GREV YASAĞINDA AKP SAMİMİYETİ
Toplu İş İlişkileri KanunTasansı, Meclise sunuldu. Önce bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi ile ilgili işkolu barajı ciddi bir tartışma konusu oldu.
Toplu İş İlişkileri KanunTasansı, Meclise sunuldu. Önce bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi ile ilgili işkolu barajı ciddi bir tartışma konusu oldu. Yüzde 10 işkolu barajı, başlangıçta taraflann mutabakatı ile binde 5’e düşmesine rağmen son anda yüzde 3’e çıkarıldı. 28 işkolu da 18’e inince yüzde 3lük baraj da işçi sayısı yönünden otomatikman yükseldi. Yine birçok sendika, yüzde 3’lük barajı aşamama durumuyla karşı karşıya bulunuyor.
Aslında esas sorun, yasa tasansındaki grev yasaklannın ve anti-demokratik düzenlemelerin gözden kaçınlmasıdır. AKP, 12 Eylül 2010 Anayasa referandumunda, 1982 Anayasasında yer alan siyasi grev, genel grev, dayanışma grevi gibi yasaklann kaldınlacağı propagandasını yapmıştı. Referandumda "yetmez ama evet" diyen "liberal solcular da" demokrasi adına bu konuyu işlediler. Nitekim Anayasanın 54. maddesinde yer alan bu yasaklar kalktı. Ancak bu konunun yasayla düzenlenmesine sıra gelince, Toplu İş İlişkileri Kanun Tasansı’nda grev hakkının son derece sınırlı olduğu ortaya çıktı.
Tasarıdaki grev hakkı ancak " toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde" geçerli oluyor. Aksi halde yapılan grev, "kanun dışı" sayılıyor. Yani, sadece menfaat uyuşmazlıklannda, toplu iş sözleşmesi sürecinde bir anlaşmazlık çıkarsa grev hakkı tanıyor, siyasi grev, genel grev, dayanışma grevi gibi haklar yasaklanıyor.
Ayrıca grevin Bakanlar Kurulu tarafından ertelenmesi halinde sorunu çözmeye Yüksek Hakem Kurulu yetkili. 1980 öncesinde grev en fazla 3 ay ertelenip sonra yeniden başlayabiliyordu. Yine son tasanda, elektrik, doğalgaz, petrol üretimi ve dağıtımı, bankacılık hizmetleri, hastaneler, şehir içi toplu taşıma hizmetlerindeki grev yasaklan sürüyor.
Mahkeme, "iyi niyet kurallanna aykın tarzda toplum zaranna veya milli servete zarar verecek " bir grevin tespiti halinde durdurulmasına karar verebiliyor. Bu da grev hakkının soyut ifadelerle kısıtlanması anlamına geliyor. Yargının son durumu da göz önüne alındığında siyasal iktidann istemediği bir grevin uygulanması zor gözüküyor. Kanun dışı grev gerekçesiyle işverene işçiyi işten çıkarma yetkisi tanınıyor. İşte AKP’nin "ileri demokrasisinin samimiyeti" böyle…