DİRENİŞ MAHALLESİNDE İŞÇİLEŞMEK
A.Ü. İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr Gülseren Adaklı TEKEL işçilerinin direnişine destek vererek çadırlarda onlarla birlikte oturuyor. Adaklı´ya göre eylem ´insanın özgürleşmesi´ fikrinin yeniden canlanmasını sağladı
A.Ü. İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr Gülseren Adaklı TEKEL işçilerinin direnişine destek vererek çadırlarda onlarla birlikte oturuyor. Adaklı’ya göre eylem ‘insanın özgürleşmesi’ fikrinin yeniden canlanmasını sağladı
Son yılların en güçlü dayanışmasının sergilendiği, iki ayı geride bırakan TEKEL eylemine, birçok kesimden destek gelirken, kimi isimler de işlerinden arta kalan tüm zamanlarını eylemci işçilerle birlikte geçiriyor, onları yalnız bırakmıyor.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülseren Adaklı da, kendisini TEKEL işçileri ile özdeştiren bu isimlerden biri oldu. Derslerinden arta kalan zamanı, Sakarya Caddesi’nde geçiren Doç. Dr. Gülseren Adaklı, TEKEL işçilerinin eylemini, ‘özgürlük, adalet ve eşitlik isteyenler için bir umut ışığı’ olarak tanımlıyor.
Hak aramanın ötesinde
Toplumun korkularının artık eskisi kadar güçlü olmadığını düşünen Adaklı, Tekel eylemini salt bir hak arama mücadelesi değil toplum için topyekun istekler dizisi olarak tanımlıyor. ‘Derslerimde öğretmeye çalıştıklarımı Tekel işçileri bu mücadeleyle bütün halka öğretti’ diyen Doç. Dr. Adaklı, Tekel işçilerine verdiği desteği ve neden onlardan biri olma ihtiyacı duyduğunu şöyle anlatıyor:
Onlarla işçileşmek gerekir
Ankara’da aylardır her türlü kimliğini, mücadeleci işçi kimliğinde toplamış binlerce insanın görülmemiş bir eylemliliğiyle karşı karşıyayız. Daha şimdiden çok önemli kazanımları var. Bütün bunlara iyice bakmak, o çadırlarda önce konuk, sonra ev sahibi, kısacası bu onurlu mücadelenin işçisi olmak, onlar gibi ‘işçileşmek’ gerek. Çünkü işçi sınıfının özgürlük mücadelesi kendinden olmayanları da özgürleştirir. Tekel işçisi de entelektüel birikimlerinden ve öğrenilmiş yollardan bağımsız olarak tam da bunu yapmaya çalışıyor.
Işık gözümüzü kör etmemeli
Ama bu ışığın gözümüzü kör etmemesi lazım. Eğer biz yapmazsak, yerimize hiç kimse bir şey yapmayacak. Ne işçi sınıfının hak mücadeleleri sonuç getirecek, ne Hrant Dink’in katilleri cezalandırılacak, ne kadınlar namus cinayeti vahşetinden kurtulacak, ne Kürtlere, ne de Türklere özgürlük gelecek. Bu ışığı çoğaltıp, bize dünyayı dar edenlerin gözüne sokmadıkça ışığımız farkında bile olmadan sönüp gidebilir.
Özgürleşme fikri canlandı
Tekel’ciler bu uzun soluklu direniş süresince, eşitsizliğin ve baskının hüküm sürdüğü her alanda özgürlüğün, yani insan özgürleşmesi fikrinin canlanmasını sağladı. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en önemli siyasi krizlerinden birini yaşarken, işçi sınıfının kararlılıkla ve dirençle egemenlerin karşısına çıkması, eşitlik, özgürlük, adalet isteyenler için büyük bir umut ışığı yaktı.