BEYLER BÖYLE İSTEDİ
TEKEL´in kapatılacağına dair açıklamaları eleştiren Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türkiye´nin ihtiyacı olduğu için değil, küresel beyler böyle istediği için kapatılıyor diye konuştu.
Kurtulmuş: Tekel bunun için kapatılıyor
TEKEL’in kapatılacağına dair açıklamaları eleştiren Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türkiye’nin ihtiyacı olduğu için değil, küresel beyler böyle istediği için kapatılıyor diye konuştu.
İzmirli sanayici ve iş adamlarıyla Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Sanayiciler Kulübünde öğle yemeğinde bir araya gelen Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’de siyasetin en önemli sorunlarından birinin demokratikleşme olduğunu ve siyasal revizyon ihtiyacı bulunduğunu, ancak TBMM’nin bu ihtiyaca cevap verme yerine kavga görüntüleriyle gündeme geldiğini söyledi.
”Türkiye’de darbe tehdidi var mı?” tartışmalarının çok gereksiz olduğunu, çünkü ülkede darbe tartışmasının değil, darbelerin kendisinin var olduğunu, bir dönem her 10 yılda bir darbe yaşandığını dile getiren Kurtulmuş, ”Bu nedenle ‘Falanca Genelkurmay Başkanı iyi adamdır, darbe yapmaz, filanca şöyledir, darbe yapar mı’ gibi tartışmalar son derece gereksizdir. Yapılması gereken darbe yapılamayacak, bu tartışmaların yaşanmayacağı bir reform sürecinin hayata geçirilmesidir” diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni bir anayasa hazırlanarak, ”12 Eylül vesayeti anayasadan” kurtulması gerektiğini, bugüne kadar ki anayasaların ”genellikle ya askerin namlusu ucunda ya da Avrupa istedi” diye yapıldığını söyledi.
Yeni bir anayasayla birlikte Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Sendikalar Yasası gibi değişikliklerin de yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Kurtulmuş, fikir özgürlüklerinin önündeki yasakların kaldırılması, fikir özgürlüğü hariç bireysel suçlar için siyasetçi, asker ve bürokratların dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğine işaret etti.
EMASYA Protokolünün kaldırılmasını ”çok olumlu” bir gelişme olarak değerlendiren Kurtulmuş, ”28 Şubat darbesinin ürünü olan EMASYA Protokolünü kaldıran hükümete teşekkür ediyoruz, Genelkurmay Başkanını da tebrik ederiz. Ama protokolün kaldırılması yetmiyor. Çünkü Anayasa’nın geçici 15. maddesi hala orada duruyor. Bu madde 1995’te teklif edildiğinde kaldırılabilmiş olsaydı, Türkiye’nin bugün Ergenekon ile yüzleşmesi çok daha kolay olacaktı” dedi.
Kurtulmuş, ”Fırat’ın doğusunda” sayıları binlerle ifade edilen ”ölüm kuyularından” bahsedildiğini belirterek, ”Bu konuda niçin TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmadı? Niçin TSK İç Hizmet yasasının 35. maddesi değişmedi? İktidarın, ‘Yaptırmıyorlar, gücümüz yetmiyor’ gibi bir mazereti olamaz. Çünkü Türkiye’de millet bu kadar büyük oyla çok az partiyi iktidara getirdi” diye konuştu.
Muhalefet partilerini de eleştiren Kurtulmuş, ”Muhalefet, muhalefet yapmayı ‘istemezük’ demekten ibaret sanıyor. Muhalefet ne istemediğini söylerken ne istediğini de ifade etmeli. Demokratik açılımda mesela, Türkiye iktidar ile muhalefet partilerinin görüşemediği bir sürece tanık oldu” dedi.
Geçen hafta TBMM’de yaşanan tartışmalarda milletvekili Osman Durmuş’un tavrını eleştirerek, ”Üslubu beyan aynıyla insan diye bir söz vardır. Bu görüntüler 7 senedir kavgayla siyaset yapmanın bir sonucudur” diye konuştu.
‘DERVİŞ-FISHER PROGRAMI İFLAS ETTİ”
Numan Kurtulmuş, ekonomiye dair görüşlerini aktarırken de ”Derviş-Fisher tarafından telkin ve dikte edilmiş olan ‘Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’ ile yanlış bir model uygulanmıştır. Bu ‘Dubai modeli’dir, yani reel sektörü bir kenara bıkarıp, sadece küresel sermayenin hareketlerine göre düzenlenen, ülkeyi küresel sermayenin showroom’u haline getiren model” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ”bakkallar birleşsin” sözünü hatırlatan Kurtulmuş, ”Bakkallar yok olacak, eczaneler ortadan kalkacak. Niçin? Küresel market zincirleri gelecek. Üstelik gelip ilaç satacaklar. Bakkallarla birlikte bizim köşedeki eczacı Fatma abla da dükkanını kapatacak” diye konuştu.
