GENÇLER MURAT’I UNUTMASIN…
İki gün önce Bodrum´da bir iş cinayeti daha işlendi. Murat Karabaş, çalıştığı izolasyon çukurunda meydana gelen göçükte hayata gözlerini yumdu.
![GENÇLER MURAT’I UNUTMASIN…](https://www.tekgida.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Askin-Suzuk_7346.jpg)
İki gün önce Bodrum’da bir iş cinayeti daha işlendi. Murat Karabaş, çalıştığı izolasyon çukurunda meydana gelen göçükte hayata gözlerini yumdu.
Bir iş cinayeti daha…
İstanbul işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2012 yılının tamamında en az 878 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişti. 2013 yılının ilk altı ayında ise iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı 448’e ulaştı. Bunlar tespit edilebilen can kayıpları… Bilançonun çok daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Rakamların dili soğuktur. Henüz 29 yaşındayken hayatını yitiren Murat Karabaş’ın ölümü bu rakamlara bir çentik daha atacak. Bu erken ölümle öğrendiğimiz Murat’ın öyküsü can acıtıyor, vicdan sızlatıyor. Murat Karabaş, bir sporcu. Milli atlet. Uzun mesafe koşularında Türkiye şampiyonlukları elde etmiş.
Ama bu başarıları, her üç gençten birinin işsiz kaldığı, gerçek işsizliğin yüzde 20’ye dayandığı ülkemizde kaderini değiştirmeye yetmemiş. Ege Üniversitesi Beden EĞİTİM ve Spor Meslek Yüksekokulu mezunu olan Murat, KPSS’yi kazanıp beden öğretmeni olmayı isterken ölüm onu bir izolasyon çukurunda buldu. Karnını doyurmak için inşaat işçiliği yapıyordu. Ona güvenceli bir iş ve meslek, güzel bir gelecek sunmayan bu ülkede kaderini değiştirmeye çalışıyordu.
Faciadan bir gün önce Türkiye’nin Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, bir Gençlik Merkezi’ni açtığı Adıyaman’da şunları söylüyordu: "Yolu gençlik merkezinden geçen yavrularımızın molotof kokteyli atarak polisimizi yakmaları mümkün değildir. Yolu bu binalardan geçen yavruların arasından hırsız, katil çıkmaz. Yolu bu binalardan geçen çocuklarımız vatanını, milletini seven, devletine ve bayrağına saygı duyan nesillerdir, insanını yücelten, yaşamaktan keyif alan, başkalarının da yaşaması için çaba ve gayret gösteren bireyler olurlar." Murat’ın yolu bu merkezlerden geçmedi. Doping yaparak Bakan Kılıç’ın gözdesi haline gelemedi.
2020 Olimpiyatlarfnın istanbul’da yapılması için harcadığı yoğun mesaide "Türk sporcusu"nu göklere çıkaran Bakan’ın radarına giremeyen binlerce sporcudan biri oldu. Türkiye şampiyonlukları olan Murat’ın öğretmenlik hayali KPSS sınavına takıldı, işsiz kaldı. Geçim derdi ile inşaatlarda geçici çalışmaya mecbur bırakıldı. Bakan’ın işaret ettiği gençlerden biri olamadı, "yaşamaktan keyif alamadan" bir cinayete kurban gitti. Bu acı öykü, hükümet yetkilileri tarafından her fırsatta övülen düzeni özetlemektedir. Gençlerine sömürü, yoksulluk ve işsizlikle örülmüş bir gelecekten başka bir şey sunamayan bir düzen.
Kişiliksizleştiren, silikleştiren ve sınavlara koşullandıran bir eğitim sistemi. Niteliksiz ve beceriksiz kadroların yönetmeye çalıştığı bir ülke. İstihdamın giderek taşeron, kayıtdışı, güvencesiz ve geçici niteliğe kaydığı bir emek rejimi… On yılı aşkın bir süredir iktidarda olan AKP, böyle bir düzeni sağlam kazığa bağlarken sermaye düzeninin en has temsilcisi olduğunu gösteriyor.
Şimdi bu düzene karşı biriken tüm tepkiler, aynı nedenle AKP hükümetine ve Başbakan’a yöneliyor. Tepkiler, Haziran Direnişi’yle bir öfke patlamasına dönüştü. Gençler kendi gelecekleriyle beraber ülkenin kaderinin de değiştirilebileceğini gösterdiler. Halk, onlardan büyük bir güç aldı. Şimdi hesap sorma vakti. Kahrolası düzeni gözler önüne seren Murat’ın ölümü, iş cinayeti rakamlarına bir çentik atmaktan daha fazlasını ifade etmeli.