ANKARA’DA TÜRK-İŞ VARDI
35 sendikanın üye olduğu Türkiye İşçi – Sendikaları Konfederasyonunun (Türk-İş) girişinde, uhutulmaz genel başkanlarından Seyfi Demirsoy´un Ankara´da Türk-tş vardır sözü yazılıdır.
35 sendikanın üye olduğu Türkiye İşçi – Sendikaları Konfederasyonunun (Türk-İş) girişinde, uhutulmaz genel başkanlarından Seyfi Demirsoy’un "Ankara’da Türk-tş vardır" sözü yazılıdır.
Hükümetler karşısında hep "muhalif duruş" sergilemiş, mitingleriyle, yürüyüşleriyle, üretimden gelen güçleriyle hükümetleri zora sokmuş, toplumsal ağırlığı olan, genel başkanı konuştuğu zaman ses getiren Türk-İş yıllardır yok. Dahası ülkemizde yıllardır grevler yok. Sendikalı sayısının bırakın artmasını önemli ölçüde azaldığını da belirtelim. Örneğin sendikalı olabilecek 13 milyon 700 bin kişiden sadece 700 bini sendikalı. En yüksek üyeye sahip olan Türk-İş’de 600 bin üyeden 230 bini kamu kesiminde çalışanlardan oluşuyor. İşte, bir dönem toplumsal muhalefetin odağı konumunda olan işçi sendikalan bu durumda.
Sendikalar eylemleriyle, sosyal sorumluluklanyla değil, mal varlıklanyla övünür hale geldi. Biraz başını kaldıran, hükümete karşı tavır ortaya koymaya çalışan sendikalar, "müfettiş baskısı" altına alınıyor. İşte o baskılar, sendikacıları da alabildiğine sessizleştirmiş durumda. Türk-İş’te secim haftası Türk-tş Genel Kurulu iktidar ve muhalefetin de buluşma noktasıydı. Aylar önce seçim kulisleri başlar, delege hesapları yapılır, güçlü bir Türk-İş yönetimi ortaya çıkarılırdı.
Dün, Türk-İş Genel Kurulu başladı. Pazar günü de yeni yönetim seçilecek. Son dönemlerde belki de ilk kez Türk-İş’te "muhalif bir kanat" oluştu ve mevcut Türk-İş yönetimini devirecek sayıda delegeye sahip olmasa bile, bundan böyle Türk-Iş içinde , farklı seslerin yükseleceği bir platform oluşturuldu. Petrol-İş, Tekgıda-İş, Hava -İş, Belediye İş, TGŞ, Deri-İş, Kristal-İş, Tezkoop-İş, TÜMTİS’in de aralarında bulunduğu sendikalar "güç birliği platformu" oluşturdu.
Türk-İş i harekete geçirmek, üretimden gelen güçlerini kılanmak i«*ln zorlayacak’ Güç Birliği Platformu’nun sloganı da "Türk-İş değişecek, Türkiye değişecek" oldu. Seçimde iki genel başkan adayı var. Hükümetin desteğini alan ve önceki seçimde bu destekle Türk-İş Genel Başkanlığı’na seçilen Mustafa Kumlu’nun, bu seçimde karşısında Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın bulunuyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, "Seçimi kaybetsek bile kazanan biz olacağız. Çünkü, Türkİş’e önerilerimizi götüreceğiz. Kabul edilmediği zaman sendikal güç birliği platformu olarak eylem yapılacaksa biz yapacağız, sokağa inilecekse biz ineceğiz" diyor. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu döneminde bırakın işçilerin yeni kazanımlar elde etmesini, var olan hakları da budandı.
Daha bitmedi. Bakın şimdi sırada neler var: – Kıdem tazminatı kaldırılmak isteniyor. Türk-İş’ten bir ses yok. – İşsizlik Sigortası Fonu’na el konuluyor, işçinin parası sermayeye, kamu yatırımlarına kaynak olarak kullanılıyor. Yine Türk-İş sessiz. – Özelleştirmelerle işyerleri kapanıyor, işçiler kapı önünde ama yine Türk-İş ilgisiz. – Sendikalaşma hakkı ağır saldırı ve baskı altında. Örgütlenen işçiler kapı önüne bırakılıyor, Türk-İş duyarsız. – Güvencesiz çalışma uygulamaları genişliyor.
Türk-İş’in bir mücadele platformu yok. – Asgari ücret, bölgesel asgari ücret yoluyla iyice sefalet ücretine dönüşecek. Türk-İş sessiz. – Mücadeleci sendikalar eylemleriyle hak arıyor, Türk-İş seyirci. – Hükümet yanlısı sendikalar Türk-İş’e bağlı sendikalan, üyelerini baskıyla, tehditle, sürgünle eritmeye çalışıyor.
Türk-İş ise izlemeye devam ediyor. Mücadeleci, birleştirici Türk-İs Mevcut Türk-İş yönetiminin yapacağı farklı bir şey yok. O zaman, Sendikal Güç Birliği Platformu nun genel başkan adayı Mustafa Öztaşkın’a "Mücadeleyi unutmuş, ‘Hak verilmez alınır’ ilkesini defterden silmiş, elde avuçta ne varsa hepsinin tasfiyesine giden yolu açmış" Türk-İş için ne yapacağını soruyorum. Öztaşkın. "Mücadeleci, yüzü işçi sınıfına dönük, demokratik muhalefetin örgütlü gücü olarak, hak ve özgürlüklerin savunucusu, adaletsizlik karşısında haykıran ve mücadele eden, iktidara payanda olan değil, bağımsız bir Türk-İş istiyoruz.
Bunun için Başkanlar Kurulu’nu sorumluluk üstlenen organa dönüştürüp, bağlayıcı kararlar alacağız. İşçi meclisleri toplayacağız, gelir-giderlerimiz üyelerimiz tarafından her an izlenebilecek bir yapı oluşacak" diyor. Türk-Iş Genel Kuadu’nda değişim mi? Hükümet destekli ve müfettiş baskılı oldukça değişim de zor gözüküyor.