BU FOTOĞRAFI HATIRLIYOR MUSUNUZ?
25 yılda ne değişti..? Darphane işçileri 1988´de greve çıktığında Recep Tayyip Erdogan destek ziyareti yaparak grev önlüğünü giymişti. Darphane işçileri yoksulluk sınırı altında ücrete karşı grevde, Erdoğan ise şimdi başbakan koltuğunda. İşçiler, yaşadıkları haksızlığı anlatmak için Başbakan Erdoğan´ı çağırıyor.
25 yılda ne değişti..? Darphane işçileri 1988´de greve çıktığında Recep Tayyip Erdogan destek ziyareti yaparak grev önlüğünü giymişti. Darphane işçileri yoksulluk sınırı altında ücrete karşı grevde, Erdoğan ise şimdi başbakan koltuğunda. İşçiler, yaşadıkları haksızlığı anlatmak için Başbakan Erdoğan´ı çağırıyor.
Bu fotograf 19 Temmuz 1988’de çekildiğinde Recep Tayyip Erdoğan, Refah Partisi il başkanı idi. Arkadaşları Mehmet Ali Şahin, Kadir Topbaş ve Feyzullah Kıyıklık ile birlikte Darphane işçilerinin grevine destek ziyaretinde bulunuyordu. Dönemin Başbakanı Turgut Özal, işçiler greve çıktığında bozuk paraları Meksika darphanesinde bastırarak ithal ederek grevi kırmaya çalışmıştı. Erdoğan ve arkadaşları ise Özal’a karşı işçilerin yanında olduğunu gösteriyordu.
Aradan geçen 25 yıl sonunda aynı işçileri greve çıkaran hükümetin başında ise bu kez Recep Tayyip Erdoğan var. Darphane işçileri yoksulluk ve açlık sınırında ücretlerle yaşamak zorunda bırakılmalarına isyan ederek greve çıktı. Ramazan ayında maaşlarını almamayı göze alarak ekmek ve hakları için direnişe geçtiler.
Geçen yıl 30 ton altın üreterek 68 milyon TL kar eden Darphane’nin bu yılın ilk 7 ayındaki üretimi ise 60 ton. Bu kardan işçilerin payına ise yoksulluk düzeyinin altında ücret düşüyor.
Gözler şimdi 25 yıl önceki greve destek veren Erdoğan’ın bu kez Başbakan olarak alacağı tavırda. İşçiler, Erdoğan’ı bir kez daha grev alanına çağırıyor ve yaşadıkları sorunları anlatmak istiyor.
BOZUK PARALAR KUMBARAYA
İşçilerin asıl umudu ise başlattıkları Bozuk Paralar Kumbaraya kampanyasına halkın vereceği destek. Piyasada bozuk para sıkıntısı yaşanması halinde Darphane işçisinin yaptığı işin önemi anlaşılacak ve halkın desteğiyle grev işçilerin lehine sonuçlanabilecek. Bu sebeple işçiler halktan bozuk paraları çocuklarına yapacakları kumbaralarda biriktirerek destek vermesini istiyor.
İşçiler, halkın desteğini vermesi halinde grevin başarıya ulaşacağını ve alınterinin karşılığının alınması için herkesin lehine bir kazanım olacağını söylüyor.
İşte Anadolu Ajansı’nın geçtiği grev haberi:
Altın, bozuk para, pasaport, nüfus cüzdanı gibi kıymetli evrakın basıldığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğüne bağlı iş yerlerinde greve çıkıldı.
Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya, yaptığı basın açıklamasında, 1 Ocak 2013’te yürürlük süresi dolan Darphane ve Damga Matbaası Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde 7 aydır sürdürülen müzakerelerden bir sonuç alamadıkları için bugüngrev kararı uygulamasına başladıklarını bildirdi.
