Başkanlar Kurulumuz önceden belirlenen gündemle Antalya’da düzenlenen toplantıyı tamamladı. Toplantı ‘ya ilişkin sonuç bildirgesi aşağıda yer almaktadır.
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi
(16-17 Aralık 2010-ANTALYA)
TEKGIDA-İŞ Sendikası Başkanlar Kurulu 16-17 Aralık 2010 tarihinde Antalya’da toplanmıştır. Toplantıda, sendikamızın faaliyetleri ile emek hareketinin gündemini teşkil eden temel konular müzakere edilmiş ve sonuç olarak aşağıdaki hususların kamuoyuna açıklanmasına karar verilmiştir:
1-TEKGIDA-İŞ Sendikası, örgütlenme, emek hakları, demokrasi ve özgürlük mücadelesini bu güne kadar olduğu gibi, bu günden sonra da aynı kararlılık ve azimle sürdürecektir.
2-TEKGIDA-İŞ Sendikası olarak 2011 yılında, çalışma hayatı ve emek mücadelesinde yeni gelişme ve mücadele çizgisi oluşacağına inanılmaktadır.
Çalışma yasalarında yapılması düşünülen değişikliklerin sendikal yaşamın önündeki engelleri temizlemek yerine, sermaye kesiminin çıkar ve endişeleri gözetilerek hayata geçirilmeye çalışılması sosyal çatışmaların başlıca habercisidir. Keza;
-“Torba Yasa” adı altında güvencesiz ve esnek çalışma sisteminin yaygınlaştırılmaya çalışılması;
-işçi ücretlerini baskılamaya yönelik bölgesel asgari ücret girişimleri;
-iş ve istihdam yaratmak ve işsizlere güvence olmak yerine işsizlik fonunun Hükümetin seçim promosyonu olarak amaç dışı kullanılması,
-Sosyal güvenlik ve sağlık haklarının geriletilmesinin yanı sıra paralı hale getirilmesi,
sosyal çatışmalara zemin hazırlayan yeni gelişmelerdir.
3-2011 yılının bir diğer önemli konusu genel seçimlerdir. AKP Hükümetinin, 8 yıllık iktidarı sonrasında yeni dönemde de çoğunlukla iktidar olmak için siyasi ve ekonomik nüfuzunu kullanacağı açıktır.
Ancak açık olan bir başka bir şey var ki; AKP Hükümeti 8 yıllık iktidarı döneminde emekçilerden ve emekten yana hiçbir ekonomik ve siyasi karara imza atmamıştır. Toplum bilinçli olarak yoksullaştırılmış ve yoksunlaştırılmış, bu yapının üzerine de sadaka düzeni tesis edilmiştir.
Kitlelerin çaresizliği, Anayasa’da yerini bulan “sosyal devlet” ilkesinin özünü teşkil eden “hak talep etme” kavramının içeriğini boşaltmış, toplumu “yardım paketi” bekleşen zavallılar konumuna itmiştir. Bu günkü toplumsal yapıda, “hak” kavramının peşinde koşan tek etkili güç, Hükümetin baskı ve yönlendirmelerine direnebilmiş işçi sendikaları ve üyeleridir.
Artık işçi sendikaları ve işçi sınıfına düşen görev, geçmişte yapılan hataya bir kez daha düşmemek, sekiz yıllık iktidarı boyunca emekten yana tüm politikalara sırtını dönmüş, üstelik hakları geriletmiş bir siyasal partiye kesin olarak dur demektir. İşçi sendikaları bu amaçla birliktelik oluşturmak, sınıfsal konumuna uygun bir siyasi duruş sergilemek zorundadır.
4-TEKGIDA-İŞ Sendikası, yasalar ne denli olumsuz şartlar taşırsa taşısın, işverenler ve bürokratlar ne kadar engel çıkartırsa çıkarsın; kararlı ve istekli olunduğunda örgütlenme mücadelesinde başarı kazanılabileceği kanaatini taşımaktadır.
TEKGIDA-İŞ, bu kanaatini, eylemleriyle ve aldığı sonuçlarla ispatlamış bir sendikadır. Hedefimiz, sendikal hak ve özgürlüklere sınırsız imkan tanıyan yasa düzenlemelerinin hayata geçirilmesi için mücadeleye ve bu arada da yılmadan örgütlenme çalışmalarına devam etmektir. Örgütlenme sendikal faaliyetlerimizin birinci gündem maddesi olmayı sürdürecektir.
5-14 Aralık 2010, emek tarihimizin en saygın sayfalarından birini oluşturan TEKEL DİRENİŞİ’nin yıldönümüdür.
TEKGIDA-İŞ Sendikası, söz konusu eylemlilik sürecinde ve sonrasında TEKEL işçilerine önderlik yaparak, mücadeleyi barış içinde, etkili, etkin ve kamuoyuna malolacak şekilde en üst düzeyde yürüterek ve süreci yargıya taşıyarak, sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmiştir. Stratejik kararlarını ve uygulamalarını, üyelerinin genel çıkar ve beklentisi doğrultusunda yürütmüş, amacı aşan, hedefi şaşırtan( üyelerine daha fazla zarar verebilecek) yönlendirme ve baskılara prim vermeyerek, akılcı ve doğru bildiği, inandığı tarzda hareket etmiştir. Bundan böyle de farklı olmayacaktır.
Başkanlar Kurulumuz, 78 günlük TEKEL DİRENİŞİ bitiminden bu güne kadar yaşanan süreci de değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin, gündeminde olan 4/C statüsüne ilişkin davayı hala sonuçlandırmamış olması, hukuka ve hukuk devletine olan güven duygularını zedelemektedir.
