Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Ocak 2021
EZENLER EZİLENLERDEN YANA OLAMAZ

Sendrom, bir insanın kendisini zora sokan koşulları kabullenmesi, ezilmesine rağmen ezenin yanında yer alması anlamına gelir. Sosyopsikolojik anlam içeren bu deyim, 1973’te Stockholm’de soygun amacı ile bir bankaya giren soyguncular dolayısıyla insan ilişkilerinde yaygın bir deyim olarak kullanılmaya başlanmıştır. Soyguncular, dört banka çalışanını altı gün boyunca 131 saat rehin almış ve polise teslim olmamıştır.

EZENLER EZİLENLERDEN YANA OLAMAZ

Sendrom, bir insanın kendisini zora sokan koşulları kabullenmesi, ezilmesine rağmen ezenin yanında yer alması anlamına gelir. Sosyopsikolojik anlam içeren bu deyim, 1973’te Stockholm’de soygun amacı ile bir bankaya giren soyguncular dolayısıyla insan ilişkilerinde yaygın bir deyim olarak kullanılmaya başlanmıştır. Soyguncular, dört banka çalışanını altı gün boyunca 131 saat rehin almış ve polise teslim olmamıştır.

Banka etrafında toplanan kalabalık ve rehineler, polis kuşatmasına direnen soygunculara saygı duymaya, direnmenin uzaması ile alkışlamaya ve onlara destek olmaya başlamıştır. Soyguncular, altı günün sonunda teslim oldukları zaman banka çalışanları, soyguncular aleyhine ifade vermeyi reddetmiştir. Daha da ileri giderek soyguncuları savunmak üzere aralarında para toplayarak avukat tutmuşlardır.

Soygunculara duyulan bu hayranlık o kadar ileri gitmiştir ki rehinelerden bir kadın, soygunculardan biri ile evlenmiştir. Ezene duyulan bu hayranlık, günümüz insan ilişkilerinde ve özellikle emek-siyaset ilişkisinde gözlenebilir bir netlik kazanmıştır.

AKP’NİN YAPTIKLARI

2002 yılından bu yana iktidarda olan AKP, iktidarını sağlamlaştırmak ve uzun süreli kılmak için yandaş yetiştirmekte çok başarılı olmuştur. Demokrasinin tüm kurallarını ve özellikle hukukun üstünlüğünü askıya alan AKP, emek alanında da yandaş yaratmakta önemli adımlar atmıştır. Bugün çalışan kesimin, örgütlü emek gücünün ve sendikaların çoğunluğu Stockholm sendromunu yaşatarak AKP’ye destek olmaktadır. Oysa bu iktidar hiçbir zaman emekçinin yanında durmamış, sürekli güçlü olan sermayeyi ve sermaye sahiplerini savunmuştur.

Her şeyden önce “İş Yasası, Sendikalar Yasası, İşsizlik Yasası, Sosyal Güvenlik Yasası, İş Sağlığı ve Güvenliği” yasalarında bulunan ve değiştirilmesi gereken birçok maddeyi görmezlikten gelmiştir. Özellikle salgın döneminde çıkarılan yasalar, yayımlanan Cumhurbaşkanlığı genelgeleri bardağı taşıran damlalar olmuştur.

6325 sayılı Arabuluculuk Yasası, işverenlere işçileri kolay çıkarma ve geri dönmelerini önleme amacı ile işinden çıkarılan işçinin işe iade davası açmadan önce arabulucuya gitmesini dava şartı yapmış ve böylece işten çıkarmayı çok ucuz hale getirmiştir.

Arabuluculuk aşamasında işten çıkarılan işçi, uzun dava sonunda alacağı tazminat yerine işverenin önerdiği hak ettiğinin çok altındaki peşin parayı kabullenmek zorunda bırakılmıştır. 7244 sayılı yasa ile İş Yasası’na eklenen geçici 10. madde, işverenlere işçileri kısmen veya tamamen ücretsiz izne çıkarma hakkı tanımış (işten çıkarma yasağı) ancak İş Yasası’nın 25. maddesinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymadığı nedeni ile iş sözleşmesini feshetme hakkı kabul edilmiştir. İşverenler, işçinin yeni iş bulmasını ve günde 47 liralık ödenek almasını önlemek için bu maddeyi çok sık kullanmıştır.

BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI

İşten çıkarma yasağı, 30 Haziran 2021’e kadar uzatılabilecek ve işçiler asgari ücretin altında yaşamaya zorlanacaktır. Ücretsiz izne çıkarılan 2 milyon 292 kişiye 7.2 milyar ödenirken aynı süre içinde işverenlere 18 milyar lira teşvik verilmişti. Asgari ücret 2 bin 825 liraya yükseltilmiş, sendikaların istekleri göz önüne alınmamış, ayrıca vergi dilimi 24 bin lirayı kapsayacak biçimde değiştirilerek asgari ücretlilerin yüzde 20’lik vergi dilimine tabi olamasını ve daha fazla vergi ödemesini sağlamışlardır.

AKP, yeni işyeri açmaya dönük yatırımlar yapmayı unuttuğundan ve mevcutları da sattığından bugün geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyonu bulmuştur. İşsizlik fonunda biriken 150 milyar lirayı amacı dışında ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Yasası’na aykırı biçimde kullanarak fonun zayıflanmasına neden olmuştur. İşsizlik ödeneği artırılacağına işverenlere bu fondan büyük oranlarda teşvik verilmiştir. Fondan işsizlerden daha çok, işverenler yararlanmıştır. Bunlar sadece buzdağının tepesinde görünen, işçi aleyhine yapılan AKP uygulamalarının bir bölümüdür.

BU BÖYLE SÜRMEMELİ

AKP’nin israfa batmış ekonomi anlayışı böylesine işçi aleyhine iken işçiler ve sendikalar kitlesel protesto haklarını kullanmamış, sendikalar sessiz kalmıştır. Bu nedenin altında, kurulan polis devletin ve sözleşme yetkisi alabilmek için sendika yöneticilerinin çoğunun yandaşlık yarışına gitmesi sayılabilir. İşçilerin çoğunluğunun AKP’ye oy vermesi, ezilenlerin ezene destek olmasından başka bir şey değildir.

Üyesini ve üyelerini siyaseten bilinçlendiremeyen sendikaların kâğıttan kaplana dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu durum, demokrasimiz için büyük bir tehlikedir ve siyaset fukarası sendikalar, rafa kaldırılan demokratik ilkelerin başlıca sorumlusudur.

Bu düzen değişmelidir ve bunu 20 milyonluk emek gücü rahatlıkla yapabilir. Sendikalar, ücret sendikacılığı yerine sınıf sendikacılığı yaparak işçi sınıfına daha güvenli bir yaşam sağlayabilir. Siyasetten korkan sendikaların tarihin sayfalarında kaybolan gerçeği unutulmamalıdır.

KAYNAK Cumhuriyet
DİĞER HABERLER
POLONEZ İŞÇİLERİNDEN TERS KELEPÇELİ PROTESTO
POLONEZ İŞÇİLERİNDEN TERS KELEPÇELİ PROTESTO

Polonez işçileri, ters kelepçe uygulaması ile gözaltına alınmalarına ilişkin bugün Çatalca Kaymakamlığı önünde ters kelepçeli protesto yaptı. Polonez işçilerinin direnişine Nakliyat İş Sendikası da destek ziyaretinde bulundu.

GÖZALTINDAN ÇIKAN İŞÇİLER KAYMAKAMLIK ÖNÜNE KOŞTU: EYLEM ALANIMIZI İSTİYORUZ
GÖZALTINDAN ÇIKAN İŞÇİLER KAYMAKAMLIK ÖNÜNE KOŞTU: EYLEM ALANIMIZI İSTİYORUZ

Önce fabrikadan kovulan işçiler şimdi de eylem alanlarından kovuldu! Gözaltından çıkan işçiler Çatalca Kaymakamlığı önünde buluşarak, fabrika önündeki direniş alanlarının önündeki bariyerlerin kaldırılmasını istedi.

BASKILARA RAĞMEN GERİ DÖNÜŞ YOK
BASKILARA RAĞMEN GERİ DÖNÜŞ YOK

Polonez direnişi, 85 işçinin gözaltına alınmasının ardından Çatalca Kaymakamlığı önünde devam etti. İki ayı aşkın süredir direnişlerine devam eden işçilere, Nakliyat-İş Sendikası da dayanışma ziyaretinde bulundu.

FATİH ALTAYLI’DAN ‘POLONEZ’ YORUMU
FATİH ALTAYLI’DAN ‘POLONEZ’ YORUMU

Gazeteci yazar Fatih Altaylı, direnişteki Polonez işçilerine yönelik polis müdahalesine ve gözaltılara tepki gösterdi.