BELEDİYE-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI NİHAT YURDALUL’UN YAZISI
Belediye-İş Sendikası Dergisi´nin son sayısında, Genel Başkan Nihat Yurdakul´un yer verdiği yazısındaki başlık: Güdümlü Sendikacılığa Hayır… İlkeli Sendikacılıkta Kararlıyız…
Güdümlü Sendikacılığa Hayır… İlkeli Sendikacılıkta Kararlıyız…
Hükümetlerin yıllardır benimsemiş olduğu, ucuz iş gücüne dayanan; işsizliği, yolsuzluğu artıran, gelir dağılımının bozulmasına, yoksulluğun büyümesine ve sendikasızlaşmaya yol açan, IMF ve Dünya Bankası ile uluslararası sermaye çevrelerinin dayattığı neo-liberal ekonomik politikalar, güvencesizliği daha da arttırarak örgütsüzlüğü daha da derinleştirmiştir.
Yaşanan bu toplumsal örgütsüzlük hali de, halkımızı kendi sorunlarına karşı duyarsızlaştırarak, hayatın her alanına kalitesizliği yayarak, ülkemizin geri kalmasına yol açmaktadır.
Siyasi iktidar, aldığı kararlarda uyguladığı ekonomik politikalarda, oyunu aldığı örgütsüz milyonlarca emekçiyi dikkate almayarak, adeta her istediğini yapabilmektedir. Bu süreçten sendikalar da, nasibini almıştır. Siyasi iktidara emekten yana politikalar izleme noktasında baskı yapma gücü olan, ilkeli, bağımsız sendikalar yok edilmeye çalışılmaktadır.
Son dönemde İktidarın gücü ve desteği ile Türk-İş’e bağlı sendikalara yönelik yandaş sendika yaratma süreci hız kazanmıştır. Başta sendikamız olmak üzere, Türk-İş’e bağlı birçok sendika, iktidar destekli yandaş sendika yaratma saldırısı ile karşı karşıya kalmıştır. Nitekim Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyesinde çalışan üyelerimiz bazı AKP’li yöneticilerin talimatı ve belediye başkanlarının baskısıyla, Anayasa’ya ve yasalara aykırı bir şekilde; işiyle, aşıyla, ekmeğiyle tehdit edilerek, Hak-İş/Hizmet-İş’e üye olmaya zorlanmaktadır.
Siyasi iktidar, Türk-İş’i etkisizleştirip bağımlı ve güdümlü sendikal yapı oluşturma sürecinden; Türk-İş’i yok edip, kendi yandaş konfederasyon ve sendikasını yaratma sürecine girmiştir.
Bu saldırılar karşısında Türkiye’nin en büyük emek örgütü olan Türk-İş’in Yönetimi, sessiz kalarak bu yaşananları görmezden gelmiş, işçi sınıfından yükselen dayanışma ve mücadele çağrılarına arkasını dönerek, temsil ettiği kesimlerden giderek uzaklaşmıştır.
Bir emek örgütü olarak sendikaların en önemli gücü, üyesidir, örgütlü gücüdür. Emekçilerin toplumun her alanında, hak ettiği saygıyı görmesinin yolu; birilerine biat edip, sırtını siyasi partilere dayamaktan değil, ilkeli kararlı duruşundan, kendi örgütlü gücüne güvenden ve güçlerini birleştirmesinden geçer.
Bu olumsuz gidişe dur demek, Türk-İş’in yandaşlaştırılmasına, yok edilmesine sessiz kalmamak için aralarında sendikamızın da olduğu sendikalar Sendikal Güçbirliği Platformunu oluşturmuştur.
Bu mücadele, Türk-İş’in kurtuluş mücadelesi, işçi sınıfının ayağa kalkış mücadelesidir.
Bu mücadele,yüzü sınıfa ve emekçi halkımıza dönük, ondan güç alan bir Türk-İş yaratma mücadelesidir.
Taban hareketi olan bu hareket, mücadelesiyle ilkeli duruşu ile Türkiye İşçi Sınıfı’nın umudu olmaya adaydır.