletilecektir” deniyor.
“Alt işverenlik uygulamasında, ekonominin rekabet gücü dikkate alınacaktır” deniyor.
“Tüm işçiler için bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi geliştirilecektir” deniyor.
“Yurt dışından nitelikli işgücü göçünün hızlandırılması sağlanacaktır” deniyor.
Not: Bu konuya yarın da devam edeceğiz.