29 Mart 2019
EKONOMİ DİKİŞ TUTMUYOR
Üretim ekonomisine geçiş noktasındaki kararsızlıklar, Türkiye’ye pahalıya mal oluyor.
Üretim ekonomisine geçiş noktasındaki kararsızlıklar, Türkiye’ye pahalıya mal oluyor. Ekonomide alınan kararlar etkili olmuyor, yapılan yanlışlar güvensizliği artırıyor. Seçim nedeniyle kesenin ağzının açılması krizi iyice tetiklemiş durumda. Döviz kurları günlük yüzde 3-5 arasında inip çıkarken, dolar dün 5.60’a ulaştı. Kısa süre önce 300’e gerileyen Türkiye’nin risk primi, dün 458 civarına ulaşarak, ağustostan bu yana en yüksek düzeyi gördü.
‘Kalkınma programı lazım’
Aydınlık’a konuşan ihracatçılar, “Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız” dedi. Sanayicinin en büyük korkusu, elimizdeki pazarı kaybetmek. Kurlarda istikrar isteyen iş dünyası, Hükümet’in ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamadıklarını ifade etti. Ekonominin dış müdahaleye açık hale geldiğini belirten bürokratlar da, bunun bir güvenlik sorunu olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Aziz Konukman, bir an önce stratejik kalkınma programı oluşturulması gerektiğini söyledi.
Döviz kurlarında son bir haftada yaşanan artış ve düşüşler iş dünyasında büyük sarsıntı yaratırken İstanbullu bir ihracatçı N.B. “Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Rakiplerimizle mücadele etmekte zorlanıyoruz. İhracatın karlı olması lazım. Ama şu anda herkes zarar edebilir miyiz endişesi içinde. Biz ihracat için ithalat da yapıyoruz. İşin o tarafında da sıkıntı var. Hızlı hareket etmemiz gereken bir dönemde beklemedeyiz. Pazarı bir kaybedersek geri almamız çok güçleşir” uyarısı yaptı.
KURLARDA İSTİKRAR
Bursalı bir işadamı da gece uyuyamadıklarını kaydederek, “Bu seçimin bize bedeli ağır oldu. Hükümetin ne yapmaya çalıştığını anlayan yok. Örneğin benim borcum var. Döviz faiz kıskacı altında sıkıştık kaldık. Cuma gününden beri yaşananlar herkesi hasta etti. Döviz borcu olan bir arkadaşım Cuma gecesi saat 12 sıralarında kalp krizi geçirdi. Biz artık döviz kurlarının düşüklüğü, yüksekliği ile ilgilenmiyoruz. Ne olacaksa olsun, ama istikrarlı olsun” diye konuştu.
DIŞ MÜDAHALEYE AÇIK!
Ekonomide yaşanan kırılganlık güvenlik sorunu haline geldi. 2000-2001 krizinde ekonomi yönetiminde üst düzeyde görev alan bir bürokrat, o günlerde yaşadıklarını şöyle anlattı: “O günlerde IMF Türkiye’ye bir memur atadı. Adam orada sıradan bir görevdeydi. Ama Türkiye’de o kadar itibar görüyordu ki giderek cüretkar hale geldi. Ekonomik krizin şiddeti nedeniyle siyasi dayatmalar başladı. Amerikalılar birçok isteklerini IMF üzerinden yaptırmaya başladı. Siyasiler boyun eğmek zorunda kaldı. Şu anda da durum benzer. Ekonomi dış operasyonlara açık hale gelince kapalı kapılar arkasında istekler çoğaldı. Bürokrasi kulislerinde anlatılanlar endişe verici.”
‘EKONOMİ YÖNETİMİ SUSSUN’
Prof. Dr. Aziz Konukman, ekonomide risklerin arttığını vurgulayarak, iktidarın düşük döviz kuruyla seçime gitme ısrarının Türkiye’ye pahalıya patladığını bildirdi. Yaşananlardan sonra yabancıların kaçmaya başladığına dikkat çeken Konukman, “Türkiye’nin risk primi (CDS) yükseldi. Yeni borçlanmanın maliyeti arttı. Ekonomi yönetimi konuşmasa, sussa ekonomide işler daha iyi gidecek. Yapılan hatalar Türkiye’yi uluslararası baskılara ve operasyonlara iyice açık hale geldi” dedi.
1 Nisan 2019 sonrası halka acı reçetenin uygulamaya konulacağını ifade eden Konukman şunları söyledi: “Hazine ve MALİye Bakanı yeni programdan söz ediyor. Bu Orta Vadeli Programın, sonrasında açıklanan yeni Ekonomi Programı’nın çöpe atıldığının itirafıdır. Böyle bir ekonomi yönetimine hangi yatırımcı güvenebilir. Cumhurbaşkanlığı 2019 yılı programını açıkladı. İsim vermeden 10. Kalkınma Planına gönderme yapılıyor. Oysa ki 10. Kalkınma Planı bitti. Ama 11. Kalkınma Programı ortada yok. kimse de bunu gündeme getirmiyor. Anayasa orada duruyor ama ülkenin stratejik kalkınma programı yok. Kalkınma Planı olmayan bir ülkede yol haritası da olmaz. Bakan Albayrak yeni yol haritasından söz ediyor. Ortada harita yok ki yol haritası olsun.”