“ENFLASYON DÜŞECEK” DEMEK ASLINDA BİR İTİRAF…
Her yıla bir atılımla başlanıyor; her yıl belli eşikler aşılıyor, ekonomide, teknolojide büyük başarılara imza atılıyor, demokratikleşmede sürekli mesafe alınıyor.
Bütün bunlar iyi güzel de, gerçekleşse bile bu vaatler örtülü bir itiraf anlamına gelmiyor mu?
“Biz bu konularda yıllardır yerimizde sayıyoruz, aslında kimi alanlarda geri bile gittik, şimdi onları telafi edeceğiz.”
Bir düşünsenize… Enflasyonu düşürmek ne demek? Enflasyonu düşürmek için bir kere enflasyonun yüksek olması gerek.
Peki enflasyonu düşürülmesi gerekecek düzeylere kim çıkardı? 2023 seçimlerinde iktidar değişti ve AKP yeni hükümet oldu da bizim mi haberimiz yok?
Enflasyon on bir yıl tek haneliydi
Yıllık enflasyon 2004-2016 döneminin on bir yılında yüzde 10’un altında gerçekleşti. Yalnızca 2008’de yüzde 10.06 ve 2011’de yüzde 10.45 ile yüzde 10 sınırı az da olsa aşıldı.
Sonra tek haneli düzeyleri mumla aradığımız yıllar başladı. Hele hele 2021’deki büyük ekonomik deneyle birlikte yıllık bazda 2022’de bir ara yüzde 85’leri de gördük, şimdilerde ise yüzde 65’te kalacağız diye mutlu oluyoruz.
Ama ufukta yine yüzde 70-75 dolayında bir yıllık oran görünüyor. Merkez Bankası’nın tahmini bu yönde; mayısta bu düzeylere çıkılacak, sonra düşüş başlayacak.
Enflasyonu yıllarca tek hanelerde götüren de bu iktidar, sonra rekorlar kırdıran da, şimdi “Enflasyonu düşüreceğiz” diye vaatte bulunan da…
Yıkılması gereken bir algı daha var
Toplumun büyük bir kesiminden iyi birer finansal okuryazar olmasını tabii ki kimse beklemiyor. Ama bu kesimlerden en azından yıllık enflasyon oranındaki gerilemenin fiyatların gerilemesi olmadığını anlamalarını beklemek hakkımız.
Bu farkı anlayabilmek için biraz mantık yeterli.
Bunun için öyle uzun uzadıya hesap yapmaya gerek yok. Cepten çıkan paraya bakılsa ve zamlara sebep olanlara beslenen sempati bir kenara bırakılsa, yani biraz gerçekçi olunsa yeter.
Siyasetçi kendi açısından haklı olarak enflasyonun düşmesinin sanki fiyatlar geriliyormuş gibi algılanmasını ister, bu yönde propaganda yapar.
İşte bunun doğru olmadığını anlamak için iyi bir finansal okuryazar olmak hiç mi hiç gerekmez, biraz mantık yürütmek yeterli olur.
65’ten 36’ya inilse bile…
2023’ün aralık ayındaki fiyat artışını ve dolayısıyla 2023’ün tümündeki artışın ne olduğunu yarın öğreneceğiz. Aralıkta muhtemelen yüzde 3, yıllık bazda da yüzde 65 dolayında bir oran gelecek. Daha önce de değindim; yıllık oran 65 yerine 64 de olur, 66 da; çok da önemli değil.
2024 için tahmin edilen yıl sonu oranı yüzde 36. Gerçi bu tahminin tutması zor ve yüzde 40’ın üstünde bir gerçekleşme daha gerçekçi ama varsayalım yüzde 36’da kalındı.
TÜİK’in hesapladığı tüketici fiyat endeksi geçen yılın aralık ayında muhtemelen 1862 olacak. Bu değeri herhangi bir harcamanız olarak kabul edebilirsiniz; arabanızın aylık benzin gideri, sigara paranız, evin doğalgaz harcaması, ne sayarsanız artık…
Aylık endeks öngörülere göre mayısta 2276 olacak ve yıllık enflasyon yüzde 75’e dayanacak.
Sonrasında artış hızı düşecek, ama endeks, yani harcamanız artmayı sürdürecek. 2024 sonu geldiğinde ve artış yüzde 36’ya indiğinde, inerse bile, endeks 2532 olacak.
Dikkat edin; 2023’ün aralık ayındaki aylık gideriniz 1862 düzeyindeydi, enflasyon yüzde 65’ti; 2024’ün aralık ayına geldik aylık gider 2532’ye çıktı ama yıllık enflasyon yüzde 36’ya geriledi.
Cebinizden daha çok para çıkıyor; benzine daha çok ödüyorsunuz, sigaraya daha çok para harcıyorsunuz, doğalgaz gideriniz daha fazla ama artış oranı yüzde 65’ten yüzde 36’ya inmiş!
Bir ucuzlamadan söz etmek mümkün mü? Yalnızca artış hızı yavaşladı, o kadar!
Ocaktaki artış yüzde 5’i, 6’yı bulabilir
Geçen yılın ocak ayındaki tüketici fiyat artışı yüzde 6.65 olmuştu. Oysa söz konusu ayda fiyat artışlarının temel etkeni olan kalemlerde kayda değer bir yükselme yoktu.
Geçen yıl ocakta dolar artışı yalnızca yüzde 0.6 düzeyindeydi.
Ocak 2023’te benzin yüzde 8, motorin yüzde 3, otogaz ise yüzde 0.5 zam görmüştü.
Bu yıl için döviz ve akaryakıtın ne kadar artacağını tabii ki şimdiden bilemeyiz. Ama akaryakıta bugün yarın bir ÖTV zammı gelecek.
Peki geçen yıl döviz ve akaryakıtta yüklü artışlar olmadığı halde TÜFE ne oldu da yüzde 6.65 arttı?
Yılbaşında yapılan otomatiğe bağlanan zamlar yüzünden.
O zamlar bu yılbaşında da yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor.
Yeniden değerleme oranındaki yüzde 58’lik artışla birlikte yeni zamlar geldi, vergiler arttı. TÜFE’de vergi gibi bir kalem tabii ki yok ama vergi artışlarının mal ve hizmet fiyatlarına yansıtılmayacağı söylenebilir mi?
Ücret artışları ve etiketler
Asgari ücretten sonra sırada memur ve emeklilere ve özel sektör çalışanlarına yapılacak zamlar var.
Bu zamları dört gözle bekleyen bir kesimin varlığı da bir gerçek. Çalışanlar zam alsa da, artacak talepten dolayı mal ve hizmetlerimin fiyatını yukarı çeksem diye bekleyen bir kesimin varlığı…
İşte ocak aylarında bu yüzden bir zam furyası yaşanıyor ve bu yıl da yaşanacak.
Dolayısıyla bu ayın tüketici fiyat artışının yüzde 5’ten az gelmeyeceğini, hatta ay içindeki gelişmelere göre geçen yılki düzeyi bulabileceğini söylemek yanlış olmaz.