TİS’in masa başında bitmesi için ellerinden geleni yaptıklarını ve gelinen noktadan istenen sonuçlara ulaşamadıklarını belirten Akkaya, "46 maddelik, 3 geçici maddesi olan toplu sözleşme görüşmelerinde, ancak 7 madde geçirebildik" dedi.
Akkaya, kendilerine işaret edilen kamu protokolüne itiraz ettiklerini ifade ederek, her işyerinin kendine özgü koşulları bulunduğunu, bu nedenle her işyerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
200 bin kamu işçisiyle toplu sözleşme görüşmelerinin devam ettiğini hatırlatan Akkaya, "Yarın açıklanacak rakamlar, hayatın gerçeklerine uymuyor. Haziran ayında yoksulluk sınırının 3 bin 327 lira olduğunu günümüzde, Darphane işçisinin net ücreti bin 564 lira. Burada çalışanların yüzde 99’u evli, en az iki çocuklu, yüzde 65’ine yakını kirada ya da anne-babasıyla oturuyor ve bu ücretler yetmediği için geçimini kredi kartlarıyla idare etmek zorunda kalıyor" diye konuştu.
Akkaya, 2012 net karı 68 milyon lira olan Darphane’de geçen yıl 36 ton altın üretildiğini kaydederek, "Bu yıl Temmuz’a kadar olan sürede üretilen altın miktarı 60 ton. 2012’de 68 milyon lira kar ederken, 32 ton altın üretmişlerdi. Bugün 7. ayda 60 ton altın ürettiler ve olabilecek karı düşünün. İşçiye, karın üçte birini bile reva görmeyen bir anlayış var burada. Biz bu anlayışı kabul etmiyoruz, reddediyoruz" ifadelerini kullandı.
Darphane’de pasaport, nüfus cüzdanı, ehliyet, vize pulları gibi kıymetli evrakın basıldığına değinen Akkaya, fiyatı 101 lira olarak belirlenen ve daha sonra 15 liraya indirilen ehliyetin Darphane’den 5 veya 6 liraya alındığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Kar eden bir kuruluşta çalışan arkadaşlarımızın aldıkları ücret kabul edilebilir bir ücret değildir. Bizim taleplerimiz karşılanamaz talepler değil, makul taleplerdir. Taleplerimiz ücretle sınırlı değildir. Ücretten daha önemli taleplerimiz de vardır. 2012’de, burada meslek hastalıklarının en yoğun olduğu dönemi gördük. İşçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yeterli önlemlerin alınmadığı açıktır. Bizim buna da itirazımız var. Belki ücreti 1-2 puan eksik alabiliriz, bunu da bir sonraki toplu iş sözleşmesinde telafi edebiliriz ama sağlıkla ilgili eksikliklerin telafisi yoktur."
Akkaya, hiçbir zaman grevi bir amaç olarak ortaya koymadıklarını belirterek, "Bizim topumuz, tüfeğimiz, copumuz, biber gazımız yok. Bizim üretimden gelen gücümüz var. Biz de haklı ve meşru olarak nitelendirdiğimiz ve inandığımız talepleri, arkadaşlarımızla birlikte, ancak üretimden gelen gücümüzü kullanarak alabileceğimizi düşündük ve onun için bugün greve çıktık ve grev pankartını da astık" diye konuştu.
25 yıl önce 1988 yılında yaptıkları grevin anı defterine, o dönem Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazdıklarını okuyan Akkaya, yarın akşam sahuru, Darphane işçileriyle birlikte yapacaklarını duyurarak, "Sayın Başbakanı, bundan 25 yıl önce ziyaret ettiği gibi bu mübarek günlerde, grev çadırında bizleri ziyaret etmeye, haklı ve meşru davamızda bizi desteklemeye davet ediyoruz" dedi.
Akkaya, 25 yıl önce de yaptıkları, "Madeni paralar kumbaraya" kampanyası yine başlattıklarını, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının da kendilerine destek vereceğini açıkladı.