Fesih ile ödenen tazminatların mahsubunda faiz
İşe iade sonrası işe başlatmama tarihindeki ücrete göre ve 4 aylık boşta geçen süre de eklenerek yapılan kıdem tazminatı hesaplamasında fiili fesih ile ödenen kıdem tazminatının mahsubu işleminde, fiili fesih ile işe başlatmama tarihi arasındaki dönem için fiili fesih tarihinde ödenen kıdem tazminatına yasal faiz işletilmesinin uygun olmadığı, bu ödemenin avans niteliğinde sayılamayacağı yönünde yargıtay kararı.
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2016/20122
Karar No. 2020/6787
Tarihi: 01/07/2020
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının işe iade talepli davasının sonuçlanmasından sonra işe başlatılmaması halinde yapılacak hesaplamada ilk fesih tarihinde ödenen kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının faizli mi faizsiz mi mahsup edileceği hususu uyuşmazlık konusudur.
İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak ihbar tazminatı ile süre yönünden şartları mevcutsa kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. İşçiye geçersiz sayılan fesih sırasında kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti ödenmişse, dört aylık boşta geçen süre ilavesiyle son ücrete göre yeniden hesaplama yapılmalı ve daha önce ödenenler mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; işe iade kararı sonrası ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı farkı alacaklarından, ilk fesih esnasında ödenen tutarlar avans niteliğinde olmadığından, sadece ödenen miktarın mahsup işlemine tabi tutulması gerekli olup, bu ödemelerin faiziyle birlikte mahsubu hatalı kabul edilmektedir
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; işe iade kararı sonrası hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarından; sadece ilk fesih esnasında ve işe başlatmama sonrası ödenen ana paralar düşülerek fark alacakların belirlenmesi gerekirken, ana paralara faiz işletilerek sonuca gitmesi Dairemiz yerleşik uygulamasına göre hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda gösterilmemesinin infazda tereddüde mahal verebileceğinin ve usule aykırı olduğunun gözetilmemesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 01.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.