DEVLETTE BİR İŞ OLSUN
DEVLETTE BİR İŞ OLSUN
Çelişki" demek, yersiz aslında izim yaşam biçimimizin adı bu. Ya da ifade sorunumuz tedavi edilemez noktada.
Bolu Aladağlar’da orman köylüleri ile sohbetteyiz. Alışıldık soru "nasılsınız"ın yanıtı, onun kadar klişe", "iyiyiz hamdolsun." Birinci çaylardan sonra erkete üslubuyla etrafı kolaçan edip, "yandaş" medyadan olmadığımızı anlayınca, dökülüveriyor şikayetler. "Bize Ziraat Bankasından kredi verip 6500 Lira ‘ya inek aldırdılar. Şimdi 3000 Lira ‘ya alan yok." Ve devam ediyor; "bu vergiler, faizler anamızı ağlattı. Bolu’da bankalara borcu olmayan tek çiftçi bulamazsın." "Mutlu musun" diyorum, bütün bu serzenişler sonrasında yanıt şaşırtmıyor. Şükürlü bir "evet "geliyor. Ve devamında "ben çoluğu çocuğu düşünüyorum.
Onlar ne yapacak?" Çözümü de kendi öneriyor ve her yerinden farklı değil ülkemin; "asgari ücretli de olsa bir devlet işine girse!" Çalışırsa ormandan ayda iki üç bin kazanıldığını söylediğini hatırlatıyorum: "Ama garantisi.yok." Hep Aynı Bahane Bir keresinde yine oğlu için iş isteyen babaya "işadamı arkadaşlanma söyleyeyim" diye başlamıştım ki, "devlet işi olsun" diye kesmişti sözümü. "Neden?" "Cumartesi, pazan var, yaz tatili var…" İster istemez zıplayan sinirlerimi , gizlemeye çalışarak, "bulduk da devlet kaldı" dedim. Yanıt yine deli etti beni: "Evlenecee de kız tarafı ‘memur olsun’ diyo."
Aslında bu suç değil. Özel sektör, emek sömürüsüne dayanarak palazlanırsa, ezilmiş toplumlar bununla mücadele yerine, devlete kapağı atmayı çıkış yolu olarak görüyor. Sendikalar mı dediniz? DİSK dışındaki sendikalar niye kurulduklarını unutmuş durumdalar. İktidan kızdırmamak için değil konuşmak, "yanlış anlaşılınz" diye, en büyük işveren Hükümet ile göz temasını bile kestiler. Sözü uzatmanın âlemi yok. Şaşırmadan yaşamayı öğreneceğiz. Öğreneceğiz de "üretim araçlannın devletin elinde olduğu , siyasal sistemlerin adından bile korkan ve korkutulan, devlet kurumlan özelleştirmelerle dosta yandaşa peşkeş çekilirken sessiz kalıp, hatta o karan alan siyasi partiye sonsuz destek verip nasıl oluyor da çoluk çocuk, doktor, öğretmen, işadamı, çiftçi yani hepimiz devletten iş bekliyor ve en güvenilir devleti görüyoruz. Yoksa hepimiz bilinçaltında "komünist miyiz?
TAYFUN TALİPOĞLU – YURT GAZETESİ