ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye ekonomisinin artık geliştiğini belirterek, bazı ürünlerin ABD’ye gümrüksüz girişine imkân sağlayan "Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi" (GTS) Programından Türkiye’yi ve Hindistan’ı çıkarmak istediğini açıkladı.
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi, 1968 yılında toplanan II. UNCTAD Konferans’ında kararlaştırılmış ve gelişmekte olan ülkelerin sanayi malları ihracatlarını artırabilmek amacıyla, gelişmiş ülkelerin bu ülkelerden yaptıkları ithalatta belirli bir taviz marjı tanımalarını öngören bir sistemdir.
UNCTAD, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Developmen) 1964 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1995 sayılı kararı ile, gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaretine daha fazla katılımlarını sağlamak ve bu yolla kalkınmalarına yardımcı olmak için kurulmuştur.
UNCTAD’ın Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi 1970 yılında yürürlüğe girdi.
Sistem ilk olarak 1 Temmuz 1971 tarihinde Avrupa Topluluğu tarafından uygulamaya konuldu. 1971 yılında Japonya, 1976 yılında ise ABD tarafından yürürlüğe konuldu.
Bugün, Avrupa Birliği (AB), ABD, Japonya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve ülkemiz tarafından uygulanmakta olan 11 otonom GTS düzenlemesi bulunmaktadır.
Türkiye eskiden birçok ülkenin GTS Rejimi kapsamında yer almakta iken, AB ile gerçekleştirilen Gümrük Birliği ve birçok ülke ile akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları neticesinde bugün yalnızca ABD, Japonya, Rusya, Yeni Zelanda, Beyaz Rusya, Avustralya ve Kanada GTS’inden yararlanmaktadır.
Ekonomi Bakanlığı 2011 yılında ABD ile olan GTS sistemini gözden geçirilerek kapsama Türkiye’nin teklif ettiği bazı yeni maddeler alındı.
Türkiye’nin GTS kapsamından çıkarılması, ne kadar kayıp yaratır?
2018 yılında ABD’ye toplam ihracatımız 8.3 milyar dolardır. Bunun beşte biri GTS sistemi kapsamında yapılmıştır. Ticaret Bakanı uygulamanın ABD’ye yapılan ihracatta 63 milyon dolar ek vergi getireceğini açıkladı.
UNCTAD kararında da GTS’nin hayat boyu devam etmesi söz konusu değildir. Türkiye 1970’ten beri, ihracatta sanayi malları oranını artırmıştır. Kaldı ki nedeni ne olursa olsun bizim savunma sanayiinde bazı tercihlerimiz değişmişse, ABD’ in de kararını ABD şantajı olarak görmemek gerekir.
Dahası bu karar, üstünde fazla durulacak bir karar değildir. Ayrıca uygulama yapılıp, yapılmayacağı da kesinleşmiş değildir. Paniklersek ve kabadayılaşırsak, ABD istediği siyasi etkiyi yaratmış olur.
Başka bir ifade ile Trumph kararı bir vergi darbesi değildir ve fakat siyasi etkisi fazladır. Çok önemsersek siyasi etkisi de artar.
Öte yandan Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması var.
Türkiye-Avrupa Birliği, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve derinleştirilmesi projesinde "Türkiye’nin AB’nin üçüncü ülkeler ile yaptığı ve yapacağı ticaret anlaşmalarından kaynaklanabilecek dezavantajları ve kayıplarının engellenmesi" de yer alıyor.
ABD, Avrupa ile Serbest Ticaret Anlaşması için müzakere yapıyor. Türkiye ile de aynı müzakereyi yapması gerekir. Bunun için AB’yi zorlamamız gerekiyor.