BU SÖZ SÖYLENİR Mİ?
İŞTE demokrasi budur.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kendini özel sektör holdinginde yönetici zannederse, memleketimizde de demokrasi var zannederiz.
Biliyorsunuz, Tekel işçileri bir süredir eylemde.
İŞTE demokrasi budur.
MALİye Bakanı Mehmet Şimşek, kendini özel sektör holdinginde yönetici zannederse, memleketimizde de demokrasi var zannederiz.
Biliyorsunuz, Tekel işçileri bir süredir eylemde.
Konuyu ele alan uzmanlardan bildiğim kadarıyla mesele şu:
Devlet, Tekel’in elindeki sigara markalarını sattı.
Alıcılar iki türlüydü.
Bir grup, elinde fabrikalar olduğu için sadece Tekel’in elindeki markalarla ilgilenen uluslararası sigara devleri, diğeri ise Tekel’den sadece markaları değil bu markaların üretildiği fabrikaları da alıp işletmek isteyen yatırımcılar.
Bu özelleştirme, demokrasinin bulunduğu, halka, insana değer verilen ülkelerde olsaydı devlet şöyle yapardı:
Alıcılarla oturup konuşur, işçileri kim istihdam edecekse, kim fabrikaları kapatmayıp çalıştıracaksa Tekel’in sigaralarını ona satardı.
Ama Türkiye de bu iş öyle yapılmadı.
Markalar, üç kuruş fazla verene satıldı, fabrikalar ve haliyle işçiler elde kaldı.
Elde kalan işçiler, şimdi haklarını arıyorlar.
Bu da hükümeti kızdırıyor.
MALİye Bakanı Şimşek’in bu işçilere yönelik tepkisi ise "Hatamız merhamet" şeklinde.
Sanırsınız ki, beyefendi mal sahibi. Memleket babasının malı. O da babasının malından işçilere merhamet göstermiş. Şimdi pişman.
Böyle bir laf olabilir mi?
Bir demokraside darbe olmaz da, bu olur mu?
Bir MALİye Bakanı, kendi hükümetinin özelleştirmedeki yöntem hatasından kaynaklanan sorunun mağdurlarına böyle bir laf eder mi?
Dün de yazdığım gibi değerli okurlar.
Gücü eline alan kendinden geçiyor.