ASIL AÇILIM ÇADIRLARDA
TEKEL işçilerinin eyleminde bugün dönüm noktalarından biri yaşanacak. Bugün Başbakan Erdoğan, işçi taleplerini görüşmek için Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu’yla görüşecek.
TEKEL işçilerinin eyleminde bugün dönüm noktalarından biri yaşanacak. Bugün Başbakan Erdoğan, işçi taleplerini görüşmek için Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu’yla görüşecek.
Eğer sonuç çıkmazsa, yarın Tekel işçileri yeniden açlık grevine başlıyor, 3 Şubat’ta da, işçi ve memur sendikalarının da destekleyeceği genel bir iş bırakma eylemi yapılacak.
Bugün ne olacak bilmiyoruz ama ne olursa olsun bence Tekel işçilerinin eylemi şimdiye kadar başarılı oldu ve sonuca da ulaşacak gibi gözüküyor.
Geçen gün birkaç gazeteci Tekel eyleminin lideri Tekgıda-İş Sendikası Başkanı Mustafa Türkel ile bir araya geldik ve gece yarısına kadar, Sakarya Caddesi’nde kurulu çadırlarda Türkel’le birlikte işçilerle sohbet ettik. Zaten Başkan ve işçilerle yaptığımız sohbetlere dayanarak başarılı olunacağını tahmin ediyorum.
Her şeyden önce sert olmayan, ideolojik tavırdan uzak, “makul” bir sendika lideri ile karşı karşıya olduğumuzu gördüm. Kendisiyle barışık bir kişi olmasının da getirdiği, “lider odaklı” bir hareket yerine taban odaklı bir hareketi seçmiş. Bu nedenle sık sık “genel grev olmaz” diyerek, kendi işçilerini sakinleştirmeye, gerçekçi sınırlara çekmeye çalışıyor. Zonguldak maden işçilerinin grevi üzerine konuştuk ve kendisini orada sendika liderlerinin çok öne çıkmasının, orta ve uzun vadede sendikaya ne kadar zarar verdiğinin bilincinde gördük.
Sendika hesaplarının şeffaflaşması, sendikaların güven sağlaması, kamu sendikacılığının bitişi ve AB çerçevesinde sendikacılığın geleceği konusunda yaptığımız sohbette, bir süredir Tekgıda-İş’in 3 ayda bir müşavir denetiminden geçmiş bilançolarını internet sitesinde yayımladığını, yönetim ve hesapların şeffaflaşması ve hesap verilebilirlik açısından yaptıklarını dinlediğimde, çağdaş bir sendikacılı ğın başarısını gördüğümü söyleyebilirim.
Hükümete biat etmeyenlerin başına gelenleri çok iyi bildiğimiz için, bu işten vazgeçirilmeleri için bir şeyler yapılmış olabileceğini düşündüm. Bu konudaki soruma aldığım yanıt yanılmadığımı gösterdi; başka sendikalara gidilmezken, MALİye Bakanlığı’nın yoğun denetimlerine tabi olmuşlar. Deyim yerindeyse didik didik taranmışlar ve kıdem tazminatlarına ilişkin yeminli müşavirlerle MALİye arasındaki uzlaşmazlık konusu dışında bu denetimlerden bir sonuç çıkarılamamış. Mustafa Türkel, “Kişisel olarak, sendikal olarak temiz ve şeffaf olmasaydık zaten bu iş buraya gelemezdi” diyor.
ASIL AÇILIM ÇADIRLARDA
Mustafa Türkel, geçmiş toplumsal hareketlerden de önemli dersler çıkarmış. Herkesin kafasında 1 Mayıs’ta çiçekleri ezen göstericilerin hâlâ bulunduğunu hatırlatarak, “Arkadaşlara başından beri ‘bir çiçeği sapından koparmayacağız’ ‘bir cam çatlamayacak, cam çatlayacağına kafamızın kırılmasına izin vereceğiz’ dedim ve sağolsunlar bu kurallara riayet ettiler” diyor. Bu harekete başlarken “Gandhi hareketi olacak” diye başladık diyen Türkel, hareketin şimdiye kadar sağladığı başarıda bu anlayışın önemli rol oynadığı görüşünde. Elbette mevcut iktidarın biriktirdiği bir “baskıya karşı tepki” de var ama bence toplumun her kesiminden bu eylemin destek görmesinin en önemli nedenlerinden biri de işçilerin bu toplumsal duyarlılıklara önem vermeleri olmuş.
Çadırlarda her türlü ideolojik görüş ve etnik kimliğe sahip işçilerin birarada sadece hak arama mücadelesi verdiklerini açıkca görüyorsunuz. Horonlar ve Kürtçe türküler eşliğinde halaylar yanyana çekiliyor. O nedenle bazı çadırların önünde “asıl açılım burada” pankartları asılmış.