ANKA KADIN ARAŞTIRMA MERKEZİNİN RAPORU BAKAN ÇELİK’İ YALANLIYOR
Çalışma Bakanı Faruk Çelik´in ´Doğum izninin 20 hafta olması kadın istihdamında dezavantaj´ sözleri tartışmayı yeniden alevlendirdi. Çalışan anneye en geniş hakların sağlandığı İsveç´te kadın istihdam oranı yüzde 71,8. Onu Norveç ve Danimarka takip ediyor
Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in ‘Doğum izninin 20 hafta olması kadın istihdamında dezavantaj’ sözleri tartışmayı yeniden alevlendirdi. Çalışan anneye en geniş hakların sağlandığı İsveç’te kadın istihdam oranı yüzde 71,8. Onu Norveç ve Danimarka takip ediyor.
ANKA Kadın Araştırma Merkezi kadın istihdamı ile cinsiyet eşitliği ilişkisini irdeledi.
"İş-Aile Yaşamının Uyumlaştırılması: Türkiye’de Güncel Tartışmalar" başlığıyla hazırlanan raporda, akademisyenlerin görüşlerine de yer verildi. Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in "Doğum izninin 20 hafta olması kadın istihdamında dezavantaj, kadının çok izinli olması demek çok sayıda kadının istihdamı anlamına gelmiyor" sözleri tartışmayı yeniden alevlendirdi.
ANKA Kadın Araştırma Merkezi’nin hazırladığı rapor, doğum izninin arttırılmasıyla kadın istihdamının düşeceği yönündeki tartışmaya rakamlarla yanıt veriyor. Çalışan anneye en geniş hakların sağlandığı ülke İsveç, isveç’te 68 haftalık doğum izni uygulanıyor. İsveçli babalar da doğumdan sonraki ilk 2 ay ücretli izin kullanabiliyor. 2012’de İsveç’te kadın istihdam oranı yüzde 71,8. Danimarkalı anneler de 52 hafta doğum izni kullanabiliyor. Danimarka’da kadın istihdamı yüzde 70. Doğum izninin 46-56 hafta kullanıldığı Norveç’te kadın istihdamı yüzde 73,8. Avrupa’nın sonuncusuyuz Raporda yer alan verilere göre, Türkiye, 33 Avrupa ülkesi arasında en düşük kadın istihdamı oranına sahip ülke konumunda bulunuyor.
TÜİK verileri, Ağustos 2013 itibariyle kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 31.3 gösteriyor. ANKA Kadın Araştırma Merkezi, oranın her yıl artmasına rağmen AB ortalamasının çok altında olduğunu tespit ediyor.
Kırsalda yüksek kentte düşük
Raporda yer alan bilgilere göre, kadınların kentlerdeki istihdam oranı kırsaldakinden daha düşük. Aynı dönem aralığında kentlerde istihdam edilen kadınların oranı yüzde 23.1 iken, kırsalda bu oran yüzde 36’ya kadar çıkıyor.
Kırsal alanda "ücretsiz aile işçisi" sıfatıyla işgücüne dahil edilen kadınlar, kentlerde "ev hanımı" sıfatıyla istihdam dışında tutuluyor. Kentsel bölgelerde kadınların işgücüne katılma oranlarının düşük olmasının temel nedeni, kadın işgücün eğitim düzeyinin düşük olması.
EĞİTİMsiz ve nitelik düzeyi düşük kadın işgücü, kentlerde ya işgücü piyasına hiç giremiyor ya da kayıt dışı ekonomi içinde marjinal işlerde çalışıyor.
Aile bütçesi için evi tercih ediyor
Türkiye’de kadınların işgücüne dahil olmama yönündeki eğilimlerinin de aktarıldığı raporda, kadınların düşük ücretlerle işgücüne katılmak yerine, ev işi ve çocuk bakımı gibi işlerde çalışarak aile bütçesine katkı sunmayı hedeflediği vurgulanıyor.
Rapordaki verilere göre, 2013 yılı itibarıyla işgücüne katılmayan kadınların yüzde 60’ı ev işleriyle ilgileniyor. Yapılan araştımalar, kadınların işgücüne katılmama konusunda iki gerekçesi olduğunu gösteriyor. Bunlardan ilki, kadınların çocuklarını baktıracak kimse bulamaması. İkincisi ise çocuk bakım masraflarının çok yüksek olması.
Türkiye’de çocuk bakım hizmetlerinin kadınların işgücüne katılmalarını arttıracak şekilde kurumsallaşmamış olması, kadın istihdamını olumsuz yönde etkiliyor.
Raporda, Gazi Üniversitesi EĞİTİM Fakültesi Okul Öncesi EĞİTİMi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlkay Ulutaş’ın da değerlendirmesi yer aldı. Ulutaş, kadınların çalışma hayatına katılma oranlarının artmasına bağlı olarak çalışma koşullarının da değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Ulutaş, "Bebeğin ilk 6 ay annesi ile birlikte olması, öncelikle onun fizyolojik ihtiyacıdır. Çalışan annenin en az 24 haftalık izne ihtiyacı var. Çalışan annelerin hakları ekonomik bağlamda değil, çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmelidir" dedi.