GREV GÜNLERİ
22 Nisandan itibaren ÇAYKUR’a ait 58 işletmede son yılların en geniş katılımlı grevi başlayacak ve Tekgıda-İş üyesi 10 bine yakın işçi greve çıkacak.
Sermaye güçleri bir taraftan işçi ve emekçiler arasındaki her türlü ayrım ve rekabeti artırıp sınıf içi bölünmeyi derinleştirirken, diğer taraftan aynı kesimleri ortak çıkarlar etrafında fiilen birleşmeye ve birlikte hareket etmeye zorluyor.
Türkiye’de uzun zamandır, bu kadar sık aralıklarla grev ve iş bırakma kararlarının alınıp uygulandığı bir dönem yaşanmadı. AKP Hükümetinin emekçilerin iş güvencesine ve kazanılmış haklarına göz dikmesi, kamu hizmetlerini adım adım özelleştirme girişimlerine karşı ortaklaşan talepler üzerinden yapılan eylemler, geçmişte hemen hemen bütün sendikaların temel felsefesini oluşturan “Her koyun kendi bacağından asılır” anlayışının yavaş da olsa değişmeye başladığının işaretlerini vermeye başladı.
2013 yılının ilk yarısında yaşanan ekonomik ve siyasal sorunlara paralel olarak taşeronlaştırmanın yaygınlaştırılmak istenmesi ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin hedefe konulması gibi gelişmeler açık bir öfke birikmesi yaratıyor. Kamu ve özel sektörde örgütlü sendikaların eylemlerinin belirgin bir şekilde artması, peş peşe yaşanan iş bırakmalar ve alınan grev kararları, emekçilerin ve emek örgütlerinin nihayet kendilerine gelmelerini sağladı.
Büro hizmet kolundaki sendikaların alanlarında yaşanan hak gasplarına karşı 27 Şubatta yaptıkları ve ülke çapında etkili olan iş bırakma eylemini, 27 Martta PTT’nin özelleştirilmesine karşı haberleşme ve iletişim emekçilerinin iş bırakma eylemi izledi. Grev haklarına sahip çıktıkları için işten atılan Hava İş üyesi 305 emekçinin TİS görüşmeleri sırasında THY yönetimi tarafından yargı kararlarına rağmen işe iadelerinin kabul edilmemesi nedeniyle 10 Nisanda grev kararı alındı.
Demir yollarında kamu tekelini kaldıran ve “serbestleştirme” olarak ifade edilen fiili özelleştirme uygulamalarının durdurulması için demir yolu emekçileri 16 Nisanda başarılı bir grev gerçekleştirdiler. 17 Nisanda sağlık alanında yaşanan ve giderek artan şiddete dikkat çekmek amacıyla sendika ve meslek örgütlerinin katılımıyla bir günlük iş bırakma eylemi yapıldı.
Metal iş kolunda örgütlü sendikalar, toplusözleşme sürecinde yaşanan uyuşmazlıklar nedeniyle adım adım greve giderken, tepkilerini yürüyüşler yaparak, fazla mesaiye kalmama eylemleri örgütleyerek sürdürüyorlar. Ülkenin dört bir yanında sendikalı oldukları için işten atılan işçiler, sendikalı çalışmak için direniş ve eylemlerine devam ediyorlar.
22 Nisandan itibaren ÇAYKUR’a ait 58 işletmede son yılların en geniş katılımlı grevi başlayacak ve Tek Gıda-İş üyesi 10 bine yakın işçi greve çıkacak. ÇAYKUR’da 2009 yılında 14 bin işçi ile işlenen 650 bin ton çay, bugün 10 bin işçi tarafından işleniyor. ÇAYKUR’da Çalışma Bakanlığının taraflı tutumu nedeniyle ortaya çıkan yetki belirsizliği ve işçilerin bu süreçte giderek ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarına rağmen, geçmişte yaşanan kayıpların karşılanmaması, grev kararı alınmasının en önemli nedeni.
Türkiye’nin dört bir yanında, farklı alanlarda yaşanan işçi eylemleri, direnişler, iş bırakma ve grevlerle geçirdiğimiz dikkate alındığında emek cephesinde farklı farklı alanlarda biriken öfkenin birleştirilerek daha güçlü ve daha etkili bir mücadele cephesinin oluşturulması gerekiyor.
Sendikalar ve emek örgütleri saldırıların tek merkezden ve etkili bir şekilde yaşandığı bugünlerde, tek vücut olarak hareket etmek ve birbirinden bağımsız olarak gerçekleşen eylem, direniş ve grevleri nasıl ortak ve birleşik mücadelenin dayanakları haline getirebileceklerinin yollarını aramak zorundalar. 1 Mayıs’ın ülkenin her yerinde ortaklaşarak, güçlü ve kitlesel olarak kutlanmasındaki ısrar, bu arayışların ilk somut adımları olabilir.