BAŞARI SENDİKALARIN ORTAK MÜCADELESİNDE
Son günlerde sendikalı işçilerin mücadelesinin dışında sendikasız işçiler de kitlesel eylemlerle seslerini duyurmaya başladı. Geçen hafta Doğuş Çay´ın Ordu fabrikasında 150 sendikasız işçi, greve çıktı. Amaçları iş koşullarının düzeltilmesi, ödenmeyen ikramiyelerini almaları ve 15 aydır yapılmayan maaş zammının verilmesiydi. İşçiler sendikasızdı ancak sorunun çözümünde sendikalar devreye girdi.
Son günlerde sendikalı işçilerin mücadelesinin dışında sendikasız işçiler de kitlesel eylemlerle seslerini duyurmaya başladı. Geçen hafta Doğuş Çay’ın Ordu fabrikasında 150 sendikasız işçi, greve çıktı. Amaçları iş koşullarının düzeltilmesi, ödenmeyen ikramiyelerini almaları ve 15 aydır yapılmayan maaş zammının verilmesiydi. İşçiler sendikasızdı ancak sorunun çözümünde sendikalar devreye girdi. Tek Gıda-İş Sendikası Ordu Şube Başkanı Ali Öner ve Belediye-İş Sendikası Ordu Şube Başkanı Selim Yöndem, işverenle görüşerek işçilerin sorunlarının çözümünde aracı oldular.
Görüşmeler sonucunda işçilerin talepleri kabul edildi ve grev sonlandırıldı. Bu eylemde işçilere öncülük eden şube başkanlarıyla görüştük.
‘Tek çare örgütlenmek’
AYDINLIK: Türkiye’nin bir çok yerinde olduğu gibi, Ordu’da sendikasız işçileri sorunları için ayağa kalkıyor. Ancak hak almak sendikasız işçi için daha zor. Bunun çözümü nedir sizce?
ALİ ÖNER: Bunun çözümü sendikasız işçileri sendikalı yapmaktan geçiyor. Ama bu işçileri de sendikalı yapmak bizim işimiz. Yoksa bu tür sıkıntıların önüne geçmek mümkün değil. Özellikle taşeron işçilik üzerine yapılan çalışmalar bunun en somut örneği. Hükümetin yapmış olduğu yasalar ve açıklamalar da işverene cesaret veriyor.
Esas mesele, bunun karşısında biz ne yapacağız? Sadece sendika yöneticisi düşünmeyecek bu sorunun yanıtını, taşeron işçiler ve sendikasız işçiler de düşünecek. Yani bunun çözümünü hep beraber arayacağız. Bunun da çözümü çok açık. Birlikte davranmak. Bu birlik silahını çok iyi kullanmak zorundayız.
Peki nasıl sağlanacak bu birlik? Öncelikle sendika yönetici ve temsilcileri sendikasız işçiye, taşeron işçiye nasıl gideceğini, hangi araçları kullanacağını çok iyi bilmeli. Sendikasız işçiye sendikalı olmanın yararları anlatılmalı. Tabii burada işveren de yasalardan ve mevcut hükümetten aldığı güvencelere dayanarak işçileri tehdit ediyor. Sendikalar bunları da dikkate almalı ve ona göre davranmalı.
Sendikalı işçi ile sendikasız işçinin ya da taşeron işçinin arasındaki farklar iyi anlatılmalı. Toplu direnişin örneğini geçen hafta Ordu’da Doğuş Çay’da gördük. Ama bu yetmiyor. Bunun tek çaresi, sendikalarda örgütlenmek ve işverenlerin karşısına bir kurum olarak çıkabilmek. ‘Ya değiştireceğiz ya değiştireceğiz’
AYDINLIK: İşçiler çeşitli nedenlerle sendikasızlaştırılıyor, taşeronlara devrediliyor. Ancak bu saldırılara karşı sendikalar ve konfederasyonların tepkisi zayıf. Ne yapmalı da bu durumu değiştirmeli?
ALİ ÖNER: Bakın biz Ordu’da diğer sendikalarla güzel bir birlik ve beraberlik içerisindeyiz. Sağra eyleminde, Soya eyleminde ve en son Doğuş Çay’da bunu gördük. Gıda sektörü Tek Gıda-İş Sendikasının işkolunda ama bu eylemlerde, Belediye-İş ve diğer sendikalarla ortak hareket ediyoruz. Bunu yapmak zorundayız.
Şimdi biz bu beraberliği yerellerde uygularken, Türk-İş’te bu yapılamıyorsa yine eksiklik biz şubelerde diyorum. Çünkü biz yerellerdeki birlikteliği genele taşıyamıyoruz. Yapmamız gereken şudur bence: Ya Türkİş’i değiştireceğiz ya da Türk-İş’in kadroları, yönetimin değişmesi için elinden ne geliyorsa onu yapacak.
Sendikal Güç Birliği Platformu’nun amacı bu işte. Hükümetin ve işverenlerin bu zalimce politikalarına karşı Türk-İş’i tavır almaya ve çözüm üretmeye zorlamak. Tabii burada Sendikal Güç Birliği’nin de yapması gerekenler var. Yapmış olduğu bölge toplantılarına devam etmesi gerekiyor. Tabana inmeyi sürdürmesi ve gerçekleri onlarla paylaşması çok önemli.
Sendikalara karşı başlatılan savaşa birlik ve beraberlikle karşı koymak gerekiyor. Artık bizim kaprislere pirim verecek zamanımız yok. Tek yürek olmamız lazım. Yoksa başarı şansımız yok.