HATIRLAMAK ÖNEMLİ.. PİERBURG KADIN GREVİ
Metalde grev ya da metalden yükselen grev dalgası eski hızını kaybedip daha küçük işyerlerinde kısa süreli sendikadan istifa eylemlerine dönüşürken, iyi bir protokol imzalayıp işe geri dönen işçiler açısından, istenilmeyen ama beklenilen sorunlar ortaya çıkmaya başladı.
Metalde grev ya da metalden yükselen grev dalgası eski hızını kaybedip daha küçük I işyerlerinde kısa süreli sendikadan istifa eylemlerine dönüşürken, iyi bir protokol imzalayıp işe geri dönen işçiler açısından, istenilmeyen ama beklenilen sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Türk Traktör fabrikasında, patronla ‘Kimse işten çıkarılmayacak’ diye anlaşılmasına rağmen, öncü işçilerin bir bölümü atıldı. Burjuvazi intikamcıdır, unutmaz, unutanlar biziz, biz ezilenler kolay unutur ve affederiz.
Hafızaya ne çok ihtiyacımız var oysaki. Hatırlama, kayıt tutma, bizden önce mücadele verenlerin emeklerine saygıyla alakalıdır bir yandan, bir yandan da ezilen ve sömürülen sınıf ve cinsiyetin güçlenmesinin en önemli araçlarından biridir.
Sizi epey bir gerilere götürmek istiyorum, Almanya’da 1973 yılının sonbahar ve yaz aylarında otomotiv sektöründe sendikalarının onayı olmadan ya da sendika yönetimlerini karşılarına alarak işçiler işyerlerini terk etmeyip greve çıktılar, şu sıralarda bizde olduğu gibi. Almanların "VVİlder Streik" dedikleri sendika denetimi dışındaki bu grev dalgası yayılarak, 300 bin işçiyi içine aldı. İşçi sınıfı tarihi ile ilgilenenler grev dalgası içinde ‘1973 Ford Grevi’ni hatırlarlar genellikle. Bu grev ‘Türk Grevi’ olarak adlandırılır ve göçmen işçi tarihi açısından özel bir öneme sahiptir.
Ama aynı yıl kimi sınıf tarihçilerinin grev dalgasını başlattığını iddia ettikleri bir grev daha var. Bu grev, döneminde üzerine pek çok kitap yazılıp hakkında filmler çekilmesine rağmen, daha çabuk hafızalardan silindi. Almanya’da Neuss yakınlarında olan Pierburg fabrikasında oldu grev. ‘Pierburg Kadın Grevi’ olarak geçiyor çeşitli kaynaklarda. Otomotiv sanayi için karbüratörve pompa üreten Alfred Pierburg’a ait işyerinde 3 bin 500 işçi çalışıyordu, bunlardan 2 bine yakını kadındı. Fabrika nüfusunun yüzde 70’i İtalyan, Yugoslav, Yunan ve Türkiyeli göçmen işçilerden oluşmuştu.
Grevin çıkış nedeni kadınlar ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliğiydi. IGMetalI Sendikası’na üye olan işçilerin çalıştığı fabrikada, kadınların büyük bir bölümü, toplusözleşmede "hafif işler ücret grubu" olarak adlandırılan 2’nci kademe ücret grubuna giriyorlardı. Bant üretiminin ağır koşullarında çalışan kadınlar durumdan rahatsızlıklarını dile getirmişler, ama sendika imzaladığı toplusözleşmelerde bu ücret grubunu kaldırmaya yanaşmamıştı. Grevin iki ana sloganı vardı: Biri kadınlar için "Eşit işe eşit ücret" ve herkes için "1 mark daha fazla." 1974 yılında çekilen filmi izledim, beş altı ulustan 2 bin kadının Almancada bu sloganları haykırması, öyle hoş bir görüntü oluşturuyor ki anlatamam. İş önlükleriyle, her renkten, her boydan kadın…
Ücret eşitliği mücadelesi
Aynı filmde Almancayı belirgin Yugoslav aksanı ile konuşan bir işçi kadın, "Aynı bantta çalıştığım yanımdaki erkek işçi benden daha yüksek ücret alıyor. Ben ücretimin ondan daha yüksek olmasını istemiyorum, eşit ücret istiyorum, 2’nci kademe ücret grubunun kaldırılmasını istiyorum" diyordu.
Grevin ilk günü Yunanlı sosyalist bir grubun ücret eşitsizliklerine dair bildiri dağıtırken, saldırıya uğraması, polisin kadınlara silah çekmesi, ikinci gün direniş alanını basıp grev gözcülerini yaralaması, öfkenin artmasına ve görüntülerin televizyonlarda yayınlanmasına sebep oldu. Daha sonra fabrikada vasıflı addedilen ücret grubundaki işçiler de greve katıldı. Alman ve göçmen işçi kadınların ulusal önyargıları kırıp grevde omuz omuza çarpıştığı söyleniyor. Polis baskınının kamuoyuna yansıması ile dayanışma grupları harekete geçti. Hatta greve destek vermeyen sendikanın bölge yönetimi bile kadınlara yönelik saldırıyı kınayan bir basın açıklaması yaptı. Dönemin genç sosyalistlerinin, feministlerin, solcu göçmen gruplarının grevin kazanılmasında önemli rolü olduğu yazılıyor.
13 Ağustos’ta başlayan grev 20 Ağustos’ta kadınların isteklerini kabul ettirmesiyle son buldu. Ondan sonra IGMetalI Sendikası, Pierburg ve diğer pek çok fabrikada hafif işleri kapsayan ücret grubunu sözleşmelerden kaldırdı. Kısa süre sonra bu eğilim sektöre de yayıldı. Saat ücretlerine istenen 1 marklık zam yerine 65 Pfenig ücret zammı yapıldı.
Pierburg kadın grevi şu anda ‘eşdeğerde işe eşit ücret’ mücadelesi veren işçi kadınların ücret eşitliğine karşı yürüttükleri savaşımın dönüm noktalarından biri olarak adlandırılıyor. Almanya’da ve Avrupa’nın pek çok ülkesinde kadın ücretleri ile erkek ücretleri arasındaki açı henüz kalkmış değil. Bize hiç girmeyeyim, kadınlar Avrupa’da bile erkeklerden yüzde 20-17 daha az ücret alıyorlar.
Hatırlamak önemli, kadınların hatırlaması ise daha da önemli, çünkü ezilen sınıfın tarihini yazanlar da çoğunlukla erkekler. Erkek tarihçiler kadınların cinsiyet temelli ezilme biçimlerinin deneyimlerini yazmazlar, yazamazlar. Feminist tarihçilere kadın emeği alanında da büyük görev düşüyor.