Enflasyonla mücadelede başarısız olan Hükümet, her fiyat artışında gıdayı sorumlu tutuyor. Bir dönem et fiyatları bahane edilerek ithalat kapısı açılınca 2011-2016 döneminde Türkiye ithal kırmızı ete 783 milyon 486 bin dolar ödedi.
Türkiye, hububat ürünlerinde yeterli arz sağlanamayınca ithalat kapısını açtı. Ülkemizde stratejik ürün olarak belirlenen buğdayın da ithalattan nasibini alacağını Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, geçen hafta yaptığı açıklamada bildirdi. Tüfenkci, enflasyonun düşürülmesi amacıyla gerektiği takdirde buğday ve diğer tarım ürünlerinin sıfır gümrükle ithal edilebilmesi düzenlemesinin uygulamaya girdiğini söyledi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de, gıdada Türkiye’de üretimi korumak şartıyla, spekülasyonu engelleyecek şekilde ithalat vergilerindeki yüzde 70-130’dan yüzde 20-30’a düşüşün yapılacağını kaydetti.
HAYVANCILIK BİTER
Fakat spekülatörleri engelleyerek, ihtiyaç duyulan ürünlerde arzı yeterli seviyeye ulaştırmayı başaramayan Hükümet, ne zaman ithalat silahını ateşlese üreticiyi vurdu. Dünya Gazetesi Tarım Yazan Ali Ekber Yıldırım, "Hayvancılıkta ithalat zirve yaptı, ihracat sıfırlandı" başlıklı yazısında şu değerlendirmelerde bulunuyor:
"Et ve Süt Kurumu’nun 2016 Sektör Değerlendirme Raporu’na göre, 2016’da büyükbaş hayvan ithalatı yüzde 125, küçükbaş hayvan ithalatı ise yüzde 5.9 arttı. Türkiye sığır ithalatında Avrupa’nın lideri, dünyanın ise ikinci ülkesi konumunda. Bu süreç devam ederse Türkiye hayvancılığı tamamen bırakmak zorunda kalabilir."
SORUN ARACILARDA
Türkiye’nin en yoğun tarım üretimin yapıldığı Adana Ziraat Mühendisleri Odası’nın önceki dönem başkanı, Ziraat Mühendisi Şahin Yeter, Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede, gümrüklerin aşağı çekilmesinin felakete neden olacağını söyledi. Çözümün ithalat değil, üretimi artırmak olduğunu kaydeden Yeter, şunları kaydetti: "Asıl sıkıntı üretici ile tüketici arasındaki makas var. Sebebi aracıları kontrol edememeleri. Üreticiler yüksek fiyata satmıyorlar. Diğer ülkelerin üreticileri desteklendiği için bizim üretimimizden düşük fiyata üretiyor olabiliyor. Tarım ürünü gıda demektir. Bir toplumun gıda güvenliği de kendi elinde olmazsa, dışa bağımlı olursa felaket olur. Gümrüklerin aşağı çekilmesi felaket olur. Üretimin ve üreticinin geleceğini baltalar. Böyle enflasyonu kontrol altına almak da uzun vadede yanlış çözümdür, felakete götürür."
TMP ETKİN HALE GETİRİLMELİ
Tarım ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Tayfun Özkaya da, çiftçilerin eline geçen fiyatla, tüketicinin ödediği fiyat arasında önemli bir fark bulunduğuna dikkat çekti. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) kapatılmadığını ancak, alım noktalarının azaltıldığını, ödeneklerinin düşürüldüğünü belirten Prof. Dr. Özkaya, üreticiyi primle desteklemenin ise işe yaramadığını anlattı. Buğday üreticisinin eline geçen para düşük olunca üretimden kopuş meydana geldiğini ifade eden Özkaya, "Gümrükleri azaltalım ucuzlatalım dediğiniz zaman bunu o yıl için yapabilirsiniz ama üreticinin eline daha da az fiyat geçtiği zaman, üretici daha az ekecektir. Bu sefer ister istemez ithalat politikasına yapışıyorsunuz" dedi. "TMO’nun alım noktalarının artırılması, kooperatiflere destek olunması, prim sisteminin bırakılıp güçlü bir şekilde piyasaya girerek fiyatın düşmesi önlenebilir" önerilerini getiren Prof. Dr. Özkaya, stok tutarak spekülatörlerle mücadele edilebileceğini kaydetti. Özkaya, yaşanan durumu, tarım serbest piyasanın inisiyatifine bırakılınca meydanın spekülatörlere kaldığı, şeklinde değerlendirmenin doğru olacağını ifade etti.