Dün bu köşede başkanlık rejimi ile yönetilen ülkelerin refahta ve demokraside kaybettiğini bazı örnekleriyle vermiştim.
Türkçe konuşan ülkelerin de tamamı başkanlık yolunda kaybettiler.
Azerbaycan’da başkanlık babadan oğula geçmiştir. Baba Aliyev 1993 te yüzde 98.8, 1998 de yüzde 76.1 oy aldı. Yerine geçen oğul Aliyev, 2003 te yüzde 76,84 e 2008 de yüzde 84.34 oy aldı.
Azerbaycan Anayasasında Cumhurbaşkanı 5 yıl ve 2 defa seçilebilir kuralı vardı. Aliyev 2008 de referanduma giderek bu kuralı kaldırdı. 2013 seçimlerinde yüzde 84.54 ile yeniden Cumhurbaşkanı oldu. Eşini başkan yardımcısı yaptı.
Özbekistan’da Aralık 1991 de, yüzde 87 oy alarak İslam Kerimov başkan oldu. 2000 yılında yüzde 92 oyla yeniden başkan oldu. 2002 yılında görev süresini 5 ten 7’ye çıkardı.
‘’Aralık 2007’de yapılan devlet başkanlığı seçimleri öncesinde üçüncü bir dönem daha aday olmak istemesi tartışmalara neden oldu. Kanunlara aykırı olmasına rağmen üçüncü bir dönem başvurduğu adaylığı seçim komisyonu tarafından kabul edildi. Batılı gözlemcilerin hayli tartışmalı bulduğu seçimleri, Özbekistan Liberal Demokratik Partisinin adayı olarak yüzde 90.6 ile kazandı. Seçimler Şanghay İşbirliği Örgütü ve Bağımsız Devletler Topluluğu gibi örgütlerinin gözlemcilerince olumlu biçimde değerlendirilirken, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği TEŞKİLATı’nın gözlemcilerince eleştirildi.’’
İslam Kerimov Ağustos 2016 ‚da ölene kadar 25 yıl başkanlık yaptı.
Tacikistan’da İmamali Rahman, 1992’den beri Tacikistan devlet başkanıdır. İlk seçimi yüzde 89 oyla kazandı. Başkanlığının ilk yıllarında, 100.000 kişinin ölümüne neden olan bir iç savaş ile karşı karşıya kaldı. Görev süresi Anayasaya göre 2 defa ve her defasında 5 yıl ile sınırlı idi. Ancak 26 yıldır başkanlığa devam ediyor.
Rahmanın başkanlığı, çoğunlukla insan hakları ihlalleri ve yolsuzluk olayları ile tanımlanmıştır.
2017 Haziran ayında gazetelerde şu haber yer aldı:
‘’Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman oğlunu veliaht ilan etti. Rahman’ın oğlunu 2020 seçimlerinde yerine aday göstereceği belirtiliyor. Hazırlık için oğlunu 2016 yılında Başkent Duşanbe’ye vali yaptı
• Kızını adalet sisteminin tepesine getirdi.
• Damadını devlet bankasının 2 numarası yaptı.
• Diğer kızı Dışişleri Bakanlığı’nda müsteşarlık yapıyor.
• Küçük kızı zerrin devlet kanalında haber sunucusudur.
Kazakistan’da 1991 bağımsızlıktan sonra devlet başkanı Nur Sultan Nazarbayev oyların yüzde 98.7’sini alarak ilk devlet başkanı seçildi. 1996 yılında görevi bitecekken, 1995 yılında referanduma gitti ve görev süresini 2000 yılına kadar uzattı. 1999 yılında yapılan seçimlerde oyların yüzde 79.78’ini ve 2005 seçimlerinde yüzde 91.15’ini aldı.
Son olarak yine 2015 yılında referandum yaptı ve görev süresini 2020 ‘ye kadar uzattı.
Bu demektir ki Kazakistan’da bütün seçimler ve referandumlar tek bir siyasetçiye göre düzenleniyor.
Kırgızistan’da da 1991 bağımsızlıktan sonra ilk devlet başkanı Askar Akayevi oldu. Anayasaya göre görev süresi 2 defa beşer yılla sınırlı idi. 1996 yılında ikinci defa kazandı. Ancak Anayasa aykırı olmasına rağmen 2000 yılında üçüncü defa aday oldu ve kazandı. 2005 yılında dördüncü defa aday olunca, ülke karıştı. Ülkeyi terk edip, Rusya ya sığındı.
Demek ki Kırgızistan halkı diğerlerine göre daha az biat kültürüne sahiptir.
Türkmenistan’da Saparmuart Niyazov, da 1991 den 2006 yılında ölünceye kadar devlet başkanlığı yaptı. 22 Ekim 1993 tarihinde kendisini Türkmenbaşı ("Türkmenlerin Başı") ilan etti. Bu tanımı o tarihten sonraki soyadı olarak kullandı.
Ortaya iki sonuç çıkıyor:
Türkçe konuşan ülkeler neden Rusya’ya aşırı bağlı diye merak ederdim. Anlaşılan o ki Rusya diktatörleri koruyor. Diktatörler de Rusya’ya bağlı kalıyor.
Seçimle de gelse bir defa diktatörler olanlar asla seçim kaybetmez. Dünyadaki tüm uygulamalar bu yönde olmuştur.