GEMİYİ NASIL KURTARMALI?
Neyi savunduğunuz kadar nasıl savunduğunuz da önemli. Eğer tek başınıza haksızlıklara karşı direndiğinizi düşünüyorsanız, sadece kendinizi kandırıyorsunuzdur.
Hayatın her alanında örgütlenme, hak almanın en etkili yolu. Neyi savunduğunuz kadar nasıl savunduğunuz da önemli. Eğer tek başınıza haksızlıklara karşı direndiğinizi düşünüyorsanız, sadece kendinizi kandırıyorsunuzdur.
Bugün aydınlar, önderler, siyasi görüşü ne olursa olsun bir araya gelinmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. AKP iktidarına karşı oluşturulan birliktelik sadece siyasi alanda değil sağhkta, eğitimde, hukukta, sendikal alanda da kendini gösteriyor. Sendikalarda uzun yıllardır hakim olan "gemisini kurtaran kaptan" anlayışı değişmeye başladı. Artık gemiyi kurtarmanın tek başına mümkün olmadığı yaşanarak görüldü. İktidara "Evet efendim, tamam efendim" denildikçe daha da küçüldüler. İşçüer hak kayıpları yaşadı. Çahşma hayatında kayıt dışüık, taşeronlaşma, esnek çahşma, güvencesizlik daha da hakim olmaya, hatta devlet eüyle yapılmaya başladı. ‘Artık yeter!’ Türk-İş’e bağh 8 sendika "Artık yeter!" diyerek tüm güçlerini birleştirme kararı aldı.
9 Mart’ta Belediye-İş Sendikası üyelerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşadığı baskılara karşı alana çıktı. Bu birliktelik Türk-İş için ilk değil ama hedefleri bakımından Türkiye’de bir ilk. Bu cesur sendikaların isimleri şöyle: Tekgıda-İş, Petrol-İş, Hava-İş, Tümtis, TGS, Kristal-İş, Toleyis ve Deri-İş Uzun soluklu yürüyüş başladı Belediye-İş Sendikası’na destek eyleminde Hava-İş Sendikası Genel Başkam Atilay Ayçin’in yaptığı konuşma, amaçlarını net bir şekilde anlatıyor. Sözü Ayçin’e bırakıyorum. Aydınlık günler dilerim. "…Ama biz biliyoruz ki bu kavgada sadece İBB’yi hedef alırsak, belediye başkam üe sorunu çözmeye çalışırsak hedefi küçültmüş oluruz, hedefi yanıltmış oluruz.
Bu belediye AKP’nin belediyesi değil mi? Bu kadrolar AKP’nin kadrosu değil mi? Bu talimatlar AKP’den gelmiyor mu? Bunlar AKP’nin parti politikaları değil mi ? 2 dönemdir iktidarda olan AKP, birincisi ‘Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır’, ikincisi de ‘Patronlarıma uzanan eller karşısında beni bulur’ diyor. Biz de buradan işçi sendikaları olarak siyasi iktidara sesleniyoruz. Başta belediye işçisi olmak kaydıyla bundan sonra işçüere uzanan bütün eller kırılacaktır. İş Yasası’m değiştirdiler; yetmedi. Sosyal Güvenlik Yasa’sını değiştirdiler; yetmedi.
Torba yasayı getirdiler; yetmedi. Yarın Ulusal İstihdam Stratejisi’ni getirecekler; yetmeyecek. Kıdem tazminatı; yetmeyecek. Amaçları şu… ‘Türkiye bir bütün olarak ya bizim isteğimiz gibi olacak ya da yok olacak’ diyorlar. Ama buradan sesleniyoruz. Bugün burada bulunan 9 sendika, Türk-İş’te örgütlü olan sendikalar olarak sesleniyoruz. Hani siz Türk-İş’i kendinize arka bahçeniz olarak tanımlıyordunuz ya. Sayın Başbakan, o arka bahçenin içerisinde elinize batacak dikenler var. Mücadeleci sendikalar var. İşçi sınıfina önderlik edebilecek sendikalar var. Bundan sonra nerede bir eylem varsa buradaki sendikalar orada olacak. Küçük işyeri olabilir, büyük işyeri olabilir. Nerede haklı bir direniş ve eylem varsa var ise biz orada olacağız. İşte bu ta Türk-İş Genel Kurulu’na kadar gidecek uzun yürüyüşün bir başlangıcıdır."
Kaynak:esmergenc@aydinlikgazete.com