Arkadaşlar merhaba;
Bilindiği üzere, uzun süredir ‘’Coronavirüs’’ belası ile uğraşıyoruz. Üstelik bir tek biz değil, tüm dünya uğraşıyor. Ve daha ne kadar süreceğini bilmediğimiz bu problem, hayatımızın her anını her alanını da altüst etmeye devam ediyor.
Sendika olarak biz, ilk günden beri karşı karşıya kaldığımız bu durumla ilgili tespitlerimizi ve tedbirlerimizi yönetim kademelerinde değerlendirdik ve gıda sektörü olmamız nedeniyle konunun hassasiyetini de göz önünde bulundurarak hem işverenlerimizle, hem de ilgili yerlerle temaslarımızı sürdürerek gerekli acil tedbirlerin alınmasını sağladık.
Arkadaşlar;
Bu yaşadığımız süreç yüzyılın en büyük felaketlerinden birisidir.
Dünya savaşlarından daha beter, düşmanın nereden geldiği belli olmayacak kadar da tehlikeli bir tablo ile karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlarım;
Biz gıda sektöründe örgütlü bir sendikayız ve sizler de gıda sektörünün çalışanlarısınız! Biz insanlığın ve ülkemizin karşılaştığı en tehlikeli durumlarda bile üretime ara vermeden, yaşama dair zinciri koparmadan, (en az sağlık kadar beslenme zinciri de önemlidir) üretmeye devam etmek zorundayız.
Biz üretmezsek açlık olur, biz üretmezsek insanların direnci morali bozulur, yağma olur, felaket olur.
Bizim yaptığımız iş, en az sağlık görevlilerinin yaptığı görev kadar kutsal, en az güvenlik görevlilerinin hizmeti kadar önemlidir.
Biz, her koşulda üretmek zorundayız, biz insanların yaşamı için olmazsa olmaz olan temel gıda üreten bir sektörde, bir iş kolunda çalışıyoruz.
Biliyoruz;
Çalışanlarımız, arkadaşlarımız, üyelerimiz zaman zaman endişeleniyor, zaman zaman geriliyor, bu ortamlarda çalışma koşullarında virüs tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını düşünerek, tedirgin oluyorlar.
Bunların hepsini anlayabiliyoruz, ama yaşam devam ediyor. Biz sendika olarak iş yerlerinde İşçi sağlığı ve iş güvenliği, çalışma koşulları, işe gidiş, gelişler de dahil her türlü sağlık tedbirlerinin alınması ve bu sürecin en az hasarla çalışanlarımızın burnu bile kanamadan atlatılması için çaba gösterebiliriz.
Kaldı ki, sizlerin de yakından bildiği gibi artık olağan koşullardan bahsedemeyiz, dünya ve Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor, sokağa çıkma yasağı başta olmak üzere, hayatımıza dair bir sürü kısıtlar ile karşı karşıyayız ve maalesef sendika olarak bir toplu iş sözleşmeli, sendikalı düzenden söz edemiyoruz artık. Çünkü bu süreç toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı da dahil, sendikal faaliyetlerin de zorunlu olarak kesintiye uğramasına yol açmış, Toplu İş Sözleşme süreçleri durdurulmuştur.
Hal böyle olunca sendika olarak, doğrudan üyelerimizden gelen mesajlar aracılığıyla ya da sosyal medya aracılığı ile zaman zaman üyelerimizden ve kamu oyundan ilgili ilgisiz beklentisi, talepleri ve tepkileri olan arkadaşlarımızın da mesajlarını alıyoruz. Kimileri haklı, Kimileri haksız ve yersiz.
Dışarıda tuzu kuru olan insanlar konuşabilirler ama biz bugün işletmelerimize, işimize sahip çıkmazsak biz bugün üretmezsek yarın işsiz kaldığımızda bugünkü yaşadığımızdan daha beter tablolarla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olur.
Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ilgili kurumları elinden geldiği kadar bu süreci yönetmeye çalışıyor. Biz devletin almış olduğu kararlara bağlı kalmak ve inanmak zorundayız.
Çünkü başka ülke yok, başka Türkiye yok!
Kimse zorla çalıştırılmıyor, kimse zorla işyerinde tutulmuyor, işletmelerimiz elinden gelen bütün tedbirleri almış durumdalar, yüzlerce, binlerce, onbinlerce insanın çalıştığı iş kolunda münferiden bu tür olaylar olacaktır ve her birey kendi çevresinde ilişkilerinde sosyal mesafe dediğimiz koruma tedbirleri de dahil her tür tedbirlerleri, işyeri dışında ve içinde kendimizi koruyarak ve düşünerek almazsak iş yerinde ortaya çıkan virüs vakalarının sorumlusu işletmelerimiz ve işverenlerimiz olamaz.
Onların ve Sendikanın sorumluluğu, işyerlerinde üyelerimizin, çalışanlarımızın sağlıklı ortamlarda çalışmalarını sağlayacak her türlü tedbiri almaktır. Çalışanların sorumluluğu da gördüğü kusurları ve eksiklikleri uyararak, kendisini güvende hissetmek ve üretmeye devam etmektir.
Sevgili kardeşlerim,değerli yol arkadaşlarım,
Bu süreç Elbette bitecek. Önemli olan zor dönemlerde işçisi ile işvereni ile sendikası ile ülke yöneticisi ile bürokratı ile işsizi ile sokaktaki ile bizim bu süreçte nasıl bir dayanışma içerisinde, nasıl birbirimizi koruyarak ve kollayarak güvenli bir gelecek için çabaladığımızı ortaya koyabilmektir.
Bu günler geçecek, geçerken bazen canımız yanacak ama, aldığımız kararlar ortaya koyduğumuz tavır, bu günlerden geleceğe güzel anıların kalmasını da sağlayabilecek beklentisi içerisindeyiz.
Bu günlerden geleceğe kötü tortular kalmamalı.
Biz TEKGIDA İŞ SENDİKASI olarak inanıyoruz ve biliyoruz ki, işletmelerimiz, işverenlerimiz, işçiler, üyelerimiz, ülkemizin her kademesindeki insanımız, bu süreci en az hasarla atlatmak için canla başla çalışıyor.
Ve biz, bu sürecin olabilecek en kısa zamanda atlatılması için sendika olarak hertürlü çabayı ortaya koymaya devam edeceğiz.
Bu sürecin atlatılmasında çabaları için başta ‘sağlık emekçileri, gıda işçileri ve üyelerimiz olmak üzere, herkese sendika olarak şükranlarımızı sunuyoruz.
Sağlıklı günler de buluşmayı dileği ile.
Mustafa TÜRKEL
Genel Başkan