BİR SENDİKACININ İSYANI
Aşağıdaki yazı bir sendikanın genel merkez yöneticisine ait. Türk-İş´e ve bağlı sendikaların genel merkez yöneticilerine açık mektup bu. Sosyal medyada paylaşılmış. Umuma açık hale geldiğini düşünerek ve kendisinin hoşgörüsüne sığınarak buraya da koymak gereği duydum. Satırına bile dokunmadan aktarıyorum. Okuyanların kendince notlar çıkaracağını umuyorum. Bugün bu mektupla yetineceğim. Bana fazla söz bırakmıyor çünkü.
Aşağıdaki yazı bir sendikanın genel merkez yöneticisine ait. Türk-İş’e ve bağlı sendikaların genel merkez yöneticilerine açık mektup bu. Sosyal medyada paylaşılmış. Umuma açık hale geldiğini düşünerek ve kendisinin hoşgörüsüne sığınarak buraya da koymak gereği duydum. Satırına bile dokunmadan aktarıyorum. Okuyanların kendince notlar çıkaracağını umuyorum. Bugün bu mektupla yetineceğim. Bana fazla söz bırakmıyor çünkü.
***
"Bugün bir kez daha anladım ki, işçinin, emekçinin, kendi sınıfından başka sahibi yok. Bizimde bağlı olduğumuz Konfederasyon olan Türkiye işçi sınıfının en güçlü örgütü olan Türk-İş, malesef susturulmuş, uyutulmuş, sindirilmiş bir vaziyette. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyeti ile günü kurtarma politikası ile gününü gün ediyor. İşçi sınıfının zor, engelli bir süreçten geçtiği şu günlerde, sendikaların toplu sözleşme döneminin olduğu, işçinin gelecek sigortası olan kıdem tazminatına saldırıldığı şu zamanda, Türk-İş yönetimi düşmüş kendi derdine, olağanüstü olsun mu olmasın mı papatya falına bakıyor. Ama unuttukları bir şey var, onları seçen işçi sınıfının sabrı tükeniyor. Bende sendikanın bir bireyi olarak rahatsızlığı mı, hoşnutsuzluğu mu belirtmek istedim. Ben birileri gibi susup itaatkar olamam. Beni seçen işçi arkadaşlarım, bizi, ekonomik ve sosyal yönden haklarını korumamız, işçi sınıfının sorunlarını sesli olarak haykırmamız için seçtiler. Hesap vermem gereken yer olan işçi emekçi arkadaşlarımın adına Türk-İş yönetimine seslenmek istiyorum. Artık kış uykusundan uyanın. Sendikalar olarak, ya var olmak için mücadele edeceğiz, ya da yok olup gideceğiz. Biz madenciler, var olmak için mücadele edeceğiz. Gerekirse meydanlara ineriz, gerekirse Türk-İş ‘e yürürüz. Artık yeter! Birbirinizi suçlayacağınıza, birbirinize sarılıp işçi sınıfının sorunlarını çözün. Ya da olağanüstü yapıp gereğini yapın. İşçi sınıfını ezdirmeyin. Biz madenciler bugün buradan sesleniyoruz, yarın meydanlardan sesleniriz. Ta ki Türkİş sesimizi duyup uyanmcaya kadar devam ederiz. Bizden uyarması. Osman Tutkun GMİS Genel TEŞKİLATlandırma ve EĞİTİM SEKRETERİ"
…
İşçi sınıfının isyanı bu…
Su yüzüne yeni çıkmaya başlayan, ama içten içe giderek kabaran isyanın.
Sadece işçilerin değil, sendikacıların da çok büyük bir kısmının isyanı bu.
Hemen herkesin gördüğü isyan…
Göremeyen ya da görmek istemeyenler ise, asıl görmesi gerekenler.
Fazla söze gerek yok. Arif olan için bu satırlar yeter.