Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
11 Temmuz 2016
HER ŞEY SERMAYE İÇİN; ANCAK!

AKP nüfus konusuna yalnızca çoğalma, yani, sayı olarak bakıyor; niteliği hiç önemsemiyor.

HER ŞEY SERMAYE İÇİN; ANCAK!

Cumhurbaşkanı sayıları üç milyon dolayında olan Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık olanağı tanınacağını açıkladı. Bu olayın doğru okunması gerekiyor. Çoğalmak mıyız? AKP nüfus konusuna yalnızca çoğalma, yani, sayı olarak bakıyor; niteliği hiç önemsemiyor. Ailelerden en az üç çocuk yapmalarının istenmesi; ana olmayan kadının yarım kadın sayılacağının açıklanabilmesi ve nüfus artışının ülkenin gelişmesine olumlu katkı yapacağı vurgusu aynı kapıya çıkıyor: çoğalmalıyız!

Nüfus artışının iki doğrudan ekonomik boyutu var. Artan nüfus, önce, işçi sayısının artması anlamına gelir; işçi sayısı artınca, temmuz ayında domates örneğinde olduğu gibi, fiyatı, yani ücretler düşer. Düşük ücret ise -diğer koşullar veri alındığında- işveren için yüksek kâr demektir. Özellikle sendikal hakların yerle bir edildiği; işgücü piyasasının tümüyle işverenin çoğunlukla olmayan insanlığına bırakıldığı; çalışanların yaklaşık üçte birinin kayıt dışı, yani hiçbir sosyal güvenceye sahip olmadan çalıştırıldığı; işyerlerinin sağlıksız ve can güvenliğinden çok uzak olduğu, özellikle kırsal kesimde günlük ve haftalık çalışma sürelerinin çok uzun olduğu; çocuk işçiliğinin yaygın olduğu; işçilerin çoğu kez yasal asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırıldığı bu ortamda hızlı nüfus artışı yalnızca bu olumsuzlukları daha da artırır.

Bu gerçekten ilkel çalışma koşullarına karşın resmi işsizlik oranı yıllardır yüzde 10 dolayındadır ve bir türlü azaltılamamaktadır. En son verilere göre 15-24 yaş kesitinde işsizlik oranı yüzde 17’dir. Çalışma çağı nüfusunun neredeyse bir o kadarı da iş bulma umudu olmadığı için işgücü piyasasında açıkça iş aramıyor. Bu nedenle de devletin işsizlik istatistiklerinde bile yer alamıyor. Nüfus artışı ek olarak iç talebin artması ya da pazarın büyümesi anlamına gelir. Pazarın büyümesi ise, bilindiği gibi, kapitalizmin can suyudur. Özetle AKP’nin nüfus politikası tamamıyla sermayenin kısa dönemli çıkarına hizmet ediyor. AKP’nin nüfus politikasının asıl sakat ve uzun vadede ülkenin de, sermayenin zararına işleyecek yönü, nüfusun niteliksel olarak gelişmesini tümüyle göz ardı etmesidir. Çünkü niteliksiz işgücü diğer olumsuzlukları yanında verimliliği düşük ekonomi demektir.

AKP için eğitimin niteliğinin ve bilimselliğinin hiçbir önemi yoktur. EĞİTİMin kültür, sanat ve sporla tamamlanması da akıllarına gelmez! Niteliği hiçe sayan bir nüfus artışı politikası, yalnızca çağdışı bir toplumsal yapı yaratır. ‘Zarar-zarar’ Ekonomik nedenlerle olabileceği gibi siyasal nedenlerle de bir ülkenin göçmen ve sığınmacılara kucak açması, insani açıdan kuşkusuz doğrudur. Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı verilmesi ise tek sözcükle, çok sorunludur. Önce, tamamı başvurursa, sayısal olarak ve bir anda üç milyon ya da yaklaşık yüzde dört dolayında bir nüfus artışı, ekonomi için de toplum için de kolay yutulacak bir lokma değildir. Bu sayıda nüfusun toplum tarafından özümsenmesinin sağlıklı bir biçimde gerçekleşebilmesi için, öncelikle, yerleşim yerleri, eğitim, sağlık ve iş bulma sorunlarının çözümü için ön hazırlıklar yapılması gerekir. Ancak bundan sonradır ki vatandaşlık verileceklerin sayısı doğru saptanabilir.

Bunlar yapılmazsa buradan yalnızca birbirini boğazlayanlardan oluşan bir toplumsal yapı doğar. "Kazan-kazan" kavramını sıkça kullanan karar alıcıya hatırlatmak gerekir ki bu iş beton işi değildir; toplumsaldır! Yaratacağı yıkım bir binanın çökmesine benzemez. Sonucu, kazan-kazan olmaz; kayıp-kayıp ya da zarar-zarar olur! 

DİĞER HABERLER
POLONEZ MÜCADELESİNDE PAZARTESİ KARAR GÜNÜ
POLONEZ MÜCADELESİNDE PAZARTESİ KARAR GÜNÜ

Anayasal haklarını kullanmak için mücadeleyle geçen 4 ay… Polonez işvereni, kanunu çiğneyerek işten çıkardığı işçilere teklifini yaptı. Karar işçilerde, sendika yanlarında.

HALKI YOKSUL BIRAKIP TERBİYE ETMEK İSTİYORLAR
HALKI YOKSUL BIRAKIP TERBİYE ETMEK İSTİYORLAR

Enflasyon tahminlerinde gelecek yıla ilişkin beklentiler giderek kötüleşirken düşük ücret zammı baskısı artıyor.