GREV FOBİSİ VEYA THATCHER’İN RUHU
Türkiye´de uzun bir sessizlik ve zoraki iş barışından sonra grev yeniden konuşulmaya başlandı. THY, Çaykur ve Metal sektöründe grevler gündemde. THY ve Çaykur´da grev kararları alındı. Metal sektöründe ise uyuşmazlık tutuldu. Grev sendikal mücadelenin en önemli silahı. Ancak
Türkiye’de uzun bir sessizlik ve zoraki iş barışından sonra grev yeniden konuşulmaya başlandı. THY, Çay Kur ve Metal sektöründe grevler gündemde. THY ve Çay Kur’da grev kararları alındı. Metal sektöründe ise uyuşmazlık tutuldu. Grev sendikal mücadelenin en önemli silahı. Ancak uzun zamandır ülkemizde grevler gündemde yok. Özellikle 2000’li yıllardan sonra grev neredeyse tümüyle unutuldu.
1987,1988 ve 1989’da yıllık ortalama 30 bin işçinin katıldığı grevlere 1990 ve 1991 yıllarında ortalama 160 binin üzerinde işçi katıldı. 1995 yılında ise greve katılan işçi sayısı 200 bine yaklaştı. Bu Türkiye çalışma ilişkileri tarihindeki en yüksek grevci işçi sayısıdır. 2000’li yıllarda ise greve katılan işçi sayısı yıllık ortalama binlerle ifade edilmektedir. 2001 yılında yaklaşık 10 bin işçi greve katılırken bu sayı zamanla giderek azalmış, 2010 ve 2011 yıllarında binin altına düşmüştür. 2011 yılında greve katılan işçi sayısı sadece 557’dir.
Grev eğilimindeki düşüş tablodan açıkça görülmektedir. 2000’li yıllarda grev eğilimi düz bir çizgi haline gelmiştir. Grev ertelemeleri ve erteleme tehditleri, sendikaların zayıflaması ve ekonomik krizler grevler üzerinde ciddi bir basınç oluşturdu. Sendikal hareket grevi ağzına almaz oldu. Özellikle AKP dönemindeki grev ertelemeleri ve erteleme tehditleri caydırıcı bir rol oynadı. 2000’li yıllarda cam, lastik ve maden sektörlerinde 8 büyük grev ertelendi. Bu ertelemelerin 5’i AKP hükümetleri tarafından yapıldı.
Sendikal mevzuat hükümete bir grev kararını veya uygulamaya başlanmış bir grevi milli güvenliği ve genel sağlığı tehdit ettiği gerekçesiyle 60 gün süreyle erteleme yetkisi veriyor. Bu yöntem geçmişte oldukça keyfi biçimde kullanıldı. Rakı bardağı, pencere camı ve otomobil lastiği üretiminin durması milli güvenlik ile ilişkilendirildi. Grev hakkını fiilen ortadan kaldıran bu erteleme hükmü 6356 sayılı yeni yasada da aynen yer alıyor. AKP bu antidemokratik hükmü korudu. AKP grevleri sevmiyor, grev hakkından hazzetmiyor. Bunu grev ertelemeleri ile, THY grevi gündeme geldiğinde apar topar yasayı değiştirip havacılık sektöründe grevi yasaklamasıyla, yeni sendikal yasa kabul edildikten sonra ayrı bir yasa ile borsada grevi yasaklayarak ve grev erteleme yetkisini koruyarak defalarca kanıtladı.
Şimdi yeni grev ihtimalleri nedeniyle AKP grev sevmez yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor ve açıkça grev hakkına karşı tehdit savuruyor. Geçen hafta yaşamını yitiren ve grevlere karşı düşmanca tutumuyla bilinen Demir Leydi Thatcher’in ruhu Ankara’da dolaşıyor. MALİye Bakanı Mehmet Şimşek, THY grevi için "Türk Hava Yolları yalnız değildir. Ne gerekiyorsa yaparız. Ulusal güvenlik ve turizm için çok önemli bir kuruluştur. Uçuşların aksamasını kabul edemeyiz" demiş (Hürriyet, 9 Nisan Kaynak: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerinden hazırlanmıştır. 2013). Bakan grev erteleme tehdidi savuruyor. Özel hukuka tabi bir şirket olan "THY yalnız değildir" diyor. Hayrola bu ne "sınıf" dayanışması! Siz özel şirketlerin idare komitesi üyesi misiniz yoksa MALİye Bakanı mı? Grev anayasal ve evrensel bir haktır. Özel bir havayolu şirketinde grevin milli güvenlikle ilgisi olduğunu söylemek saçmalığın daniskasıdır. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir iddia ortaya atsanız size gülerler.
Bir taşımacılık şirketi grevi milli güvenliği tehdit ediyormuş! Sanki bir komedi programındayız ve bakan bey espri yapıyor. Dünyanın her yerinde havayollarında grev olur ve hiçbir bakan bunu milli güvenlikle ilişkilendirmez. Böyle yaparsa deli muamelesi görür çünkü. Ama Türkiye’de olur. Türkiye’de rakı bardağı, pencere camı, araba lastiği üretiminin ve uçuşların durması milli güvenliği etkileyebilir! Maazallah, THY’de grev olursa THY’nin kârları bir miktar düşebilir bu da ekonomide istikrarı bozar, sonra diğer işçiler THY işçilerini örnek alır, onlar da grev yapar.
Böylece ekonomide istikrar bozulur ve milli güvenlik tehlikeye girer! Unutmadan, Çay Kur’da grev olursa çay tiryakisinin sağlığı ve sinirleri bozulabilir. Bu nedenle Çay Kur grevi de genel sağlık açısından tehlikeli olabilir! Şaka değil, bu saçma gerekçelerle geçmişte nice grevler ertelendi. Önümüzdeki günler grev hakkı açısından kritik. Bakalım AKP hükümeti grev hakkına saygı mı gösterecek, yoksa Demir Leydi’nin ruhunu mu şad edecek!