EMEK VE CUMHURİYET HAREKETİNİ YATAĞAN BİRLEŞTİRİYOR
İşçinin bir elinde al bayrak, bir elinde ekmekle simgelediği vatan mücadelesi (kendi ifadeleri), Haziran hareketinin sloganlarıyla, şarkılarıyla marşlarıyla hal hamur olmuş. Ortaya çok daha boyutlu, çok daha estetik ve zengin bir içerik ve görüntü çıkmış.
Büyük eylemin son hamlesi Ankara’da Meclis kapısına dayanmak oldu. Sadece dayansalar neyse!. Baretli ve tulumlu öncü işçi grubu, adeta eğitimli bir askeri müfreze gibi, Meclis girişindeki polis barikatına yüklendi. Kısa süreli ve kontrollü bir arbedenin arkasından çekildi. Görünen, bu sadece inceden planlanmış bir mesajdı. Yatağan merkezli mücadelenin Haziran halk ayaklanmasında yeni bir cephe açtığı ve halk hareketine boyut kazandırdığı saptanmıştı.
Ankara eylemi bu gözlemi pekiştirdi. İşçinin "bir elinde al bayrak, bir elinde ekmek"le simgelediği "vatan mücadelesi" (kendi ifadeleri), Haziran hareketinin sloganlarıyla, şarkılarıyla marşlarıyla hal hamur olmuş. Ortaya çok daha boyutlu, çok daha estetik ve zengin bir içerik ve görüntü çıkmış: "Sat bakalım, sat bakalım, Yatağanı sat bakalım Yatağana gel direnişi gör Sıkıyorsa sat bakalım!" "Gün doğdu hep uyandık meydanlarda toplandık Yatağan’ın uğruna Ankara’ya dayandık Derdimiz ekmek derdi gelin kardeşler gelin Derdimiz vatan derdi gelin kardeşler gelin Yurdumuza hain doldu vurun kardeşler vurun!" "Mustafa Kemalin askerleriyiz!", " Santrallar vatandır vatan satılamaz!", "Sadece aşımız ve ekmeğimiz için değil, ülkemiz için, vatan için.." Biz her zaman kardeşiz, hep kardeş olduk.. Bizde mezhepçilik yoktur. Bizde Kürtlük, Türklük, Çerkezlik yoktur.. Biz işimizde, fabrikamızda hep bir olduk", kardeş olduk… "Cumhuriyetin kazanımlarmı savunmak", "Ülkemizin geleceği için mücadele.." Vb., Vb. En geniş cephe Bu söylem aynı zamanda emekçi hareketiyle Cumhuriyet hareketinin birleşme doğrultusunda ne denli hızlı adımlar atıldığının da göstergesi oluyor. Sadece söylemde zenginlik değil, eylemin etrafında geniş güçlerin toplanıyor olması da, bu gerçeğin ayrı bir dışa vurumu olarak sayılmalı. Enerji ve maden işçileri Yatağan, Milas, Muğla, Soma ve bütün bölgede AKP yerel örgütleri dahil tüm partilerin, halk örgütlerinin, muhtarların, köylülerin, esnafın, kadınların kısaca tüm halkın tam desteğini arkasına almıştı. Ankara Yürüyüşü ve Meclis’e dayanma eyleminde yol boyunca gösterilen ilgi ve destek ile Ankara’daki coşkulu karşılamada emekçi hareketinin Cumhuriyet hareketiyle bütünleşmesi yolunda önemli mesafe alındığını ayrıca göstermektedir. ‘Sendikacılıkta yeni milat’ Ankara’da Türk-İş ve bağlı sendikaların çoğunluğu, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, çok sayıda milletvekili karşılayıcılar arasında hazır bulunuyordu. İP Genel Merkez yöneticileri, Ankara örgütü ile TGB ise önemli bir üye kitlesiyle destek verdi. Daha önce konuya ilgisiz kalan bütün medya kuruluşlarının muhabirleri ve kameraları ordaydı. İzmir’de Cumhuriyet mitinglerine önderlik eden "Cumhuriyet İçin Güçbirliği"ne bağlı kuruluşlar ile Türkİş temsilciliği ve sendikaların temsilcileri, İşçi Partisi İzmir örgütü kalabalık bir kitleyle eylemcileri karşıladı. Aydın, Uşak, Afyon, Sivrihisar’da da benzer görüntüler. Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hüseyin Karakoç’un işçilere konuşurken heyecanla yükselen sözleri, yalnızca özlenenin değil, belki de durumun en yalın ifadesi oldu: "Bu eylem, sendikacılık hareketinde yeni bir milattır."