Merkez Bankası Ocak 2019 TÜFE bazlı reel kur endeksini 75.61 olarak açıkladı. Bu demektir ki Ocak ayında TL kuru yüzde 24.39 oranında daha düşük değerdedir. Bu aynı zamanda, TL’nin daha da çok düşmesini ve çok değer kaybetmesini önleyen bir kur seviyesidir.
Eğer siyasi bir sorun yaşamazsak, dış borçların çevrilmesinde ve dış politikada ani ve olumsuz değişmeler olmazsa, normal ekonomik koşullarda ve süreçte, TL’nin daha fazla değer kaybetmemesi gerekir.
Türkiye’de geçmişte yaşanan krizlerde, TL değer kaybetmiş ve birkaç yıl içinde normalleşme sağlanmıştır.
1- 1994 krizinde, 3 Ocak 1994 günü bir dolar 14.508.92 TL idi. 15 Nisan 1994’te ise yüzde 249 oranında artarak 36.242.00 liraya çıkmıştı.
O zaman Ağustos 1988 tarihinden itibaren günlük döviz kurları, bankalar, özel finans kurumları, yetkili kuruluşlar ve T.C. Merkez Bankası Döviz ve Efektif Piyasaları Müdürlüğü’nün katıldığı bir alım satım seansı olan ”günlük kur belirleme seans”ları ile belirleniyordu.
1989 yılından sonra, faiz oranının döviz kurundaki değişim oranından daha yüksek seviyede olması nedeniyle, kısa dönemli sermaye girişinde artış görülmüştür. Merkez Bankası piyasalara yerinde müdahale edememiş, Türk Lirası, kısa vadeli sermaye girişleri sebebiyle aşırı değerlenmiştir. Bu durum dış açığa yol açmıştır. 1993 yılında cari açığın millî gelire oranı yüzde 3.5’e çıkmıştır. 1994 yılında kur artışından sonra ise ödemeler dengesi hızlı bir şekilde düzelmiş ve bu defa cari fazla oluşmuştur. 1994 yılı cari fazlanın millî gelire oranı yüzde 1.9 olmuştur.
2- 2001 krizi öncesinde, 2000 yılı başında IMF ile stand-by anlaşması yapıldı. 3 yıllık program çerçevesinde kur rejiminde üç dönemli bir uygulama planlandı. İlk 18 ayda kurlar enflasyon hedefine göre önceden ilan edilecekti. İkinci 18 ayda kurlar bir bant sistemi içinde hareket edecekti. Sonrası üçüncü dönemde ise sabit kur rejiminden çıkılacaktı.
Kriz öncesi 2 Ocak 2001’de bir dolar 670,994 iken, 22 Şubatta kriz yaşandı ve kur 963,943 TL’ye çıktı. Aynı yıl ödemeler dengesi de hızla düzeldi. 2000 yılında cari açığın millî gelire oranı yüzde 4.8 iken 2001 yılında cari fazlaya dönüştü. Cari fazlanın millî gelire oranı yüzde 2.2 oldu.
3- 2001 sonrası dalgalı kur sistemi kur hareketlerini zamana yaydı. MB, TÜFE bazlı reel kur endeksi Ağustos 2008’de 126.67 idi. Yani TL Ağustos 2008′ de yüzde 26.67 oranında daha değerli idi. Aynı endeks Eylül 2018′ de 62.50 oldu. Yani Ağustos 2008’de TL yüzde 26.67 oranında daha değerli iken on yılda 50.6 oranında değer kaybederek, Eylül 2018’de yüzde 37.5 oranında daha düşük bir değere geriledi.
Dalgalı kur sistemi Türkiye’de üretimi zaman içinde dışa bağımlı yaptığı için, kur artışına rağmen cari açık kapanmamış ve devam etmiştir. Türkiye düşük TL’nin getirdiği rekabet gücünü kullanamamıştır. Önceki krizlerden farklı bir sonuç çıkmıştır. Normalleşme ve cari açığın kapanması da zaman alacaktır. Önemli olan bu zamanı kısaltmaktır. Bunun için dalgalı kur sistemini değiştirmek ve bazı sektörlerde ithal ikamesi politikasına gitmek gerekir.
Bu durum aynı zamanda dolar kurunda normalleşmenin de zaman alacağını göstermektir.