DEMOKRASİ KÜLAHINI DÜŞÜREN TEKEL İŞÇİLERİ
Tekel işçileri, son 25 yılın en ilham verici toplumsal dayanışma ve hak arayışını simgelerken aynı zamanda ´demokrasi havarilerini´ de yapı bozumuna uğrattı.
Tekel işçileri, son 25 yılın en ilham verici toplumsal dayanışma ve hak arayışını simgelerken aynı zamanda ‘demokrasi havarilerini’ de yapı bozumuna uğrattı.
29. gününe giren Tekel işçilerinin hak mücadelesi ‘demokratlarımız’ için de demokrasi sınavı mahiyetindeydi…
Ve topluca sınıfta kaldılar, yapmadıkları ‘ev ödevi’ de ortaya çıktı…
Demokrasi tellalları, örgütlü hak mücadelesinin ‘temel insan hakkı’ olduğunu yazmayan ‘küreselleşme’ kitabından çalışmışlardı.
Üstelik küreselleşmenin gereği emeğin kendine ‘yabancılaştırılma’ ve ‘yalnızlaştırılma’ operasyonlarını başarıyla tamamlamışlardı.
Üzerine kalın ölü toprağı attıkları ’emeğin’ sesinin kesildiğine eminlerdi.
Küreselleşmeye ülkemizin sıhhi, asayişli alan olarak tesliminde demokratlarımızın ‘taşeron hizmetleri’ unutulmazdı.
Toplumu kültürel kompartımanlara ayrıştırıp, ellerine tutuşturdukları ‘çok kültürlülük’ kartıyla ’emek ve dayanışma’ kökünden halledilmişti.
Neoliberalizmin ‘akıllı kartı’ herkese kültürel cephesini gösterip ‘ötekisini’ tayin ettirmiş ve böylelikle piyasa ‘sosyal haklardan’ temizlenmişti .
Şimdi zapturapt altındaki piyasadan ‘insan’ sesleri yükselip,’Tekel işçileri’ kefenlerini de giyince demokratların ‘hayalet görmüşçesine’ dilleri ve kalemleri tutuldu!
Tek satır yazamadılar, tek kelam edemediler, sanki şeytan azabı geri dönmüştü.
Çünkü sokağa çıkan ‘demokrasinin kendisiydi’, herkes için insan haysiyetine yakışır ‘çalışma ve yaşama talebiydi’.
En temel insan hakkına gözlerini ve kulaklarını kapatan ‘demokratların’ külahı düşmüştü.
‘Emek öğütücü ekonomizmin’ filtre edemediği Tekel işçilerine, itfaiyeciler, demiryolu işçileri, taşeron işçiler, öğrenciler, kamu çalışanları,emekliler omuz verdi.
Kar, piyasa ve rekabete boğulmuş dünyaya ‘devasa insan eşitsizliğini’ haykırdı.
Yani ‘insan haklarını’, ‘neoliberalizme angaje kör zihinlere’ hatırlatıyordu.
Sermaye düşkünü, sosyal devlet düşmanı politikaların ‘ötekileştirdiği’ adı anılmayan emeğin muhteşem dirilişini Tekel işçileri gerçekleştirdi.
Tabii ki ülkemizdeki ‘demokratik güçler’ harekete geçti, ‘taleplerin’ icabına bakmak için Emniyet kuvvetleri görevlendirildi.
Cop, panzer, tazyikli su, gözaltına almalar günlerce sürerken ülkenin biber gazı stoğu tükendi Ama Tekel işçilerini tüketemediler, büyüttüler.
Sermayenin ‘ötekileri’ artık GSMH’dan aldıkları payı, yitirdikleri kamusal zenginlikleri, gitgide yoksullaştırılmalarını sorguluyor…
Piyasacı demokratlara dair toplumsal ezber hızla bozuluyor.
Düşen demokrasi külahının altından ‘neoliberal body guardlar’ çıkıyor.
Demokrat kılığındaki ‘neoliberal ajanlar için’ emek ve hakları’, taşını ve toprağını küreselleşmenin tescillediği ülkemizde fazlasıyla yüklü maliyet demek.
İşsizlik ise ‘makul’ görmemiz gereken yeni kapitalizmin ‘insan bakiyesi’.
Tekel işçileri, itfaiyeciler, taşeron işçiler, atanamayan genç öğretmenler, kan kusturulan eczacılar, kamu çalışanları sistemin ‘ötekisi’ olduklarının bilincindeler, örgütleniyorlar ve saflarını sıkılaştırıyorlar.
Tekel işçilerinin ‘demokrasi kitabında’ sosyal haklar ilk ders.