GREV YASAĞINA KARŞI SENDİKALAR SINAVDA!
Havacılık işkoluna getirilen grev yasağı, çalışma hayatında ve sendikal harekette daha önemli gelişmelere yol açabilir.
Havacılık işkoluna getirilen grev yasağı, çalışma hayatında ve sendikal harekette daha önemli gelişmelere yol açabilir. Sendikal hareket, grev yasağına karşı ciddi bir tepkiye yönelmezse hak kayıplannın, emeğe yönelik saldınlann arkası da gelecek gibi gözüküyor.
Başbakan Erdoğan, grev yasağını savunurken THY’yi "stratejik bir kurum" olarak niteledi. Yani bunun arkasından birçok kurum ya da sektör "stratejik" olarak nitelendirilip diğer işkollannda da yeni grev yasaklan gündeme gelebilir.
Yine bu süreçte Başbakan Yardımcısı Babacan da kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemeden söz etti, kıdem tazminatının bireysel bir fona dönüştürüleceğini belirtti. Demek ki emeğe yönelik saldınlara şimdiden zemin hazırlanıyor. Havacılık işkolundaki grev yasağı ile sendikalann "nabzı" ölçülüyor.
Nitekim Türk-lş’in 2003 yılında yapılan genel kurulunda Başbakan Erdoğan, SSK hastanelerinin işçilerin elinden alınıp Sağlık Bakanlığına devredileceğini söylemişti. O genel kurulda Türk-lş’ten ciddi bir tepki gelmedi. Erdoğan o kongrede hem "meydan okudu" hem "nabız yokladı". Gerekli tepkiyi görmeyince de önce SSK hastaneleri gitti, arkasından da sosyal güvenlik alanında ciddi hak kayıplan oldu.
Grev hakkı, tek başına bir hak değildir. Aslında grev hakkının yasaklanmasıyla toplu sözleşme ve örgütlenme hakkı da yasaklanıyor, demektir. Çünkü sendikal haklar, örgütlenme, toplu pazarlık ve grev hakkıyla birlikte bir bütündür. Grev hakkına yönelik saldın, tüm bu haklara da yönelik demektir.
Yarın toplu pazarlığın da, örgütlenmenin de bir anlamı kalmaz. Nitekim kamu çalışanlanyla ilgili toplu sözleşme süreci de grevsiz bir hakkın hiçbir anlam ifade etmediğini ortaya koymuştur.
Bu aşamada sendikal hareketin, işçi-memur demeden tüm çalışanlann ortak ve birleşik bir mücadele yürütmesini acil olarak önüne koyması gerekir. Ortak ve birleşik bir mücadelenin zemini vardır. 23 Mayıs Grevi de kamu kesiminde bunun bir örneğini oluşturmuştur.
Grev yasaklanna karşı verilecek mücadelede TEKEL direnişi örneği de dikkate alınmalıdır. TEKEL direnişinin başlangıç aşamasında, emek örgütlerinin birlikteliği 4/C statüsü ile ilgili birtakım iyileştirmelerin olmasına yol açmıştır. 4/C statüsünde çalışanlar açısından ücretler, çalışma süreleri, tazminatlar gibi konularda önemli iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak konfederasyonlar, 26 Mayıs 2010’da genel eylem karan almalanna rağmen bunun gerçekleştirilmemesi, TEKEL direnişini zayıflatmış, arkasından da Anayasa Mahkemesi 4/C’yi iptal etmemiştir.
Günümüzde Hava-lş’in direnişi çok ciddi biçimde desteklenmeli, 5 Haziran’da toplanacak Türk-lş Başkanlar Kurulu olaya el koymalı, tüm emek örgütleri ve meslek kuruluşlan ortak bir mücadele hattının kurulması için çaba harcamalıdır. 15-16 Haziran Direnişinin42. yılında bu büyük deneyim örnek alınarak sendikal haklara yönelik saldınlara karşı sınıfsal birlik sağlanmalıdır.
NOT: Akli ve gönlü iie her zaman emeğin yanında dan değedi hocamız izzettin Önder de Yurt’ta yazmaya başladı. Kendisine "hoş geldiniz" diyorum…