ESNAFIN 3 BİN LİRAYA İHTİYACI VAR DA MEMURUN İŞÇİNİN, ÇİTFÇİNİN YOK MU?
AKP Hükümetinin önümüzdeki bir yıl içinde yapacağı işler, önceki gün açıklandı. Buna göre hükümet, basit usulde vergilendirmeye tabi olan küçük esnafın 8 bin liraya kadar olan kazancından vergi almayacakmış…
AKP Hükümetinin önümüzdeki bir yıl içinde yapacağı işler, önceki gün açıklandı. Buna göre hükümet, basit usulde vergilendirmeye tabi olan küçük esnafın 8 bin liraya kadar olan kazancından vergi almayacakmış…
Helal olsun!
Sonuna kadar destekliyorum.
Hatta; 8 bin liralık muafiyet az bile, keşke 18 bin lira vergiden muaf tutulsa!
Ama…
***
Aklımın almadığı küçük bir nokta var:
Neden esnafa var da işçiye, memura, çiftçiye yok?
Eğer Anayasaya göre tüm vatandaşlanmız yasalar karşısında gerçekten eşitse…
Esnafın 8 bin liraya kadar olan kazancından vergi almayan hükümetin, işçi ve memur maaşlan ile çifçi gelirlerinin 8 bin liralık kısmından da vergi almaktan vazgeçmesi gerekmez mi?
Tamam Hacı Bakkal, Umut Kırtasiye, Güneş Berber rahat etsin de…
Asgari ücretli Ahmet’in, son ütücü Emine’nin, devlet memuru Rızanın, çeltikçi Naci’nin suçu ne?
***
Basit bir hesap yapalım:
8 bin liradan gelir vergisi alınmaması demek, esnafın gelirini bir yılda yaklaşık 3 bin lira artırmak demek…
Neden esnafın geliri 3 bin lira arüyor da; aynı artış, işçilere ve memurlara çok görülüyor? Bin 300 liraya çıkanlması planlanan asgari ücretin 8 bin liralık bölümünden de vergi alınmasa da… Gariban işçinin cebine ayda 200250 lira daha fazla girse fena mı olur?
***
Devlet yönetmek ciddi iştir.
"Ben yaptım, oldu" anlayışıyla devlet yönetilmez.
156 187!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz… Söz sırası Şeyma Yalçında:
"Abdullah Bey…
Huber Köşkü’nü, görev süreniz bittikten sonra, 7 ay 3 hafta süreyle kullanmaya devam ettiniz…
Yaklaşık 100 güvenlik görevlisi ve hizmetli; sırf siz Köşk’ü terk etmediniz diye; boş yere çalıştırıldı.
Buna Köşk’ün diğer giderlerini ekleyin; sizin keyfiniz için yapılan ekstra harcama 1 milyon liraya dayandı.
Bu 1 milyon liralık harcamadan, kendi payıma düşeni size, eşinize ve çocuklarınıza helal etmiyorum."
Devleti yönetmeye soyunanlar attıklan her adımda, "Kime haksızlık ediyor olabiliriz?" sorusunu kendilerine sormalı…
Çünkü bazen iyi gibi görünen, hatta gerçekten iyi ve doğru olan icraatlar; toplumun başka kesimlerinde "Adaletsizliğe uğruyoruz" duygusu yaratabilir.
Ki; demokrasilerde en tehlikeli duygu budur!
***
Esnaf kardeşler; sakın bu yazı için kızıp da bana küfür ve hakaret mektuplan döşemeyin! Cebinize girecek o üç kuruş para, ananızın ak sütü kadar helal olsun!
Ama siz de beni anlayın:
Eğer; hak varsa, adalet varsa…
Eşitsek…
Size tanınan bu hak, bu ülkede kazanılan her "8 bin lira" için tanınmalı!
Yoksa üç kuruşluk gelirinizde fakir-fukaranın gözü kalır…
Esnaf olarak en iyi siz bilirsiniz ki; o paradan hayır gelmez!