1 Mayıs işçi sınıfı için çok önemli bir gündür. Emeğin ve dayanışmanın bayramı, işçi sınıfının mücadele ile elde ettiği pek çok hak sonrası insanca yaşama ve çalışma özgürlüğünün kutlandığı gündür. Ancak ne yazık ki tarihsel geçmiş ve yaşanan üzücü olaylar nedeniyle ülkemizde her yıl 1 Mayıs’ta endişeli bir bekleyiş içine gireriz.
Taksim’den gelecek polis müdahalesi veya arbede görüntüleri ana haberlerin gündemini oluşturur. Bu yıl, DİSK ve KESK 1 Mayıs kutlamalarını Maltepe’de; HAK İŞ Adana’da, TÜRK İŞ ise Hatay’da yapacak. Dolayısıyla, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da sakin bir 1 Mayıs yaşanmasını bekliyoruz.
Bugünkü yazımda, emek mücadelesinin 1 Mayıs 2017’den 1 Mayıs 2018’e kadar geçen süreçte ne gibi kazanımlar elde ettiği üzerinde durarak bir yılın envanterini çıkarmak istedim. İşçi sınıfının daha fazla kazanım elde ettiği ve insan onuruna yakışır işlerin çoğaldığı bir süreç yaşanması dileklerimle.
Çok çalışıyoruz
Ülkemizde işçi sınıfının halen devam eden problemleri bulunuyor. Bunlardan ilki, sürekli bir şekilde fazla mesai yapılması. İş yaşam dengesi açısından en önemli unsurlardan biri, insanların zamanlarının ne kadarlık bölümünü çalışarak geçirdikleridir. Pek çok araştırmadan elde edilen sonuçlar, çok uzun çalışma saatlerinin stresi artırması nedeniyle kişisel sağlığı ve iş güvenliğini olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor.
Diğer yandan, uzun çalışma süreleri aile birliğinin bozulması ve boşanma oranlarının artması üzerinde bile etkili. Eve iş getiren ve sürekli çalışmak zorunda olan kişiler ailelerine gereken vakti ayıramıyorlar ve sonuçta boşanmalar söz konusu oluyor.
OECD verilerine göre; haftalık olarak 50 saat ve üzerinde, yani çok uzun saatler çalışanların oranına ilişkin OECD ortalaması yüzde 12,5 ile aslında çok da yüksek değil. Ancak OECD üyeleri içinde bazı ülkeler, ciddi anlamda ortalamanın üzerine çıkıyor. Bu anlamda, ne yazık ki OECD ülkeleri içinde en yüksek çalışma saatlerinin söz konusu olduğu ülke Türkiye. OECD verilerine göre, Türkiye’de haftalık 50 saat ve üzerinde çalışanların oranı yaklaşık yüzde 40,9. Türkiye’yi, yüzde 28,8 ile Meksika ve yaklaşık yüzde 16 ile İsrail takip ediyor. Bununla birlikte, iş yaşam dengesi sıralamasında Türkiye en son sırada yer alıyor. Diğer taraftan, ülkemizde pek çok işyerinde fazla mesailerin ödenmediği de göz önüne alındığında tablonun vahameti artıyor.
Asgari ücret arttı
1 Mayıs 2017’den 1 Mayıs 2018’e değişen önemli bir çalışma hayatı verisi de asgari ücret. Asgari cürette 2016 yılında gerçekleşen artış, son yıllarda işçi sınıfının önemli kazanımları arasında yer almıştı.
Asgari ücret 2018 yılı itibarıyla net 1.603 TL oldu. 2016 ve 2017 yıllarında olduğu gibi, 2018 yılı için de asgari ücret yıllık olarak belirlendi. Dolayısıyla, 1 Temmuzda rakam değişmeyecek. Bununla birlikte, geçtiğimiz yıl başlayan asgari ücrete devlet desteği uygulamasının devam edeceği ile ilgili kanunda yasalaştı. Bugünlerde SGK’nın konuyla ilgili genelgeyi yayımlaması bekleniyor.
Sendikalaşma durumu
1 Mayıslar işçilerin temsilcisi sendikalar için bir muhasebe günü aslında. Ancak ne yazık ki ülkemizde sendikacılık ücret pazarlığının ötesine geçemediği ve sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmadığı için sendikalar şanslı azınlığın mensup olabildiği bir örgüt konumundadır. Türkiye’de bir önceki yıla göre, sendikalaşma oranında bir miktar artış söz konusu.
Yasal hakların yanı sıra ekonomik hakların gelişimi için de sendikalar gerekli. Sendikalı çalışanların ücretleri, sendikalı olmayanlara göre yüzde 30 – 40 daha fazla. Ayrıca iş yaşamından kaynaklanan demokratik hakları kullanma konusunda sendikalar üyelerine önemli imkânlar da sunmaktadır. Bu nedenle, sendikalar hem üye sayılarını artırmak, hem de sendikalaşmanın önündeki engelleri ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yürütmek zorunda. Sendikasız bir çalışma hayatı ne işçiler, ne işverenler, ne de devlet için olumlu sonuçlar üretmeyecektir. Bu açıdan, sendikalar çalışma hayatının vazgeçilmezi konumundadırlar.
Kamuda taşeron bitti
1 Mayıs 2017’den bu yana en önemli gelişme yılsonunda yaşandı ve kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi için düzenleme yasalaştı. Bu düzenlemenin yasalaşması kolay olmadı.
Taşeron işçileri için Yol İş Sendikasının açtığı davalarla başlayan süreç, nihayet 2017 yılı sonunda çözüme kavuştu. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya geçtiler ve maddi ve sosyal haklarında iyileştirmeler yaşandı. Bunun yanında 4/c’liler de 4/b kadrosuna geçirildiler. Bu iki gelişme işçi sınıfı için çok önemlidir ve bugünkü kutlamalarda taşeron işçiler de en ön saflarda yer alacaktır.
İstihdam seferberliği
Geçtiğimiz yıl artı bir olarak başlatılan istihdam seferberliğinde bu yıl çıta daha da yükseldi. Artı iki istihdam hedefiyle genişleyen istihdam seferberliğinin sürmesi çok önemli. Bu sayede daha çok kişiye iş imkanı sağlanacak ve işçi sınıfının genişlemesi söz konusu olacaktır. Bu genişlemenin insan onuruna yakışır işlere erişim ile gerçekleşmesi halinde işçi sınıfı açısından bir dahaki 1 Mayısın çok daha coşkuyla kutlanması söz konusu olacaktır.