ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN BİTMEYEN ÇİLESİ…
Çocukların kabulü olanaksız ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmalarının önlenmesi için La Haye’de Uluslararası Çalışma Bürosu (BIT) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (OIT) tarafından 11-12 Mayıs’ta 80 ülkeden 450 delegenin katılmasıyla düzenlenen konferans, ne yazık ki ülkemiz medyasında neredeyse bütünüyle es geçilmiştir.
Çocukların kabulü olanaksız ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmalarının önlenmesi için La Haye’de Uluslararası Çalışma Bürosu (BIT) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (OIT) tarafından 11-12 Mayıs’ta 80 ülkeden 450 delegenin katılmasıyla düzenlenen konferans, ne yazık ki ülkemiz medyasında neredeyse bütünüyle es geçilmiştir. Çocukların ağır, güvencesiz, tehlikeli işlerde çalıştırılması dünyanın olduğu gibi ülkemizin de acilen çözüme muhtaç, kanayan yaraları arasındadır.
Hollanda’nın ünlü La Haye kentinde düzenlenen ve iki gün süren söz konusu konferansta uluslararası çalışma örgütleri UNICEF ve UNESCO konunun halihazır durumu, 1999’dan günümüze bu konuda nereden nereye gelindiği, 2016’ya kadar olan yeni dönemde yapılacakların planlanarak yeni bir “yol haritasının” kabulü tartışılmış, konuyla ilgili bilimsel raporlar enine boyuna irdelenmiştir. Ancak şunu hemen söylemek mümkün. Çocukların çalıştırılması gibi yaşamsal bir sorunda, geçen sürede ne yazık ki bir arpa boyundan fazla ilerleme sağlanamamıştır. Biraz da bu yüzden katılımcılar, yeni yol haritasının çok daha güçlü bir dinamizmle ele alınması, izlenmesi konusunda birleşmişlerdir.
Sorun çeşitli açılardan yaşamsal önemdedir ve sorunun artarak sürüp gitmesi insanlık için yüz karasıdır. Sağlıktan, eğitimden yoksun, bir lokma ekmeğe muhtaç küçük çocukların tehlikeli olduğu kadar boylarından büyük ağır işlerde çalışmak zorunda olmaları ve yönetimlerin bu faciaya duyarsız kalmalarının bağışlanacak bir yanı yok. Önde gelen nedenler arasında, kuşkusuz, yoksulluk ve çocuk işçilerin “ucuz”, vergisiz çalıştırılmaları.. sosyal külfetsiz işgücüne tamah edenlerin ve ailelerin yoksulluğunun yanı sıra yönetimlerin duyarsızlığı yer almaktadır.
Uluslararası Çalışma Bürosu’nun (BIT) tanımına göre çocukların ağır, kötü ve tehlikeli işlerde haftada 43 saat gibi uzun süreler çalıştırılması beden sağlığını olduğu gibi ruh sağlığını da tehdit etmektedir. 2004-2008 tarihleri arasında 5 ile 17 yaş aralığında çalışan çocuklarını sayıları 222 milyondan 215 milyona gerilemiştir. Yüzde 3’lük gerilemeyi, kuşkusuz başarı saymak mümkün değildir. Söz konusu gerileme 5-14 yaşlarındaki çocuklarda ise yüzde 10, 15-17 yaş aralığındakilerde yüzde 20’dir. Ne ki, çocukların çalıştırılmasının önlenmesinde 1999’dan günümüze, ilerleme salyongoz hızıyla gerçekleştirilmiştir. Savaş bu hızla sürerse, 2016’ya kadar olan dönem sorunun çözüme ulaştırılması için fazla umut vermemektedir. Le Monde yazarı Brigitte Perucca’nın UNESCO’nun bir raporuna dayanan yazdıklarına bakılırsa ağır ve tehlikeli işlerde çalışan küçük kız çocuklarının 88 milyon olan sayıları yüzde 15 azalmıştır. Buna karşılık aynı nitelikteki işlerde çalışan erkek çocukların sayıları (15-17 yaş) yüzde 7 artarak 128 milyona ulaşmıştır. Kara Afrika’da dört çocuktan biri ağır işlerde çalıştırılmaktadır.
Sorun aslında çok yönlü ve karmaşık. Ne ki temelinde yoksulluğun olduğundan da kuşku yok. Ama daha da kötüsü bu yaşamsal önemdeki sorun salt yoksul ülkelere özgü değil. Sorun zengin ülkeler için de geçerli. Söz konusu ülkelerde sorun daha çok olayını yeteri kadar ciddiye alınmamasından kaynaklanıyor. Buna karşılık Brezilya gibi gelişmekte olan bir ülke bazı önlemlerle sorunu yüzde 50 gibi ciddi bir oranda çözüme ulaştırmayı başarmıştır. Uluslararası çalışma örgütleri, biraz da bu yüzden Brezilya örneğini bu konuda sorunu olan ülkelere önermektedir. Brezilya’da Başkan Lula’nın büyük başarılarından biri olarak görülen çözüm, aslında basit. Devlet, çocukları çalışmak zorunda olan ailelere para yardımı yaparak sorunu önemli oranda çözmeyi başarmış ve çalışmak zorunda olan çocukların sayısının yüzde 50 oranında azaltılmasını sağlamıştır. Devletin “aile bursu” olarak adlandırılan para yardımının tek koşulu ise çocukların aşılarını düzenli olarak yaptırmaları, derslerine en az yüzde 85 oranında devam etmeleri. Ailelere her ay ödenen para yardımının yönetimi ise münhasıran annelere verilmektedir. Sorunun ülkemizdeki varlığı, kuşkusuz, kimse için sır değil. AKP liderinin, işsizliği tavana vuran, tarımı kendi kendine yetmeyi çoktan arkada bırakmış yoksul ülkesinin halkına çok çocuk yapmaları için işi ödül vermeye kadar vardırması yerine çocukları çalışmak zorunda olan yoksul ailelere, Brezilya örneğinde olduğu gibi devlet yardımı yaparak onları hem ağır ve tehlikeli işlerde çalışmaktan kurtararak okullu olmaya yönlendirmesi, hiç kuşku yok çok daha yararlı ve isabetli bir davranış olacaktır.