FAİZİN FISILTISI NEYİ GÖSTERİYOR?
Piyasanın termometresi olarak doların, nasıl bir hızla yükselip, nasıl ani frenle durduğuna dair geçmişte yaşadığımız olayları hatırlayalım.
Bir zamanlar 2 TL’den başlayıp, kısa sürede 2,15 TL’ye dayanan dolar, piyasanın sıcaklığını ölçen bir termometre gibiydi. Herkesin dikkate aldığıydı.
Şimdi ise, bu rakamlar adeta masallardaki gibi uzak ve inanılmaz geliyor. Zira bugün dolar 31.10 TL, politika faizi %45, özel sektör bonoları ise %47-53 bandında seyrediyor. Peki, ne oldu da piyasanın ateşi bu kadar yükseldi ve termometre bu seviyelere ulaştı? Sahi, termometreyi çıldırtan ne oldu?
PİYASALARIN SİNİRİNİ YATIŞTIRMAK GEREK
Geçmişte, piyasanın ateşi, belirsizlikler yüzünden kolayca yükselirdi. Kısa vadeli belirsizlikler piyasayı sinirlendirir, sinirlenince de doların ateşi hemen tırmanırdı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) politikaları, global petrol fiyatları, yerel enerji zamları ve hatta iklim şartlarının tarım ürünleri üzerindeki etkileri gibi pek çok faktör, bu ateşin yükselmesine ya da düşmesine yol açardı.
Ancak bugün, geçmişin bu dinamiklerini anlamak, bizi yalnızca nostaljiye sürükler, çünkü mevcut ekonomik manzara, çok daha karmaşık ve öngörülemez bir hal aldı. Nerede o eski tahmin günleri…
İKİ SORU İKİ CEVAP/ Ekonomik Seyir Üzerine…
Enflasyonu belirginleştiren dinamikler nelerdir?
Orta vadede, enflasyon tehlikesi her zaman piyasanın kafasında bir soru işareti olarak durur. Bugün ise bu tehlike, geçmişin küçük çaplı endişelerini katbekat aşmış durumda. Dünya genelindeki petrol fiyatlarının artışı, yerel enerji zamlarının ertelenmesi, iklim değişikliklerinin gıda üzerindeki etkisi ve kapıdaki geleneksel ramazan zamları gibi faktörler, enflasyonun korkutucu yüzünü daha da belirginleştiriyor.
Hükümetin ve Merkez Bankası’nın politikaları ise bu ateşi kontrol altına almakta yetersiz kalıyor. Faiz oranlarının artırılması gereken bir dönemde, hükümetin faiz indirme politikası izlemesi, piyasaları olmadık bir noktaya getirdi. Orta ve uzun vadede ekonomiyi sıkıntılı bir sürece soktu.
Peki, bu durumda ne yapmalı?
Ekonomi politikalarında radikal değişikliklere mi ihtiyaç var, yoksa daha çok sabır ve zaman mı gerekiyor? Hükümet ve Merkez Bankası’nın, büyümeyi engelleyen yüksek faiz oranları konusundaki endişeleri had safhada… Bize söylenen “sabırlı olun ve bekleyin.” Hiçbir şey yapmadan sabırlı olmak ve beklemek sorun mu çözecek? Durarak yol almak mümkün müdür?
NOT:AKILCI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK ELİMİZDE
Piyasanın sinirini yatıştırmak, enflasyonla mücadele etmek ve döviz kurlarını stabilize etmek için, akılcı ve sürdürülebilir ekonomi politikalarına ihtiyaç var. “Faizin fısıltısına kulak kesilmek” ile yol alınmıyor. Yanlış ekonomi politikalarının uygulanmasının faturası, her zamanki gibi, halka çıkarılıyor.
Şimdi seçimden sonra ekonomiyi soğutayım derken derin dondurucuya koyma riskimiz de var. Enflasyon çıktığı hızda inmez; asansörle hızla çıkar da inerken merdivenleri kullanır. Hatta arada bazı katlarda mola verir, bazen geri tırmanır ama çıktığı hızda asla inmez.
Ayrıca faizin fısıltısına kulak kesilirseniz, duyacağınız şu olacaktır; “Enflasyonla mücadelede benden buraya kadar, bundan sonra açıklarına odaklan, maliyeni düzelt, hazineni gözet.” Gözetebilirsen.