Onbinlerce çalışanın ücret ve sosyal haklarına ilişkin böylesi temel bir davanın, Anayasa Mahkemesi’nin yapısal düzenine ilişkin yasal değişikliklerin yapılmamış olması nedeniyle uzaması kabul edilebilir değildir. HSYK düzenlemeleri TBMM gündemine getirilirken, Anayasa Mahkemesi’nin işleyişine ilişkin yasa değişiklikleri ilgili adım atılmaması, Hükümetin Yüksek Mahkeme’nin çalışmalarını bilerek ve isteyerek engellemeye çalıştığını düşündürmektedir. Bu durum çalışanlarda hukuksuzluğun yerleşik bir hal aldığı kanaatini pekiştirmektedir. Başkanlar Kurulumuz Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu davayı bir an önce sonuçlandırması talep ve beklentisini bir kez daha kamuoyuna ilan etmektedir.
6-Başkanlar Kurulumuzun bir diğer önemli gündem maddesi TEKEL ve ÇAYKUR toplu iş sözleşmesi yetkisinde yaşananlar olmuştur. AKP Hükümetine karşı bağımsız ve direnişçi tutumundan taviz vermeyen TEKGIDA-İŞ Sendikası’nı maddi ve manevi yönden çökertme planı olarak yürürlüğe konulan her iki yetki oyunu, yine Sendikamızın güç ve azmiyle aşılmıştır.
TEKEL’e ilişkin süreç, tüm engellemelere rağmen, açılan davaların lehimize sonuçlanması üzerine, yaklaşık yirmi aylık bir gecikmeyle ve başarıyla tamamlanmıştır.
ÇAYKUR yetki davası ise sendikamızın titiz takibi altındadır. Yerel mahkemenin lehimize verdiği kararın temyizi üzerine Yargıtay’ın incelemesini beklemektedir. Başından beri ilan ettiğimiz gibi, ÇAYKUR’da üye çoğunluğu sendikamıza aittir ve Başkanlar Kurulumuz, yargının bu durumu kesin olarak, adil bir şekilde sonuca bağlayacağına inanmaktadır. Bu arada, 2011 toplu iş sözleşmesi için de çoğunluk tespiti başvurusu yapılmıştır.
7-2011 yılının bir diğer önemli gündem maddesi kamu toplu iş sözleşmeleridir. Kamu sektöründeki yüzbinlerce işçinin ekonomik ve sosyal geleceği bu sözleşmelerin sağlayacağı haklara bağlıdır. Başkanlar Kurulumuz, kamu toplu iş sözleşmelerinin “seçimden önce bitsin” telaşı içinde, kolaycılığa ve aceleye getirilmesine karşıdır. Kamu işçilerinin yıllardan beri geriletilen hakları için mücadele verilmek zorunluluğu vardır. Başkanlar Kurulumuz, uzlaşmayı teslimiyetçilik gibi algılayan ve uygulayan yaklaşımı reddetmektedir.
8-TEKGIDA-İŞ Sendikası, Türkiye’de “şeffaf” ve “hesap verebilir” sendikacılık anlayışının öncülüğünü yapmış bir örgüt olarak, bu konudaki yönetim anlayışını aynı titizlikle sürdürmektedir. Ülkemizde işçi sendikalarına, yönetim anlayışına güven duygusunun arttırılması bu zihniyetin tüm emek örgütlerinde hakim ve geçerli kılınmasından geçmektedir. Başkanlar Kurulumuz, sadece işçi sendikaları için değil, tüm örgütsel yapılar ve daha da önemlisi tüm devlet kurumlarında da aynı ölçüde şeffaf, hesap verebilir ve hesap sorulabilir bir düzenin kurulmasını şiddetle talep etmektedir. Demokrasinin gereği budur.
9-Başkanlar Kurulumuz, emek hareketinde uluslararası dayanışmanın güçlendirilerek sürdürülmesine büyük bir önem atfetmektedir. Dünya işçilerinin dayanışması ve güç birliğinin ne denli etkili olduğu TEKEL eylemleri ve sonrasında bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çok uluslu şirketlerin hakimiyetinde gelişen yeni yüz yılda, çok uluslu emek hareketi de kendi hakim gücünü tesis etmek ve ortak mücadele zemini yaratmak zorundadır. Başkanlar Kurulumuz bu nedenle, uluslararası işçi kuruluşları ile görüşme, temas ve işbirliğinin arttırılması için her türlü girişimi yapma, geliştirme ve sürdürme kararlılığı taşımaktadır.
10- Başkanlar Kurulumuz, önümüzdeki dönem için emeğin köleleştirilmesi, emeğin ucuzlatılması ve sömürülmesi, güvencesizlik, taşeronlaşma, eğitim, sağlık gibi sosyal hakların geriletilmesi, paralı hale getirilmesi girişimlerine karşı, üretimden gelen güç dahil her türlü meşru yöntemle en etkili bir şekilde mücadele etme azim ve kararını bir kez daha yenilemekte ve kamuoyuna ilan etmektedir.
TEKGIDA-İŞ Sendikası, işçi sınıfının birlikteliği ve bütünlüğünü oluşturmak için kendisine düşen rolü en etkili bir şekilde yerine getirecektir.
Emek karşıtı politikalarla yola çıkan, hareket eden siyasi anlayışla sonuna kadar mücadele edecektir. Buna mukabil, emek yanlısı politikalarla yola çıkan siyasi partiler de, elbette ki bu yolda yalnız bırakılmayacaktır.
Hedefimiz, üyelerimizin olduğu kadar, işsizlerin, örgütsüz çalışanların, toplumun dar ve yoksul kesimlerinin de sözcüsü, hak savunucusu olmak ve sosyal adaletsizliğin giderildiği, insanca, hakça bir düzen kurmaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.