DEVLETİN ELİ HEP ÇALIŞANIN CEBİNDE
DEVLETİN ELİ HEP ÇALIŞANIN CEBİNDE
Çalışanlar kazancının yarısından fazlasını vergi olarak ödüyor. Son zam yağmurundan sonra sadece 5 üründe dolaylı vergi 93 lira arttı
VERGİ FATURASI KABARDI
Bir çalışan ortalama olarak 2010’da kazandığı her 100 liradan 53 lira 33 kuruşu devlete vergi olarak ödeyecek. Aynı dönem içinde asgari ücretle ücretlendirilen çalışanın cebine yansıyan fatura ise her 100 lira için 26 lira 11 kuruş yerine 32 lira 38 kuruş oldu. İSMMMO’nun ‘Devlete Çalışıyoruz’ başlıklı çalışmasına göre, çalışan kesim sadece 5 kalemde dolaylı vergilere 93 lira fazla ödeme yapacak.
‘VERGİ ADALETİ YOK’
Toplanan gelir vergisinin yarısını çalışanların ödediğini belirten İSMMMO Başkanı Arıkan, “Adaletsiz gelir dağılımı gibi vergide de adaletsizlik var. Vergi yükünü bir avuç çalışana yıkmak adil değil. Kayıtlı çalışanın yükü hafifletilmediği taktirde çalışan vergi yükü altında ezilecek. Son 6 yılda stopaj yoluyla çalışanlardan kesilen gelir vergisi tutarı 90 milyar lirayı bulmuştur” dedi.
İSMMMO’nun “Devlete Çalışıyoruz” başlıklı çalışmasına göre, çalışan kesim sadece 5 kalemde dolaylı vergilere 93 lira fazla ödeme yapacak. Üstelik maaşı değişmeyen, ancak, yeni zamlarla karşı karşıya kalan çalışan, maaşına yeni zam yapılana kadar cebindeki devlet eline ses çıkartamayacak. Harcama kalemi arttıkça ödediği vergi rakamı da yükselecek. Kişisel harcamalarda en büyük dolaylı vergi yükünü giyim ve mutfak harcaması oluşturuyor.
Giyim harcamasında KDV yüzde 18. Ancak mutfak harcamasında bazı kalemler yüzde 1, bazı kalemler yüzde 8, bazı kalemler ise yüzde 18 KDV üzerinden hesaplanıyor. Asgari ücret alan bir kişi 2007 yılında azami yaptığı 65 liralık aylık mutfak harcamasının 16 lira 45 kuruşunu vergi olarak öderken söz konusu harcama gelen zamlarla birlikte 2010’da 100 liraya, ödediği dolaylı vergi miktarı ise tek kalemde 25 lira 31 kuruşa yükseliyor.
ASGARİ ÜCRET ANLAMSIZLAŞTI
İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek bir ücret olarak tanımlanan asgari ücret ise bu tanımdan çoktan uzaklaşmış durumda.
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, verilere ilişkin değerlendirmesinde vergi adaletsizliğine dikkat çekti. Türkiye genelinde toplanan gelir vergisinin yaklaşık yarısını çalışanların ödediğini belirten Arıkan; “Adaletsiz gelir dağılımı gibi vergide de adaletsiz tutum sergileniyor. Vergi yükünü bir avuç çalışana yıkmak adil değildir. Krizin etkilerine karşı KDV oranlarında yeni bir düzenleme yapma gereği ortadadır. Kayıtlı çalışanın yükü hafifletilmediği taktirde çalışan vergi yükü altında ezilecek ve katma değer yaratmaktan uzaklaşacaktır. Son 6 yılda stopaj yoluyla çalışanlardan kesilen gelir vergisi tutarı 90 milyar lirayı bulmuştur. Devlet yakaladığını ve elinin altındakini ezmeye devam ettikçe kayıt dışılık artacaktır” şeklinde konuştu.
Halen brüt 744,75 lira ve net 587,85 lira olarak uygulanan asgari ücretin “açlık sınırı” olarak tanımlanan ve dört kişilik bir ailenin dengeli, sağlıklı beslenebilmesi için yapılması gereken gıda harcaması tutarının çok altında olduğunu belirten Arıkan, şu bilgileri verdi:
“Net 587,85 lira ücret alan bir işçi, vergi ve sigorta primi olarak devlete 156,90 lira ödüyor. Diğer bir deyişle, asgari ücretin net tutarının yüzde 26,6’sı kadarı doğrudan vergiye gidiyor.
En azami koşullarda yapılan harcamalarda ise asgari ücretlinin devlete ödediği dolaylı vergi miktarı aylık 84 lira 25 kuruş olarak hesaplanıyor. Bu rakam 2007 yılında ise aynı harcama kalemlerinde aylık net 497,25 liralık maaşın 65 lirasının dolaylı vergiye gittiğini gösteriyor.”
SİGARADA DOLAYLI VERGİ 115 LİRA OLDU
Asgari ücretli kıt kanaat ve kredi kartına bağlı bir yaşam mücadelesi verirken Türkiye şartlarında aylık 3 bin civarında geliri olan kişilerinde emlak vergisi ve benzin masraflarından yana başı dertte. Günde 2 paket sigara içen bir çalışan sigaraya yapılan zamdan önce maaşından 90 lirasını sigaraya ayırırken bu rakam şimdilerde 150 liraya çıkmış durumda.
Sadece sigara için ödenen dolaylı verginin tutarı da 65,93 liradan 114,38 liraya yükseldi. Ortalama 250 bin liralık değere sahip evi için çalışanın cebinden çıkan aylık emlak vergisi rakamı da 33 liradan 41,66 liraya ulaştı.
Verginin zulmü
dolaylı oluyor
Türkiye’de hükümetler, uzun yıllardan beri doğrudan vergiler yerine dolaylı vergilerden kazanç sağlamaya çalıştı. Bu durum AKP döneminde değişmedi, hatta daha da arttı diyebiliriz. Doğrudan vergiler, kişilerin gelirinin hesaplanması ve bu gelire göre devletin vergi tahsil etmesi anlamına geliyor.
Yani doğrudan vergiler az kazanandan az çok kazanandan çok almanın tek yolu. Fakat, sağ siyaseti benimsemiş hükümetler hem zengin kesimi ürkütmemek, hem de doğrudan vergiyi toplamak daha zor olduğu için dolaylı vergilere yöneliyor. Dolaylı vergiler ise ekmekten, sütten, ayakkabıdan alınan vergilerdir. Ekmeği alan kişi, milyarder de olsa fukara da olsa aynı vergiyi ödüyor. Bu yüzden dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı arttıkça toplumda adaletsizlik, gelir dağılımı bozukluğu ve bunların yarattığı pek çok sosyal tahribat artıyor.
Kaynak: Birgün Gazetesi Serdar Sağlam