Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 3.4, ikinci çeyrekte ise yüzde 3.0 oranında büyümüştü.
2011 yılındaki büyüme ise yüzde 8.5 olmuştu.
Üçüncü çeyrekte gayri safi yurtiçi hasılanın büyüklüğü cari fiyatlarla yüzde 7.7’lik artışla 377.6 milyar lira oldu. İlk dokuz aylık dönemde ise gayri safi yurtiçi hasıla yüzde 10.5’lik artışla 1.057 trilyon lira olarak gerçekleşti.
FAİZLER DÜŞTÜ
Tahvil-bono piyasasında gösterge tahvilin bileşik faizi açıklanan üçünçü çeyrek büyüme verilerinin ardından düşüşe geçerek yüzde 5.73’ü gördü.
Güne yüzde 5.76 seviyesinden başlayan gösterge tahvilin bileşik faizi veri öncesinde yüzde 5.77’ye yükseldi. Gösterge faiz daha sonra, analistlerin tahmininin oldukça altında gelen büyüme verisinin Merkez bankası’nın ilk toplantıda (18 Aralık) faizleri indireceğine yönelik beklentiyle 5.73’e kadar indi.
ÇAĞLAYAN: MERKEZ BANKASI DA DESTEK VERMELİ
Türkiye ekonomisinin ihracata dayalı olarak büyüdüğüne işaret eden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 1.6 puanlık artışta ihracatın etkisinin 3.4 puan olduğunu belirtti. Çağlayan, éeğer ihracat büyümeseydi Türkiye ekonomisi de bu çeyrekte yüzde 1.8 küçülmüş olurdu" dedi.
Büyüme beklentilerinin düşürüldüğü ve Avrupa’nın resesyona girdiği bir ortamda Türkiye’nin büyümesini devam ettirmesinin önemine dikkat çeken Çağlayan, "Fakat söylemeden geçemeyeceğim. Bizim iç talebişn katkısına da ihtiyacımız var. 2013 ve sonrasında iç talep ve net ihracat kalemleri büyümeye aynı yönde destek vermeli. Merkez Bankası’nın büyümeyi destekleyici adımlar atması gerekiyor."
DÖRDÜNCÜ ÇEYREKTE YÜZDE 4 GEREKİYOR
Akbank Başekonomisti Fatma Melek, yıl sonu büyümesinin yüzde 3 olabilmesi için milli gelirin 4. çeyrekte yüzde 4 büyümesi gerektiğini belirtti.
3. çeyrek milli gelir büyümesinin beklentilerin altında gelmesine sebep olarak, iç talebin daralmaya devam etmesi ve net ihracatın büyümeye katkısının 3. çeyrekte- bir önceki çeyreğe göre- azalmış olmasınını gösteren Melek, şunları kaydetti:
“İç talebin 3. çeyrekte büyümeye katkısı eksi 1,7 puan, net ihracatın katkısı ise 3,4 puan. İhracatın büyümeye katkısında net altın ihracatını da göz ardı etmemek lazım. Yılın 3. çeyreğine ilişkin veriler beklentilerin aksine yurt içi talepte ılımlı bir artışa işaret etmiyor. Yılın ilk dokuz ayında yüzde 2,6 büyüyen ekonomiye iç talebin katkısı eksi 1,1 puan, net ihracatın katkısı ise 4,6 puan oldu. Enflasyonda görülen gerileme ve büyümenin düşük seyrini sürdürmesi ile Merkez Bankası’nın koridorun üst bandında faiz indirimlerine devam etmesini bekliyoruz.”
Melek, harcama kalemlerine bakıldığında yatırım harcamalarının 2. çeyreği takiben 3. çeyrekte de gerilemesinin hızlanarak devam ettiğini ifade ederek, “Bu zayıf gidişatı sermaye malı üretimi ve ithalatından ve ticari kredilerin gelişiminden de görüyoruz. Üretim ve yatırım eğilimi 3. çeyrekte azalmaya devam etti. Nitekim özel sektör makine ve teçhizat yıllık bazda, 2. çeyrekteki yüzde 11,4 gerilemeyi takiben 3. çeyrekte de yüzde 15 gerileme gösterdi. Özel sektör tüketim harcamaları ise 3. çeyrekte daralmaya devam etmekle birlikte burada 2. çeyreğe göre çok ufak bir iyileşme söz konusu” dedi.
Yılın dördüncü çeyreğine ilişkin göstergelerin durağan bir görünüm sergilediğini, mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranının önceki çeyreğe göre yatay seyrettiğini ifade eden Melek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün açıklanan ekim ayı sanayi üretimi ise ekonomik faaliyetlerde daralmaya işaret ediyor. Yatırım talebi düşük seyrine devam ediyor. Ekim ayı sermaye malı üretimi ve ithalatı yıllık bazda daralıyor. Ticari kredilerin yıllık artışı ise geriliyor. 4. çeyrekte yatırım harcamalarında büyüme beklemiyoruz. Tüketim harcamalarına bakıldığında ise ekim ayında tüketim malları ithalatı geriliyor, dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları üretimi geriliyor. Tüketici kredileri artışı ticari kredilere göre daha olumlu seyrediyor.
Açıklanan verilerde yukarı yönlü bir revizyon olmadığı ve son iki aya ilişkin üretim verileri olumlu geldiği takdirde yıl sonu büyümesinin yüzde 3 olabilmesi için milli gelirin 4. çeyrekte yüzde 4 büyümesi gerekiyor.”
ÖZEL SEKTÖR YATIRIMINDAKİ DÜŞÜŞ ETKİLİ
HSBC Portföy Stratejisti Ali Çakıroğlu ise, beklenenin altında gerçekleşen üçüncü çeyrek büyümesinde özel sektör yatırım harcamalarında kaydedilen sert gerilemenin etkili olduğunu belirtti.
Çakıroğlu, "Beklenenin altında gerçekleşen 3. çeyrek büyümesinde özel sektör yatırım harcamalarında kaydedilen sert gerileme etkili olmuş görünüyor. Özel sektör yatırım harcamaları geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre yüzde 11,1 azalırken, bunda yüzde 14,7 azalan makine teçhizat yatırımı etkili oldu. Bununla birlikte özel tüketim harcamaları da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 azaldı" dedi.
Çakıroğlu, ekim ayı sanayi üretiminin yüzde 2,5’lik daralma beklentilerinin belirgin üzerinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 azaldığını kaydederek, tahminlerin altında kalan verilerin Merkez Bankası’nın büyüme odaklı para politikası duruşunu desteklediğini kaydetti.
Buna bağlı olarak önümüzdeki hafta salı günü yapılacak olan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Merkez Bankası’nın gecelik borçlanma ve haftalık repo faizlerinde sırasıyla 50 ve 25 baz puanlık indirime gideceği düşüncesinde olduğunu belirten Çakıroğlu, şunları kaydetti:
"Piyasalar açısından bakıldığında açıklanan verilerin geçmiş dönem performansına referans vermesine de bağlı olarak İMKB üzerinde kayda değer bir etki yaratmayacağı kanaatindeyiz. Bununla birlikte Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ilişkin beklentilerin güçlenmesine de bağlı olarak bono faizlerinde hafif çaplı düşüşler görebiliriz. Bununla birlikte Türk Lirası üzerindeki baskı belirginleşebilecek."