Kurtulmuş, TEKEL, Et ve Balık Kurumu, TÜPRAŞ, Telekom gibi özelleştirmelerle 50 milyar dolar gelir elde edildiğini, bu rakamın aynı zamanda hükümetin 1 yılda borçların faizine verdiği paraya eşdeğer olduğunu belirterek, ”Yani Türkiye’nin 80 yılda biriktirdiği değerleri satmışsınız, 1 yıllık faize kullanmışsınız. niçin? Amerikan Philip Morris sigarasını satsın, Amerikan Cargill nişastalı tatlandırıcısını satsın diye” dedi.
Ülkede büyük sermayenin 200 milyar dolara yakın dış borcunun bulunduğunu, sermayesi kendisinin olan büyük şirket sayısının bir elin parmağını aşmadığını ifade eden Kurtulmuş, ”Bu model iflas etti. Türkiye’nin vahşi kapitalizmden vampir kapitalizme dönen bir devlet uygulamasına değil, kerim devlet uygulamasına ihtiyacı vardır” diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, 2000 yılından bu yana uygulanan bu ekonomik politika nedeniyle Türkiye’de her kesimin borçlu hale geldiğini, ”tezgahın dağıldığını” söyledi.
TEKEL İŞÇİLERİ
TEKEL işçilerine bütün istediklerinin verilmesi durumunda maliyetin 480 milyon lira olacağının hesaplandığını, bunun aileleriyle birlikte 15-16 bin kişi demek olduğunu, hükümetin bunun yerine 50 milyar liradan fazla parayı faiz olarak vermeyi tercih ettiğini savunan Kurtulmuş, ”(TEKEL’i kapatacağız) diyorlar. Neden? Türkiye’nin ihtiyacı olduğu için değil, küresel beyler böyle istediği için” dedi.
Kurtulmuş, IMF politikalarını da eleştirerek, fonun ”Gelirler İdaresinin özerkleşmesine” ilişkin önerisini, ”2. Duyun-u Umumiye İdaresinin postmodern hali” sözüyle tanımladı.
Ekonomi politikaya dair önerilerini de sıralayan Kurtulmuş, mali kayıt dışılığın önlenmesi, sosyal devlet ve sosyal refah anlayışının hâkim kılınması, ülkenin artık bütçe ve cari açıklardan kurtulması, kamu harcamalarının dağılımının yeniden düzenlenmesi, istihdamın artırılması, iç talebin ve bölgesel talebin canlandırılması gerektiğini anlattı.
DEMOKRATİK AÇILIM
Konuşmasının ardından iş adamlarına söz veren Kurtulmuş, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Üyesi Koç Ali Al’ın ”Bir trilyon boş dağlara bomba atılsın diye harcandı. Bizim paralarımız boş dağlara atılmasın. Kürtlerin bayrağı Türkiye Cumhuriyeti bayrağıdır, dini İslam’dır. Bu barış bir an evvel sağlanmalıdır. Bu konuda partinizin tavrı nedir?” şeklindeki sözlerini üzerine bu kavganın çözülmesi gerektiği karşılığını verdi.
Kurtulmuş, ”demokratik açılım” gündeme gelmeden partisinin hazırladığı ”barış ve kardeşlik projesi”ni geçtiğiyiz yıl İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a sunduğunu, buradaki 20’ye yakın maddede haklı çıktıklarını, ”Bu işin çözümü meclistedir, yoksa iş sokağa dökülür, o zaman da araya fitne sokulmaya çalışılır” diye uyardıklarını, işin sokağa döküldüğünü ama neyse ki fitnenin tutmadığını anlattı.
Türkler ve Kürtlerin bin 100 senedir bu topraklarda birlikte yaşadığını, aynı coğrafyayı, aynı vatanı, aynı kaderi paylaştığını dile getiren kurtulmuş, 25 senedir ”uluslararası terör siyasetinin” araya koyduğu bu fitnenin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Numan Kurtulmuş, sorunun çözümü için tüm vatandaşların özgün ve eşit yurttaşlar olarak gören bir siyasi, ekonomik ve sosyal bir yapının kurulması, göçün geriye dönmesi ve silahların susturulması gerektiğini sözlerine ekledi