GREVLERİN ERTELENMESİ
Yasa, erteleme kararının genel sağlık ve milli güvenlik kavramlarına dayandırılmasını öngörmüştür. Milli güvenlik kavramı, bir devletin bekası, varlığının devamı ile ilgilidir; ülkenin toprak bütünlüğünün, iç barışının korunması anlamına gelir.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın beş işletmede iki bin işçi için yürüttüğü toplu iş sözleşmesi sürecindeki anlaşmazlık nedeni ile uygulamaya koyduğu grev kararlarından Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası(MESS)’na üye işyerlerinden dördünde uygulanan grevler “milli güvenliği bozucu nitelikte” görüldüğünden Resmi Gazetede yayımlanan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan bir kararla 60 gün süreyle ertelenmiş, MESS üyesi olmayan bir işyerinde uygulanan grev erteleme kapsamı dışında bırakılmıştır.
Erteleme kararı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın 63. maddesindeki düzenlemeye dayanmaktadır. Yasaya göre; Bakanlar Kurulu, karar verilmiş veya başlatılmış bir yasal grevi genel sağlık veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise 60 gün süre ile erteleyebilir. Bu süre içinde anlaşma sağlanamazsa uyuşmazlık hükümet ve işveren temsilcilerinin çoğunlukta olduğu Yüksek Hakem Kurulu’nca çözülür ve mutlaka işçi aleyhine hükümler içeren bir sözleşme bağıtlanır. Yasanın Bakanlar Kurulu’na verdiği yetki cumhurbaşkanınca kullanılmış ve adrese teslim bir grev ertelemesi yapılmıştır.
MİLLİ GÜVENLİK NEDİR?
Yasa, erteleme kararının genel sağlık ve milli güvenlik kavramlarına dayandırılmasını öngörmüştür. Milli güvenlik kavramı, bir devletin bekası, varlığının devamı ile ilgilidir; ülkenin toprak bütünlüğünün, iç barışının korunması anlamına gelir. Ülkenin savaş halinde, terör sarmalında olması durumlarında grev ve lokavtların ertelenmesi öngörülmüştür. Oysa günümüz Türkiye’sinde ülkenin geleceğini tehlikeye sokan böyle bir ulusal güvenlik sorunu yoktur. Öyleyse alınan erteleme kararının yasal dayanağı yoktur ve erteleme kararının amacı başkadır.
Yasa düzenlenmesinde Bakanlar Kurulu’na ait bir yetki, tarafsız olması gereken cumhurbaşkanı tarafından kötüye kullanılarak grev hakkı yasaklanmakta ve böylece ülkemizde sendika özgürlüğüne büyük bir darbe vurulmaktadır. Hukukun temel ilkelerinden biri kötüye kullanılan bir hakkın yasa tarafından himaye edilemeyeceği ile ilgilidir. Grev erteleme konusunda tanınmış bir hakkın kötüye kullanılması, yasal bir karar olarak kabul edilemez ve yok hükmünde değerlendirilmesi gerekir.
KONFEDERASYON DEVREYE GİRMELİDİR
Birleşik Metal-İş Başkanı Özkan Atar’ın verdiği bilgiye göre, grevlerin ertelendiği işyerlerindeki üretim ihracata yöneliktir ve üretim konularının ulusal güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur. Cumhurbaşkanının amacı, sendikaların temel hakları olan grev hakkını kullanma eğilimlerini zayıflatmak, yok etmektir.
AKP hükümetleri işbaşına geldikleri 2002 yılından bu yana 21 önemli grevi ertelemiş ve cumhurbaşkanı bu ertelemeleri “işverenlerin rahat çalışması” için yaptıklarını açıklamaktan çekinmemiştir. Durum çok açıktır; işçi haklarına, sendika özgürlüğüne saygılı olmayan, sermayeden yana bir iktidar söz konusudur. Bugüne kadar işçi haklarının korunmasına özen göstermeyen işçi konfederasyonları bu son erteleme kararına karşı mutlaka direnmelidir ve grev hakkının yok edilmesine yönelik bu tür girişimlerin önüne geçmelidir.
AKP hükümeti asgari ücret, emekli aylıkları, grev ertelemeleri ile işçi hakları konusunda bir salam politikası uygularken sendikalar sessiz kalamaz ve işçi aleyhine uygulamaları kabullenemez. Bu ülkeye sustukça batan bir sendikacılık değil direnerek haklarını koruyan ve geliştiren bir sendikacılık yaraşır. Bugüne kadar AKP’ye destek olmuş sendika ve konfederasyonlar ve AKP’ye oy vermiş işçiler grev erteleme konusunun ne anlama geldiğini bilmeli ve bundan sonra siyasi tavrını ona göre belirlemelidir.