HEPİMİZ TEKEL’CİYİZ!..
Bir avuç TEKEL işçisi cesur yürek, sindirilmiş, susturulmuş, köşeye sıkıştırılmış “ürkek milyonların” yapamadığını yapıyor..
Bir avuç TEKEL işçisi cesur yürek, sindirilmiş, susturulmuş, köşeye sıkıştırılmış “ürkek milyonların” yapamadığını yapıyor..
Bir avuç TEKEL işçisi, siyasi muhalefete TBMM Salı konuşmalarında top çevirmeyi, laf kalabalığını bırakıp, ülke için daha geç olmadan gidilecek adresi açık seçik gösteriyor..
Ahali koşa koşa “TEKEL işçilerinin eylem alanına” destek vermeye gidiyor.. TEKEL işçilerine giden ahali, oraya sadece TEKEL işçileri için gitmiyor, daha da çok kendi sıkıntılarına, isyanlarına ilaç bulabileceği umuduyla, kendisi için gidiyor..
Yani bu eylem, tam da olması gerektiği gibi..
“Kendim için istiyorsam namerdim” delikanlılığının, samimiyetinin ilan edildiği bir eylemdir..
Ben, muhalefetin yerinde olsam, eğrisine, yöntemine bakmadan, bütün illerde “TEKEL işçisi eylem çadırı şubelerini” hemen açarım.. Bakın ne katılım olacak görün..
TEKEL işçisini saygıyla selamlıyoruz, Türkiyemizin bölünmez bir bütün olduğunu bize çok çarpıcı bir biçimde gösterdi.. O çadırda, hem Türk hem Kürt, hem Sünni hem Alevi kader birliği halinde birbirine sarmaş dolaş vaziyettedir..
Bu ülkenin tepesine tebelleş olmuş hem Türk, hem Kürt, hem Alevi hem de Sünni vs.. haramzadelerin, milli hazineyi on yıllardır talan etmeleri nedeniyle, bugün yoksulun bu yokluğu çektiğinin bilinciyle…
Çünkü onlar, “…onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır…”
Onlar, yoksulluktan da, yokluktan da, terörden de kötü pay almanın yanı sıra, birer oy deposu, parya olarak kullanılmanın rahatsızlığını duymaya başlayan sessiz çoğunluğun sesi olmaktadırlar..
Ve işte bu yüzden, iktidarın başı, onlara karşı bir panik havası içerisindedir.. Bu hava ile, yandaşların yığıldığı “Padişahım çok yaşa!!” kitlelerine konuşma yaparak, kendisini rahatlatma ihtiyacını sergilemektedir.. Ona göre “çadıra dolup soğukta ölüme yatan işçiler” işleri güçleri olan, çok şükür diyeceğine, kendisini devirmeye alet kimselerdir!! Dahası, ona göre
şöyledir;
“…’Günlerdir aç, susuz, bir simidi paylaşarak yiyorlar’mış ne acı!!? Olay ajite ediliyor.. Tazminatlar hesaba yattı.. Hâlâ maaşını alan insan durumundalar.. Eğer onlar TEKEL işçisiyse dün hepsinin maaşı takır takır ödenmiştir. 3 milyonu aşkın işsizin vebali var. İşçilerin, asgari ücretlilerin, memurların, emeklilerin, tüyü bitmemiş yetimin vebali var. Bizim 4-C kapsamında çalışacak işçilere teklif ettiğimiz ücretle çalışacak bu ülkede milyonlarca işsiz var, milyonlarca asgari
ücretli var..”
Çadırdaki işçiye “koşan” vatandaşların sayısı ile beraber, iktidarın haşin tavrı da artıyor.. “Ay sonuna kadar dağıldılar, dağıldılar… Yoksa…” tehditleri yanı sıra “asimetrik saldırı” ile vatandaşın “TEKEL’ciye” yönlendirilmesi de hesap kitap içerisinde..
Soros beslemelerini sokağa kim döküyor acaba?! Zengin görünümlü tek tip façalı “genç” eylemciler şehir meydanlarında “TEKEL işçilerini protesto!” eylemi ile iktidara omuz veriyorlar.. Tam gençliklerine yakışacak iş peşindeler yani!!
Propaganda mangalarının, çarşıda, dolmuşta, kahvede, berberde yaydıkları da “Başbakan veriyor, beğenmiyorlar, benim üniversite mezunu oğlum işsiz geziyor, nankörler!!”
itelemesi..
Kimin lafı bu?.. Başbakan’ın.. İşi ne, sadece yandaşların yüzünü güldürmek değil elbette.. Üniversite açarken, mezununun ne yapacağını düşünmek kimin işi?.. TEKEL’ci Türkiye’ye ışık tutuyor.. Görebilmesi gereken son ışık..!