FAHİŞ FİYAT ZAMLARINI ÖNCE KAMU GERİ ALSIN
Ekonomide dünya her geçen hafta daha zor şartları test ederken Türkiye’de yeni ekonomi yönetimi, elinden geleni yapma gayretinde…
Enflasyon ve durgunluk kıskacındaki ekonomilerin 2024’e daha dirençli girmesi için zaten pek çok ülke, kendini; “düşük büyüme, yüksek işsizlik” için pozisyonluyor.
Şu sıralar şirket yönetim masalarında 2023’ün icmali yapıla dursun, asıl konu; gelecek yılın çok sayıda belirsizlikle üzerimize geliyor oluşudur. Görüştüğüm iş insanlarının ortak düşüncesi; “2024’ün zor geçeceği” ve bu süreçte “bekle gör” rahatlığıyla (!) hareketsiz kalanların eleneceği yönünde…
ENFLASYONLA SAVAŞ ETİKETLER ÜZERİNDEN OLMAZ
Enflasyonla mücadele, 2024’ün temel uğraşı olacak gibi. Dünya bu süreci 2023’te yaşadı. Faiz artışları ve diğer makroekonomik tedbirler aldılar. Biz ise yerel seçim sandığı gölgesinde, enflasyonla pasif mücadeleyi sürdürdük. Etiketleri dövdük, bolca nasihat dinledik, parasal sıkılaştırıldık ama bir turlu kamusal sıkılaştırmayı başaramadık.
Yapabildiğimiz, enflasyonu körükleyen fahiş fiyat artışlarına karşı “tehdit savurmak” oldu. Ticaret bakanı, daha önceki işe yaramayana tehditlerini yineleyip durdu; “fahiş fiyatları geri alın” çağrısı ile yetindi. Hatta “eğer fahiş fiyat artışlarını geri almazsanız, tepenize bineriz” kabilinden şeyler söyledi.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Fahiş fiyat artışını kimler yaptı?
Fiyatlandırmada davranış bozukluğu, yüksek ve yapışkan enflasyonun neticesidir. Nitekim pek çok esnaf veya sektör; “yerine yenisini koyamam” gerekçesiyle etiketlerini artırdı, durdu. Hatta bir fırıncının dediği gibi; “abi etikete ne yazarsam, gidiyor” kabilinden fahiş artışlar yaşadık. Ancak kamunun bizzat kendisi fahiş fiyat artışının bayraktarı gibi oldu. Köprü-otoyol ücretlerine %75 zam, yeniden değerleme oranı %58, enerjiden pasaporta dek her alanda kamusal fahiş fiyat artışları…
Bakanın uyarısını kamu kesimi dikkate alır mı?
Almalı… Mademki fahiş fiyat artışlarına karşı savaş başlatıldı, o halde öncelikle kamu bu fahiş fiyat artışlarını geri alsın. Zaten asgari ücret artışından sonra yeni yılla birlikte etiketler yukarı doğru değişecek. Buna bir de kamunun zamları eklenirse, fahiş enflasyon tırmanışı yaşayabileceğiz. Nitekim 2024’ün ortasında enflasyonun en az %75 olacağını ekonomi yönetimi söylüyor. Bakan, bizleri tehdit etmek yerine, kamunun fahiş fiyat artışlarını geri alsın veya durdursun.
NOT:
SÜRDÜRÜLEBİLİR KELİMESİ YERİNE DEVAMSAL ÖNERİSİ
Türkiye Zeka Vakfı ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa düzenlediği Eğitimde sürdürülebilirlik Kongresi’ndeyiz. Ben şu sürdürebilirlik kelimesine takmış bulunuyorum. Her şeyin başına getirerek sürdürülebilir olacağımız sanıyoruz. Ancak mademki bu kadar sık kullanıyoruz, daha sevimli bir kelime bulabilir miyiz?
Bu önerimi paylaştığım kongrede Türkiye Zekâ Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı’dan “devamsal” önerisi geldi. Kongre boyunca paylaştık, dilimizde tutar mı diye merak ettik durduk. Öyle ya hem telaffuzu zor hem de 17 harfiyle uzun bu kelimeyi acaba daha uygun biriyle değiştirebilsek, iyi olmaz mıydı?
Nitekim Sustainibility kelimesini Batılılar bile sevimli bulmamış ve yerine “resillience” yani dayanıklılık ifadesini daha sık kullanır olmuşlar. Zaten termodinamik yasalar her şeyin entropiye kurban gideceğini söylerken, sürdürülebilirlik ifadesi, bence havada kalıyor.
Hiç değilse dayanıklı, dirençli anlamlarını da çağrıştıran “devamsal” kelimesi, Emrehan Halıcı’nın önerisi olarak takdimimdir.