TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Gazze’de yaşanmakta olan insanlık suçunu nefretle kınadığını ifade ederken “İsrail mallarına boykot kampanyası” adı altında yine “sapla samanın karıştırıldığını” söyleyerek, ülke içinde sınai yatırımları ile istihdam yaratan ve kendi insanımızın ürettiği markaların haksız yere boy hedefi haline getirilmesine karşı çıktı. Konuyla ilgili olarak basına ve kamuoyuna yapılan açıklama söyle;
GAZZE’DEKİ İNSANLIK SUÇUNU NEFRETLE KINIYORUZ!
AMA BEDELİNİN YURT İÇİNDE ÜRETİM YAPAN ŞİRKETLERE ÖDETİLMESİNE HAYIR DİYORUZ!
Son günlerde İsrail Devleti tarafından başlatılan ve Gazze’de yüzlerce insanın ölümüne yol açan saldırıların tüm Türkiye gibi bizlerin de içini kanattığından şüphe yoktur.
Orantısız güç kullanarak ve savunmasız insanları yok etmeye yönelik bu saldırıların bir insanlık suçu olduğu açıktır. İsrail Devleti bu vahşi saldırılara bir an evvel son vermeli, uluslararası toplum da bu konuda gerekli ağırlığını koymalıdır. Ramazan Bayramı öncesinde Gazze’de hayatını kaybeden tüm insanlar için üzüntülerimizi ifade ediyoruz.
Ancak, tam da bu günlerde bu ülkede sıklıkla yaşadığımız akıl tutulması hastalığının yeniden hortladığını görmekteyiz.
Bir kısım çevreler, sözüm ona İsrail Devleti’ni protesto etmek ve baskı yapmak amacıyla “İsrail menşeili ürünleri tüketmeme” kampanyaları düzenlemekte ve tüketicinin yakından tanıdığı pek çok markayı listeler halinde yayımlayarak “boykot” çağrıları yapmaktadır. Bu amaçla sosyal medya ağları da yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
TEKGIDA-İŞ olarak ifade etmeliyiz ki, bu yapılan “hamaset” ve “sapla samanın karıştırılması” ndan başka bir şey değildir. Açıklanan listelerde sendikamızın örgütlü olduğu, kendi insanımızın çalıştığı işletmelerin, başka deyişle üyelerimizin ürettiği markaların da yer aldığını hayretle görmekteyiz.
PEPSİ COLA, COCA COLA, KNORR, LİPTON, FRİTOLAY, KRAFT, DANONE ürünleri tespit ettiğimiz markalar arasında.
Hepsi de bu ülkenin gıda sektöründe yatırım yapmış, istihdam yaratarak sosyal fayda sağlamış ve özellikle de çağdaş yönetim anlayışlarıyla sendikal hak ve özgürlüklere saygıyı bir “marka değeri” saymış bu şirketlerin, İsrail Devleti’nin Gazze’deki vahşetinin “kurbanı” haline getirilmesini anlamamız ve kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu, tam bir “akıl şaşması, akıl tutulmasıdır” Ülkemizin yetiştirdiği değerli yazar Mario Levi’nin eserlerinin bile bu kampanyaya konu edilmesi, varılan noktanın mantıksızlığının en tipik göstergesidir.
TEKGIDA-İŞ Sendikası olarak, yerli sermaye şeklinde faaliyet gösteren ama sendikalaşmak istediği için işçilerine kıyım ve zulüm yaşatan, yasal haklarını vermeyen, acımasız şartlarda çalıştırarak işçisinin kanını, emeğini sömürerek para kazanmaya çalışan şirketler dururken, üyelerimizin huzur içinde çalıştığı bu firmaların boy hedefi yapılmasını şiddetle reddediyoruz.
Bu şirketler bu ülke içinde fabrika kurmakla, bizim insanımızı çalıştırmakla ve bizim devletimize vergi vermekle artık bizim şirketlerimizdir ve sendikal hak ve özgürlüklere karşı sergiledikleri tavırla da, sendikal örgütlülüğe direnen yerli sermaye şirketlerden çok daha saygındır ve çok daha onurludur.
Bu tür kampanyaları başlatan ve yayanlar bir noktayı asla unutmamalıdır ki, düşüncesizce ve hamasi tepkiler, gerçekte zalim İsrail Devleti’ne değil, doğrudan kendi yurttaşlarına ve onların çoluk çocuğuna, bu şirketle bağlantılı olarak çalışan yüzbinlerce insana zarar vermektedir.
O itibarla, kamuoyunu hiçbir gerçekçi ve akılcı amaca hizmet etmeyen bu tip boykot çağrılarına itibar etmemeye, kendi insanının yaşam hakkına sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
GENEL MERKEZ
YÖNETİM KURULU