AVRUPA MÜCADELECİ SENDİKALARININ ATİNA’DAKİ DAYANIŞMA TOPLANTISI
AVRUPA MÜCADELECİ SENDİKALARININ ATİNA’DAKİ DAYANIŞMA TOPLANTISI
PAME, Yunanistan Mücadeleci Sendikalar Birliği tarafından 17-18 Eylül 2010 tarihlerinde düzenlenmekte olan ve konusu “Yunan İşçileri ile Dayanışma” olan Avrupa Sendika Toplantısına sendikamızı temsilen Genel Başkanımız Mustafa Türkel ve Dış İlişkiler Danışmanımız Burcu Ayan ile Gıda-İş Sendikasını temsilen Genel Sekreter Seyit Aslan katılmaktadır.
2 günlük toplantıda başta Yunanistan mücadeleci sendikaları olmak üzere Avrupa’nın 15 ülkesinden 40 temsilci deneyimlerini paylaşmak amacıyla hazır bulunmaktadır. Yunanistan, Kıbrıs, Avusturya, Belçika, İspanya’nın Bask, Katalonya, Galiçya özerk bölgeleri, Danimarka, Fransa, Türkiye, Almanya, Macaristan, Portekiz, İsveç ve İngiltere’den mücadeleci ve militan sendika liderleri ve üyelerini bir araya getiren toplantıda Dünya Sendikalar Federasyonu yetkilileri de desteklerini sunmaktadır.
Yunanistan işçileri ve halkı her seviyede elde ettikleri kazanım ve haklarına karşı çok ciddi saldırılara maruz kalmaktadır. Bu saldırılar çalışanların ve kitlelerin maaşlarını, emekliliklerini, sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim haklarını vurmaktadır. Toplantının amacı mevcut kapitalist kriz şartlarında sendikalar ve Avrupa işçileri arasındaki düşünce paylaşımını sağlamak ve eylemlerin ortaklaştırılıp daha iyi koordine edilmesinin yollarını aramaktır.
Toplantıya katılan sendika temsilcileri hem yaşanan ekonomik krizin kendi ülkelerinde işçi sınıfına etkilerine ait bilgileri paylaşmakta hem de ekonomik krizin son bulması ve sömürüye karşı geliştirilecek ortak stratejileri belirlemek üzere fikir alışverişinde bulunmaktadır.
PAME sendikası Başkanı George Perros bugün yaptığı açılış konuşmasında organize ettikleri bu toplantıyı sermayenin saldırısına karşı Avrupa sendikaları ve işçi sınıfının karşılıklı işbirliği ve yardımının başarılması, görüş alışverişinde bulunulması açısından olumlu bir adım ve önemli bir fırsat olarak değerlendirmiştir.
Sınıf odaklı sendikaların krize karşı cevabının mücadeleci ve militan bir yolla verilmesi gerektiğini savunan Perros, aynı zamanda sendikaların mücadelelerini ortaklaştırmalarının gerekliliği ve öneminin altını çizmiştir. Hükümetlerle uzlaşmacı, işbirlikçi ve sarı sendikaların varlığına rağmen işçi sınıfı için yeni ve daha fazla zorluklar yaratmaya gebe günümüz ekonomik krizine karşı daha fazla önlem alma ve eylemliliği arttırmanın şart olduğunu sözlerine eklemiştir.
Krizin çıkış noktası olan ABD’de ve Yunanistan’daki mali veriler ve istatistikî bilgileri de paylaşan Başkan, şu anda Yunaistan kapitalizminin daha rekabetçi olmasına karşın sanayide, üretimde ve turizm sektöründe düşüşler yaşandığını belirtmiştir. Ekonomik krizin tüm AB ülkelerinde işçilerin koşullarını aşağıya çektiğini ve hükümetlerin de koşulları kötüleştirecek politikalar üretmekten başka bir şey yapmadığına değinmiştir.
PAME Başkanının Yunanistan krizi ve iflasına yönelik tespitleri şu şekildedir: “Yunanistan hükümeti kısmi süreli işler ile kısa dönemli sözleşmeleri artırmaya çalışırken özelleştirmelere hız vermekte ve enerji kaynaklarının fiyatları sürekli artış göstermektedir. Bu durum sadece Yunanistan’da değil tüm Avrupa’da kendini göstermektedir. İşsizlik oranı yükselmekte ve Yunanistan’da 182.000 yeni genç işsiz istihdam piyasasına girmeye çalışmaktadır. Geçen sene %11,9 olan 25-34 yaş arası kadınların işsizlik oranı bu sene %15.8’e yükselmiştir. Çalışanların gelirlerindeki azalış sonucu aileler taksitlerini ve borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Ekonomisi iflas eden ülkelerde hükümetler halkın ihtiyaçlarından çok sermayenin rekabet ihtiyaçlarını karşılamakta ve işçinin değil yatırımcının ve sermayenin haklarını korumaya çalışmaktadır. Hükümetler maalesef halkı kandırmakta ve eşitlik, adaletten uzak politika ve uygulamaları ile sömürüye daha fazla çanak tutmaktadırlar. Yunanistan hükümetinin bu politikalarına karşı PAME yaptığı eylem, gösteri ve grevler ile daha fazla mevzi ve saygınlık kazanmıştır. Hükümetler ile uzlaşmacı yoldan gitme hatasına düşenler ise itibarlarını ve üyelerinin güven ve inancını kaybetmişlerdir. Hem Yunanistan’da hem de krizin etkileri ile boğuşan tüm AB ülkelerinde daha yoğun eylemler organize edilmeli ve kapitalist sisteme karşı ortak bir cephe oluşturulmalıdır. Bu amaçla ilk aşamada 23 Eylül’de katma değer vergisine yapılan artışların durdurulması talebiyle açık kitlesel bir miting düzenlenmesi planlanmıştır.”
Sendikal hareket içinde 2 farklı sendikal anlayış olduğuna değinen Perros, rıza gösteren, boyun eğip, bağımlı hale gelen sendikaların rekabetin sürdürülebilirliğinin sağlanması adına sermaye, zenginerkleri, AB önlemlerini içeren uygulamalar tekeller ve çok uluslu devlerle anlaştığını belirtmiştir. Perros’a göre diğer bir sendika modeli ise sınıf odaklı, mücadeleci, AB’ye karşı itaatsiz ve başkaldırısını sürdüren sermayeye, çok uluslu tekellere karşı mücadele edip sömürüyü yok etmeye çalışan bir sendikal zihniyettir. Bu model işten çıkarmalara hayır demekte, işçi ihtiyaçlarını ön plana almakta, sabit ve sürekli işler ile günlük 7, haftalık 35 saatlik çalışmayı savunmakta, evrensel standartlarda sağlık ve eğitim hizmetleri hakkı istemekte ve emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı çıkmaktadır.
Bu hedefleri sadece Yunanistan’da değil tüm AB ülkelerinde elde etmek için sınıf odaklı hareketleri koordine edilmelidir. Bu koordinasyonun sağlanması ve toplantının ana hedeflerinin gerçekleştirilmesi için taslak ve karar bildirisi toplantı sonunda deklare edilecektir.
Sayın Mustafa Türkel’in Türkiye’deki çalışma hayatına dair analizlerini ve Tekel işçilerinin mücadelesi ile gelinen son noktayı anlattığı konuşmasının detayları ile toplantı sonuç kararları ve bildirisinin katılımcı sendika temsilcilerinin değişiklik ve ekleme önerileri ile şekillenmiş son hali de web sayfamızda yayınlanacaktır.